Çanakkale hiç böyle gerilmedi!

Dün Kızılelma ve Kirazlı Köyleri’nde altın madeni şirketlerinin organize ettiği ÇED toplantılarına giden çevreciler karşılarında Jandarma timlerini buldu. Köylülere bilgi ve destek vermek için gittikleri Kızılelma ve Kirazlı Köylerine giremeyen çevreciler ile köylüler bu duruma isyan etti...

2167
 
Kızılelma’da jandarma engel olamadı
Sabah saat 11’de Kızılelma köyünde yapılacak ÇED toplantısı için harekete geçen çevreciler Kızılelma’ya yaklaşık bir kilometre mesafede durduruldu. Valiliğin yazılı emri olduğu için köye alınmayacaklarının söylenmesi üzerine, durumdan haberdar olan köylüler ayrı bir yoldan gelerek çevrecileri köye sokmayı başardı. Bu sırada barikat kuran jandarma ekipleri ise ne olduğunu anlamadı. Çevrecileri de alarak köy kahvesine gelen köylüler, burada toplantı için getirilen işçileri ve görevlileri kahveden kovarcasına dışarı çıkardı. Ve burada yapılması gereken iki ÇED toplantısı yapılamamıştır denilerek tutanak tutuldu.
 
 
Kirazlı’da gerginlik doruğa çıktı
Kızılelma’dan sonra saat ikide Kirazlı’ya gelen çevreciler burada üç ayrı noktada bekleyen jandarma tarafından kaşılandı. Kızılelma’da çevrecileri durduramayan jandarma kuvvetleri burada işi daha sıkı tuttu. Jandarma Alay Komutuna Kıdemli Albay Sait Koca’nın da geldiği Kirazlı’da, vatandaşlar ÇED toplantısına kimlik kontrolü yapılarak alındı. Köyden olmayanların dışarı çıkarıldığı ÇED toplantısı burada bu şekilde gerçekleştirilmiş oldu. Belediye Başkan Vekili Muharrem Erkek ve Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant, köye sokulmamalarına çok sert tepki verdi.
 
 
Basın açıklaması ile tepki gösterdiler
Kirazlı dönüşü Cumhuriyet Meydanı’na gelen çevreciler burada basın açıklaması yaparak, tepkilerini dile getirdiler. Çevre Platformu sözcüsü Hicri Nalbant; “Türkiye Cumhuriyeti bir müstem-leke Devleti olmadığı gibi, Çanakkale ili de bir müstemleke şehri hiç değildir. 1915 yılında tankları, topları ve gemileri ile işgal edemedikleri yöreyi ve bölgeyi, altıncı şirketleri ile geçebileceklerini düşünenler yanılıyorlar. Bu faaliyetlere izin verenler, buna ortak olanlar er ya da geç tarihin önünde hesap vereceklerdir.”dedi.
 
Vekiller Ankara’dan seslendi!
Çan Kızılelma Köyü ve Kirazlı’da çevre dostlarının jandarma engeli ile karşılaşmasına CHP’li vekiller tepki gösterdi. Serdar Soydan “Eğer bu iş zorla olacaksa, biz de CHP’li 135 milletvekiliyle oraya geliriz, halkın bize verdiği yetkiyi kullanırız. Kazdağları’nı hep beraber koruruz. Çünkü Kazdağları herkesindir” dedi. Ali Sarıbaş; “Halkın demokratik haklarının kullanılmasının engellenemeyeceğini, jandarma baskısı ile altıncıların çıkarını korumaya kalkmanın sonuçlarını iyi düşünmek lazımdır. Türkiye müstemleke bir devlet değildir” dedi.
 
 
 
Barikatlar siyanür havuzları için…
Çevre dostlarının Kazdağlarına, geleceğimize, doğamıza, havamıza suyumuza sahip çıkma mücadelesi jandarmanın barikatı ile karşılaştı.
Kazdağlarında yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı direnişte Kızılelma köylüleri büyük bir zafer kazandı. Yüzlerce jandarma Çanakkale ve diğer köylerden gelenleri Valinin talimatı ile sokmamaya çalışırken köye, tepelerden, tarlalardan girildi. Köylüler altıncı şirketin adamlarını teneke çalarak köylerinden kovdu.  Kirazlı da ise çevreciler ve köylüler toplantıya jandarma engeli nedeniyle katılamadı. ÇED toplantısında sadece şirket çalışanları bilgilendirilirken Çevre Platformu Savcılığa suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
 
 
 
Köylüler `Altın`cı filonun arkasından teneke çaldılar
Kazdağlarında altın madeni istemeyen yöre halkının, bir süredir altıncı şirketlerin ÇED toplantılarına izin vermemesi ve maden yetkililerini köylerinden kovmasına bir yenisi daha eklendi. Çan Kızılelma Köyünde yapılmak istenen ÇED toplantısına katılmak isteyen çevreciler Jandarma’nın engellemesi ile karşılaştı. Kızılelma köyü girişinde durdurulan grupların üstü arandı ve köye girmelerine izin verilmedi. Bu sırada altın madeni şirketi araçlarının ise herhangi bir engelle karşılaşmadan köye giriş yaptıkları gözlendi.
 
Jandarmanın Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın yayınladığı “Toplantıyı engelleme amaçlı gruplar köye sokulmamalı” yönündeki talimatı nedeniyle grupları köye sokmadığı bildirildi. Bunu haber alan Kızılelma köylüleri grubun durdurulduğu bölgeye kadar yürüdü. Jandarma ile görüşen ancak bir sonuç alamayan köy halkı çevrecilerle birlikte tarlalardan ve tepelerden barikatı aşarak toplantının yapılacağı bölgeye geri geldi. Köylüler genelgeye de tepki göstererek bizi askerimizle karşı karşıya getirmeye kimsenin hakkı yok biz terörist miyiz dediler.
 
Köye Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncer ve Çan Kaymakamı Hasan Gözen de geldi. Köylüler Kaymakam Gözen’e de çok sert tepki gösterdi. Dört yıldır istedikleri muhtarlığın kendilerine verilmediğini ancak madencilere verildiğini ifade eden köylüler Gözen’e sert eleştirilerde bulundu. Daha sonra toplantının yapılacağı muhtarlık binasına giren köy halkı madencileri kovdu. Aynı köyde yapılması planlanan Çamyurt köyündeki altın madeni ile ilgili ÇED toplantısı da köylülerin yoğun tepkisi nedeniyle yapılmadı. Toplantı yapılamamıştır tutanağı Çevre ve şehircilik İl Müdürü Namık Güver ve diğer ilgililer tarafından kayda alındı. Muhtarlık dışında bekleyen Kızılelma köylüler ise ellerinde teneke ve tencerelerle kahvehanede bulunan altıncıları kovdular.
 
 
 
Kirazlı da ‘kandırmaca’ toplantısı
Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın yayınladığı genelge Kirazlı`da harfiyen uygulandı. Köyün üç girişi de kapatıldı. Çevre köylerden ve Çanakkale’den gelen vatandaşlar köye sokulmadı. Jandarma ile vatandaşlar asrında gerginlik yaşandı. Barikatı aşan bir vatandaş karga tulumba bölgeden uzaklaştırıldı. Valilik genelgesinde “Çamyayla, Dedeler, Alanköy, Ortaca, Haliloğlu, Serçeler, Yukarışapçı, Çazgirler, Karaibrahim” köyleri dışında gelenlerin. toplantıya alınmayacağı yazdığı öğrenildi. Ancak toplantıya katılmak için adı geçen  köylerden gelenlerinde katılmadığı öğrenildi. Barikatları aşmaya çalışanlar karga tulumba bölgeden uzaklaştırıldı. Toplantıya sadece şirket çalışanları ve yine şirketin farklı yerlerden getirdiği vatandaşlar katıldı. Dışarıda ise protestolar devam etti. Toplantı geeçrisz olduğu yönündeki tüm uyarılara rağmen yapıldı. Toplantı sonrası açıklama yapan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Namık Güver, “Sıkıntı yok. Toplantıyı tamamladık” dedi.
 
 
 
“Valilik talimatı var”
Gerginliğin artması üzerine bölgeye İl Jandarma Alay Komutanı, Kıdemli Albay Sayit Koca da geldi. Valilikten gelen genelgeyi uyguladıklarını belirten Koca, vatandaşın geçişlerine izin vermeyeceklerini bildirdi. Ellerinde yazılı belge olduğunu, talimatın gereğini yerine getirmeye çalıştıklarını belirten Koca halka yaptığı konuşmada; “Biz kolluk kuvvetiyiz. Ben kolluk kuvvetiyim. Toplantının o yerde icrası onu planlayanların sorumluluğunda benim sorumluluğun asayişi huzuru sağlamak ve valilik talimatını sağlamaktır. Vali beyle istişare halindeyiz. Bizleri sıkıntıya sokmayın. Çevre il müdürü toplantıyı idare etme yetkisi vardır. Bu vali bey’in talimatıdır. Bizde onu uyguluyoruz” dedi.
 
 
 
 
“Toplantının geçerliliği yok”
Kirazlı köyünde yaşananlara sert tepki gösteren Belediye Başkan Vekili Muharrem Erkek, “Çocuklarımızın, Çanakkale’nin geleceğine duyarlı olduğumuz için buradayız. Yarın öbür gün bu altını çıkartan şirketler buradan gidecekler. Biz yine bu topraklarda yaşayacağız. Çanakkale Valisi Çanakkale’nin geleceğini düşünmelidir” dedi.
 
Erkek şunları söyledi; “Bu bölgede yaşayan herkesin bu toplantıya katılma hakkı vardır. Biz bu yöre insanına destek vermek için buradayız. Mücadeleye inandığımız için buradayız. Biz talimat genelge devleti değiliz biz hukuk devletiyiz. Her şeye rağmen hakkımızı hukuka uygun kullanacağız. Bu toplantının hukuken bir geçerliliği yok. Sonuçta doğruyu bulmak zorundayız. Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak ülkemizin, zenginliklerinden faydalanılmasın madenlerimiz çıkarılmasın demiyoruz ama Kazdağlarında maden üretimi bir felakettir. Kazdağlarından doğan kaynaklar bütün bölgeyi besliyor. Havası bütün bir bölgenin havası. Su havzamız yer altı suyu kirlenirse; biz Lapseki Şahinli’ye aylarca su taşıdık, Çanakkale’ye nasıl su taşıyacağız. Bu toplantı amacına da hukuka da aykırıdır. Son derece antidemokratik bir uygulama halk olmadan toplantı olur mu? Burada halkın görüşleri dinlenmeli. Böyle bir şey olabilir mi? Kirazlı köyünde darbe mi oldu”.
 
“Savcılığa suç duyurusunda bulunacağız”
Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, altın şirketi elemanları kamu görevlileri ve şirketin kiralık tuttuğu elemanlarla toplantı yapıldığını belirterek; “Baro temsilcisi, köy muhtarı ve ben bunu belgeleyen tutanak tuttuk. Yasadışı toplantıyı düzenleyenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Toplantı iptali için idare mahkemesine dava açacağız. Vatandaşlar katılamadı. Tel örgülerin arkasındalar. İl müdürü tüm bu koşullara rağmen toplantıya devam etti. Toplantı yapılıyormuş gibi ısrarla yapıldı” dedi.
 
 
Altıncılara Cumhuriyet Meydanı’ndan seslendiler
Kızılelma ve Kirazlı Köyleri’nde altın madeni şirketlerinin organize ettiği ÇED toplantılarına alınmayan çevreciler, Cumhuriyet Meydanı’nda buluşarak, köye alınmamaları için talimat veren Vali Güngör Azim Tuna ve jandarmanın tutumunu protesto etti. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı eylemde tepkilerini dile getiren çevreciler, sloganlar attı.
 
“Arsızca faaliyetlerini sürdürüyorlar”
Kazdağı-Yöresi ve Biga Yarımadası’nda Yaşananların tüm Türkiye’yi ilgilendirdiğini belirten Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, Çanakkale’de cirit atan ‘Madenci Şirketlerinin, almış olduğu sondaj ruhsatları ile arsızca ve hayasızca faaliyetlerine devam ettiğini söyledi.
 
Köylerde gerçekleştirilmek istenen ÇED toplantılarına karşı mücadele veren köylünün tarihe not düştüğünü ifade eden Nalbant; “Kazdağı ve yöresinde, Çanakkale ilinde, bir yandan ibret verici diğer yandan da halkın bir araya ve yan yana geldiğinde ne de güzel işler yapabileceğine dair umut verici gelişmeler yaşanmıştır. Bildiğiniz gibi; havasını soluduğumuz, sularını içtiğimiz, meyvesini sebzesini peynirini yediğimiz dağlarımızda uzun bir süredir yabancılar dolaşıyor. Yüz binlerce insanın zirai faaliyetlerden geçindiği, Bin Pınarlı İda’nın tepelerinde vadilerinde bir süredir yabancılar dolaşıyor. Çanakkale ilinin hemen yanı bışında, tepelerinde, dağlarında, yer altı ve yerüstü su havzalarının üzerinde cirit atan ‘Madenci Şirketler’ almış oldukları sondaj ruhsatları ile arsızca ve hayasızca faaliyetlerine devam ediyorlar. Daha şimdiden gelinen noktada onlarca köyün ve Çan ilçesinin sokak çeşmelerinden akan sular bulanmış, yöre halkı para ile satın aldıkları damacana suyuna muhtaç bırakılmıştır. Bugüne kadar Biga Elmalı, Lapseki Şahinli, Bayramiç Kuşçayırı, Çan Söğütalan, Bayramiç Muratlar’da yöre halkı yan yana omuz omuza gelerek madencilik şirketlerini istemediklerini tutanaklar ile kayda geçirmişlerdir. Bugün (dün) sabah, Çan’ın Kızılelma Köyünün onurlu ve vatansever insanları dağlarında yapılması planlanan madencilik faaliyetlerini istemediklerine dair tutanaklarını komşu köyler adına muhtarları ile birlikte imzalamışlardır. Kısacası onlar da tarihe not düşmüşlerdir” dedi.
 
 
“ÇED toplantısı kandırmaca”
Kirazlı Köyü’nde Çanakkale halkının katılmasına izin verilmediği ÇED toplantısının halka rağmen yapılmış bir ‘kandırmaca’ toplantı olarak nitelendiren Nalbant; “Altın madencilik şirketlerinin değişik ülkelerde soykırıma başvurdukları açık olarak görülmektedir. Bu konuda Güney Amerika ve Güneydoğu Asya ülkelerinde mahkemelerde davalar açılmıştır. Soykırımdan bir basamak aşağıda olmak üzere, pek çok ülkede insan hakları ihlal suçlarının işlenmiş olduğu tarihin kayıtlarında vardır. İlginç olarak yöremizde faaliyet gösteren Newmont Mining şirketinin soykırım ve insan hakları ihlalleri konusunda pek çok vukuatının olduğu, sicilinin kabarık olduğu, hakkında soykırım ve insan hakları ihlalleri davaları açılmış olduğu görülmektedir. Tüm bunlara bakıldığında ‘altıncı şirketlerin’ Kazdağlarında yaptıklarının da bir soykırım olduğu çok açık olarak görülmektedir. Altın, bakır gibi kirletici, zehirleyici maden işletmelerinden doğaya saçılan zehirli atıklarla işlenen zamana yayılmış, yavaş tempolu ya da ‘yavaşlatılmış’ soykırım için ‘slow motion genocide’  terimi rahatlıkla kullanılabilir. Bu yabancılar yanlarına aldıkları yerli işbirlikçileri ile birlikte bugün (dün) Çanakkale’nin Kirazlı Köyünde hukuk dışı, yasa dışı, yöre halkı ve Çanakkale halkının katılmasına izin verilmediği ‘ÇED Toplantısı’ yapmışlardır. Bu toplantı Çanakkale Barosu Çevre Komisyonu Avukatlarının ve Çanakkale Belediyesi Başkan Vekili Av. Muharrem Erkek’in de tespitleri ile halka rağmen yapılmış bir ‘kandırmaca’ toplantıdır” diye konuştu.
 
“Çeşmelerimizden zehir akacak”
Çanakkale’nin içme su kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın altın üretimi nedeniyle atık ve asit gölüne dönüşeceğini çeşmelerden zehir akacağını vurgulayan Nalbant, bu duruma en başta Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın izin vermemesi gerektiğini ifade ederek; “Alamos Gold ve Newmont firmasının Ağı Dağı ve Kirazlı altın işletmesi projesi biz Çanakkale halkının, Çan, Bayramiç yöresi ve köylerinin suyuna, yaşam alanlarına, geçim kaynaklarına yapılan açık bir saldırıdır. Çanakkale’nin içme kullanma ve tarımsal faaliyetlerinde kullandığı su kaynağı Atikhisar baraj göleti, altın üretimin kaçınılmaz sonuçları olarak arsenik, kurşun, bakır, cıva gibi ağır metallerle dolacak, göl ‘atık ve asit gölüne dönüşecek’ kısacası çeşmelerimizden zehir akacaktır. Bu duruma en başta Sayın Çanakkale Valisi’nin izin vermemesini beklerdik. Ancak kolluk kuvvetleri Kızılelma ve Kirazlıda, daha önce başka köylerde yapılan ÇED toplantılarından çok farklı olarak, yöre halkının haklı tepkilerine müsaade etmeyen bir tutum göstermişlerdir. Bu durum halka rağmen ne yapılmak isteniyor sorusunu akla getirmektedir” şeklinde konuştu.
 
“Faaliyetlere izin verenler hesap verecekler”
“Halka rağmen, yangından mal kaçırırcasına yaşam alanlarımıza, su kaynaklarımıza yapılan bu vahşi saldırının arkasında kimler var?” diye soran Nalbant sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türkiye Cumhuriyeti bir müstemleke Devleti olmadığı gibi, Çanakkale ili de bir müstemleke şehri hiç değildir. 1915 yılında tankları, topları ve gemileri ile işgal edemedikleri yöreyi ve bölgeyi, altıncı şirketleri ile geçebileceklerini düşünenler yanılıyorlar. Bu faaliyetlere izin verenler, buna ortak olanlar er ya da geç tarihin önünde hesap vereceklerdir.”
 
CHP’li vekiller öfkeli
Altın madenciliği ÇED toplantıları öncesinde vatandaşların karşılaştığı uygulamalara CHP Çanakkale Milletvekilleri tepki gösterdi.
 
Halkın demokratik hakları engellenemez
Çan İlçesine bağlı Kızılelma Köyünde Valilik tarafından altın madenine karşı çıkan vatandaşların köye alınmaması talimatı üzerine harekete geçen CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş Vali Vekili Canan Hançer Baştürk ile iletişime geçerek bu uygulamanın demokratik olmadığını aktardı. Sarıbaş gelişmeler üzerine “bu uygulama hukuksuz bir uygulamadır kimsenin köye girmesi veya bir protestoda bulunması girişimi engellenemez. Vali Vekilimiz ile konuyu görüştüm. Gerekli girişimlerde bulunacağı sözünü aldım” dedi.
 
Bu iş zor ve baskı ile olmaz…
CHP Çanakkale Milletvekili ve TBMM CHP Çevre Grubu Sözcüsü Serdar Soydan; “Sonuna kadar köylünün ve çevrecilerin yanındayım. Eğer bu iş zorla olacaksa, biz de CHP’li 135 milletvekiliyle oraya geliriz, halkın bize verdiği yetkiyi kullanırız. Kazdağları’nı hep beraber koruruz. Çünkü kazdağları herkesindir. Burada su zehirlendiği zaman sadece CHP’liler zehirlenmeyecektir. AKP’ye oy verenlerde bunun zararlarını görecektir. Bu nedenle biz bunu bütün insanlık adına yapıyoruz. Çevre meselesine vicdanı olan herkesin sahip çıkmasını istiyorum” dedi. Jandarmanın uygulamaları içinde “Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk ile görüştük. Sabah Kızılelma’daki toplantıda arbede yaşanmasını önledik. Amerikalılar ve Kanadalılar topraklarımıza geldi. Bizim jandarma köylülerimizin elini tuttu, Amerikalılar ve Kanadalılar bizim köylümüzü dövdü. Olayın özeti budur” açıklamasını yapan Soydan şu şekilde konuştu: “Kazdağları’nda çıkacak altının memlekete getirisi yoktur. Götürüsü çok daha fazladır. Bizim suyumuz, verimli topraklarımız ve oksijenimiz elden gidecek. Kısacası Çanakkale’de yaşam duracak. Kazdağlarının oksijeninden, toprağından ve suyundan faydalanan herkes bundan zarar görecektir. Buna el koyan Amerikalılardır. Kanadalılardır. Bu el koyma da AKP hükümetinin eliyle yapılmaktadır. Altın madeninin elemanları köye geldiler ve köylü oldular. Asıl o toprakların sahipleri olan insanlar, jandarmanın baskısıyla toplantıya katılamadılar. Altıncılar ÇED konusunda kendileri oynadı, kendileri çaldı ve kendileri karar verdi.”
Paylaş