Abidos kenti, Çanakkale’ de Anadolu Miletliler tarafından kurulmuş çok eski bir şehirdi. Boğaz’ın Anadolu kıyısında, Nara Burnu’ndaydı. Boğaz Nara’da sekiz yüz adım genişliğindedir. Abidos’ un duru ve tertemiz sevginin ve masum güzelliğin tanrıçası Afrodit Anadiyomen’in ya da Gökler Afroditi’nin yani Uraniya’nın genç ve güzel papazçalarından Hero yaşardı. Abidos’ta ise Leandr (Leandros) adlı bir delikanlı otururdu.
Bir ilkbahar, delikanlı “Afrodit ve Adonis” bayramında Hero’yu tepeden tırnağa çiçeklerle bürünmüş görür… Hero’nun aklığına karşı, karın aklığı kömür karası kalırdı. Işık saklıyordu o aklık. Dört yanı duvarlarla kapalı odada soyunsa, aklığı aydınlığı duvarlara vururdu.
Leandr, bu ak kıza, kara sevdayla vurulur. Kızın Leandr’ a vuruluşu da Leandrı’nkinden aşağı kalmaz.
Kızın Afrodit Anadiyomen papazçası olmasından mı? Yoksa baba ve anaların evlenmelerine izin vermemelerinden mi, delikanlı ile kız evlenemezler. Evlenemeyince de sevgilerinin gizlice tadına varma kararı alırlar.
Leandr, her gece dalgaların gece ağaran köpüğü gibi karşı kıyıya yüzerdi. Söylerler ki; Hero’ da her gece bir kulenin tepesine çıkar ve elinde tuttuğu meşale aleviyle, denizde yüzmekte olan canının canına nereye geleceğini belirtildi. Başkaları derler ki; Hero, deniz kıyısındaki evinin penceresinden ışık tutardı.
Fırtınalı bir gece, boğazın suları kudurmuş. Gözünüzü budaktan sakınmayan Hero’su uğruna kılıç çekip cehenneme atlamayı göze almış olan Leandr, şiddetli aşkının hızıyla denize fırlar. Tam kıyıya yanaşacağı zaman öküzün boynuzları bile, altında tüy imişler gibi uçurabilecek bir sağanak meşaleyi söndürüverir. Meşalesini güç bela yeniden yakan Hero, orada sabaha dek meşalenin biri söndükçe yenisini oluşturur, ellerini yakarcasına….
Herkes sevginin ve gençliğin ne olduğunu bilir. Hero içinden; “ Galiba bu havayı görmüş ve sevgilim buluşmasını yarına bırakmış” diye düşünür. Ama yine de, “ Ben bu meşaleyi sabaha dek yakıp duracağım. Çünkü, Leandr’ı görmedikçe karanlıktan tiksiniyor, istemiyorum hınzır karanlığı…” diye ekler.
Bir aralık göğün ucundan gün ışımaya başlayınca, bırakmış meşaleyi elinden . Ama bütün canı gözlerinde, bakıyormuş da bakıyormuş denizlere… Bir ara dalgaların kıyıya ittiği bir karaltı görür gibi olmuş… Yüreği ağzında koşmuş ona, hem de öyle bir hızla ki, bacaklarıyla ayaklarından rast geldiği engellere bıraktığı et parçalarının, yırtılan etleri olduğunun farkına bile varmamış.
Bakmış, karaltının Leandr olduğunu görmüş. Tek bir acı hıçkırıkla sarsılmış. Dudaklarını yapıştırmış. Leandr’ın dudaklarına, Merhametli sular ikisini de koynuna almış. Hero’nun acısına son vermiş dalgalar unutturmuş Lenadr’la Hero ‘ yu…
O çağda Milet’in o dolaylarda bastırdığı madalyaların kabartmalarında Leandr yüzerken, Sevgi Tanrısı Eros da elinde meşaleyle gösterilmiştir.
Batının birçok ozanları bu konuyu şiirlerine konu geçmişlerdir. Lord Byron burada Leandr gibi yüzmeyi denemiş ve başarmıştır da. Hellenistan seferinde Kuruş buradan geçmeye çalışmış, akıntılar kurduğu köprüleri süpürüp götürünce de denizi kamçılatarak dalgalara dayak attırmıştır. Abidos kenti, Makedonya Kralı Beşinci Filip’e karşı koyması ile de ünlüdür.
Çanakkale Boğazı’nın coğrafi yapısı
Çanakkale Boğazı’nın uzunluğu orta hattan ölçüldüğünde 30 mil kadardır. Kıyıları dik ve buna bağlı olarak derinlikleri de seyir için herhangi bir kısıtlama getirmeyecek kadar fazladır. Çanakkale Boğazı kuzey, güney ve orta kesim olmak üzere üç kısımdan oluşur. Kuzey ve güney bölgesi, kuzeydoğu –güneybatı doğrultusunda uzanır, genişliği 3,5 mili bulur. En fazla genişlik kuzey sınırında 3200 metre, güney sınırında ise 3600 metredir. Boğaz’ın en dar yeri Çanakkale ile Kilitbahir arasındadır ve 1200 metredir.
Derinlikler
Çanakkale Boğazı’nın Batı kıyıları baştan başa, sahilden en fazla 2 gominaya kadar uzanan kayalık ve sığlıklarla bezenmiştir. Sığlıkların bittiği yerde derinlik aniden 50–60 metreye kadar çıkar. Tüm seyir kanalında derinlikler 50 – 80 metre arasında değişir. Kuzeyde girildiğinde 70 metrelik ortalama derinlik Nara’ya kadar 85 metreye çıkar. Boğaz’ın en derin noktası aynı zamanda en dar yeri olan Nara’nın önündeki orta hattın üzerindeki 104 metrelik derinliktir.
Banklar
Boğaz’ın doğu kıyısındaki koylarda batı yakasına nazaran daha fazla sığlıklar bulunur. Boğazın tam girişinde Zincirbozan Bankının kıyıdan bir mil açıktadır. Kıyı ile arasındaki derinlik 4–6 metre arasındadır. Zincirbozan Bankının üç mil güneyinde ise Çardak Bankı bulunur. Çardak Bankı sahilden bir mil açığa kadar uzanır, üzerinde 1–7 metre arasında değişen derinlikte su bulunur. Güneye doğru inildikçe Saltık Burnu arasında sahilden 0,6 mile kadar olan bölgede baştan başa 3–10 metre arasında derinlikler vardır. Bu sığlıklar arasında Musa Bankı ile Abidos Bankı yer alır. Nara Burnu önündeki sığlık tam batıya doğru 6 gomina denize doğru girer, üzerinde 10–12 metre derinlik vardır. Kuzeyden güneye doğru genişliği 2 gomina kadardır. Çanakkale ile Dalyan Burnu arasındaki Sarısığlar koyunda güneye doğru genişliği 2 gomina kadardır. Çanakkale ile Dalyan Burnu arasındaki Sarısığlar koyunda derinlik 2 metreden başlayıp 7–8 metrede biter ve açığa doğru gidildikçe aniden 25 – 30 metreye iner.
Akıntı sistemi
Çanakkale Boğazı’nın kuzey ağzıyla Ege kıyısındaki ağzı arasında 20 cm’lik bir düzey farkı vardır. Burada üst ve alt akıntı olarak birbirlerine ters iki akıntı sistemi vardır. Marmara’dan gelen sular üstten Ege’ye, Ege suları ise alttan Marmara’ya akar. Alttan gelen tuzlu Ege suları saniyede yaklaşık 50 cm hızla ilerler, hızı üst akıntıdan birkaç kez daha fazladır. Boğazı geçen üst akıntı kenarda kıyı şeklinin neden olduğu bazı ters akıntılar oluşturur. Bu ters akıntılar Anadolu kıyılarının güney ve orta kesimlerinde daha belirgindir.
Yüzey akıntıları İstanbul Boğazı’na nazaran daha düzenlidir. Nara’ya kadar olan bölgede akıntının genel hızı 1,5 – 2 mil dolaylarındadır. Nara’dan sonra ise akıntı yaklaşık bir kat daha hızlı akar. Gelibolu önlerinde 2 mil, Nara önlerinde 4 mil, Kilitbahir önlerinde zaman zaman 4 mil hızla akar.
Hazırlayan; Cahit Göveren