Çanakkale savaşlarının 100. yılı nedeniyle gündeme gelen bu konsept izlendiği üzere merkezi hükümetin çabalarından çok, kentin kendi dinamiklerinin yaratacağı bir süreç olacak çalışacak. Bu neden ile Çanakkale dinamikleri yeni bir sınav verecekler. Bu konudaki karnesi zayıf olan Çanakkale acaba bir başarı hikayesi yaratabilecek mi?
Vali Güngör Azim Tuna bu konuda azimli gözüküyor. Tuna’nın bu azmi Çanakkale dinamikleri tarafından ne kadar desteklenecek bu konuda bir şey söylemek için erken. Henüz ortada Çanakkale Belediyesi’nin taslak olarak sunduğu projeler dışında bir şey yok. Bir de yöntemsellik ve buna bağlı organizasyonlar konusunda atılması gerekli adımlar henüz atılmamış durumda. Bu konuda hızlı adımlar atılabilir; ortaya sorumluluk merkezi çıkar ise bundan sonraki süreç daha rahat çalışacaktır.
Yalnız Çanakkale kendi dinamikleri ile bugüne kadar bir araya gelerek elle tutulur bir başarı öyküsü oluşturamadı. Dolayısıyla böylesi bir model ile geliştirilecek projeler için çok umutlu olamıyorum.
Zamanın da kısalmış olması nedeni ile bu gelişmenin biraz daha olumsuzlaşacağını düşünüyorum.
Bu bakımdan yol haritası oluşturulur iken Çanakkale dinamikleri kendi inisiyatifleri ile yapacakları çalışmalar için bir strateji geliştirmelidirler.
Bu konuda tek tek dinamiklerin daha başarılı işler yaptığına tanıklık ettiğimiz için bunu özellik ile belirtmek istedim. Vali Güngör Azim Tuna 2015 Çanakkale projesine iki önemli kıstas ile yaklaşıyor.
Bunlardan biri 2015 vasıtasıyla kalıcı yatırımların Çanakkale’ye kazandırılması, diğeri de Çanakkale’nin tanıtımına ciddi bir katkı sunmak.
Kalıcı yatırımların kazandırılması sorunu biraz merkezi iktidarın işin içersinde olması ile ilgili bir durum. Buna ilişkin şimdilik bir işaret göremediğim için bu alandaki gerçekleşmeler konusunda çok umutlu değilim. Fakat Çanakkale tanıtımı için önemli hamleler gerçekleştirilebilinir. Bu konuda Çanakkale, son yıllarda da küçümsenmeyecek adımlar attı. Bu performans, daha örgütlü daha organize olmuş bir çalışma ile başarılı sonuçlara ulaşabilir.
Bu çalışmalarda bize düşen görevlerde var; yerel basın olarak bu çalışmaların neresinde olmalıyız konusunu herkes kendisine bir sormalı. Öncelikli olarak; bu çalışmaların teşvik edilmesi konusunda moral kaynağı olmalıyız. Yapılan iyi işlerin teşvik edilmesini görev olarak almalı yayınlarımız ile buna destek vermeliyiz. Yapılacak çalışmaların takipçisi olarak, sorumluluk merkezlerinin bir nevi oto kontrolünü üstlenmeliyiz. Bu çalışmalar için geliştirilecek fedakârlık ve dayanışma için teşvik edici yayınlar yapmalıyız. Özetle biz yerel basın olarak bu çalışmanın moral koçluğunu üstlenmeliyiz.
Dakika 1, gol 1
Bu yazıyı yazmak için ekran başına oturduğumda ÇASİAD Yönetiminin “24 Temmuz Basın Bayramı” gerekçesiyle yapmış oldukları ziyaret nedeniyle ara verip ÇASİAD yönetimi ile görüştüm.
Biz kendilerine ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerimizi iletirken aynı zamanda 24 Temmuz ile ilgili düşüncelerimizi de paylaşma fırsatı buldum.
Basının bugün gerçekten özgür ve bağımsız olmadığı gerçeğini kendileri ile paylaştıktan sonra konu “2015 Çanakkale “projesine geldi. Başkan Salih Yıldız’ın bu konudaki değerlendirmelerinin Çanakkale dinamikleri tarafından dikkat ile değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Başkan Yıldız tamda hislerime tercüman oldu. Birlikte hareket etme , birlikte başarma kültürümüzün yetersizliğini gündeme getiren Yıldız, Vali Güngör Azim Tuna başkanlığında yapılan bir tanıtım toplantısının bile bu konuda zaaflar taşıdığını dile getirdi.
Çok da haklıydı; ÇASİAD böyle bir çalışmada dikkate alınması gerekli bir sivil toplum örgütü. Bu konuya ilişkin üzerinde hazırlıkları olan, bir takım projeleri ekip olarak analiz etmişler ve bazı yol haritalarına ulaşmışlar. Fakat böyle bir toplantıda kendilerine bir çağrı yapılmamış olması birlik adına yaşanacak sıkıntıların ilk göstergesi oldu benim açımdan. Çanakkale Valiliğinin de bunu dikkate alacağını düşünüyorum.
