ÇTSO’nun konuğu olarak bugün Çanakkale’de olan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan teşvik sistemi ile ilgili bilgilendirmelerde bulunacak.
Acaba Çanakkale’nin teşvik sistemi kapsamında Adana, Kayseri, Denizli gibi gelişmiş ekonomilere sahip iller ile 2. bölge kapsamında değerlendirilmesinin kriterlerini nasıl açıklayacak.
Batının Hakkari’si olarak değerlendirilen Çanakkale için stratejik bazı konularda özel desteklerin oluşturulmasının imkanı yok mudur?
Çanakkale’nin sahip olduğu değerlerin, ilin ekonomik gelişimine katkısını sağlayacak yeni bir teşvik planı oluşturulamaz mı?
Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri kapsamına Çanakkale’nin uygun özellikli bölgelerinin dahil edilmesi yolu ile bir destek yaratılabilir mi?
Bunun gibi birçok konuda Çanakkale iş dünyasının beklentilerine bağlı olarak bakalım Çağlayan gaza mı basacak, frene mi?
Sakın “ekmek bulamazsanız, pasta yiyin” önerisi ile karşılaşmayalım da …
Sol Gazete 1 Ekimde bayilerde.
Ülkemizde medyanın siyasal iktidar ve sermayenin kendi çıkarları için kontrol altında olduğu koşullarda; halktan, gerçeklerden yana, objektif yayın yapacak bir günlük gazeteye daha kavuşacak olmasını son derece önemsiyorum.
Günümüzde dezenformasyon politikalarının dışında bilgilenmek, gerçekleri kavramak açısından son derece önemli.
Bu konuda günlük gazetelerin önemli bir araç olduklarını söyleyebilirim.
Sol gazetenin yayın hayatına başlıyor olması; demokrasi, özgürlükler ve insan hakları kapsamında bir kazanım olacaktır.
Sol gazeteye yayın hayatında başarılar dilerim.
Yeni yasama yılı ve beklentiler
Yeni yasama yılı 1 Ekim’de başlıyor.
Yeni yasama yılına damgasını vuracak önemli gelişmelerden biri AKP’nin 30 Eylüldeki kongresindeki tespitler olacak.
Medyaya, özellik ile Kürt sorununun çözümü konusunda AKP’nin müzakere yolu ile yeni adımların atılacağı noktasında girişimlerde bulunacağına ilişkin bilgiler yansımakta.
Şimdiden böylesi bir beklentinin yaratılması konusunda çabaların var olduğunu görüyoruz.
Bu beklentiler üzerine yapılan yorumlar noktasında BDP Genel Başkanı Abdullah Demirbaş’ın yaptığı değerlendirmeleri önemsiyorum.
Demirbaş yeni bir diyalog yolunun oluşturulmasını önererek şunları ifade ediyor:
"Bence siyasi partiler bir araya gelip bir yol haritası çıkarabilirler. BDP, AKP ve eğer CHP de müzakereyi destekliyorsa 3 parti bir araya gelip yeniden müzakerelerin sağlıklı bir şekilde başlayıp kalıcı barışa ulaşması için neler yapılabilir bunu tartışmaya açabiliriz. Biz BDP olarak buna hazırız. Nerede tıkandı, nerede yanlışlar yapıldı kamuoyunun bilgisi dahilinde bu tür görüşmeler yapılabilir, yapılmalıdır. Bu saatten sonra gizli kapaklı görüşmelerin sonuç vereceğine inanmıyorum. CHP destek vermiyorsa AKP ve BDP heyetleri bir araya gelebilir. AKP destek vermiyorsa, BDP CHP heyetleri bir araya gelebilir. Ben bunu bir şart olarak koşmuyorum., Kim destek olacaksa o masa siyasi partilere açık olmalıdır."
Böyle bir başlangıç ülkemizin yıllardır süren acılarının bertaraf edilmesi konusunda önemli bir adım olacaktır.