Çanakkale İl Mahalli Çevre Kurulu`nun “Çevreye Kirletici Etkisi Yüksek Tesislerin” kurulmasına yönelik taleplerin artması üzerine; 3 Aralık tarihinde aldığı, 03 No’lu Mahalli Çevre Kurulukararı tepki çekti. Çanakkale il sınırlarının bir bölümünü kapsayan ağır sanayi ve çevreyi kirletici tesislerin kurulmasının yasaklanması “anlamsız” bulundu. Yasaklanan bölge, kuzeyde Marmara denizi sınırındaki Lapseki ilçesi, Alpagut köyü, Alpagut deresinin denize birleştiği noktadan başlayan, Güneyde Çan, Kocalar Köyü Karaağaçlı Tepe ile Çan Küçüklü köyünden geçen, doğuda Yenice ilçesi Subaşı Kaya tepesinde son bulan sınırı kapsıyor. Bu sınırın batı ve güneyinde kalan Bozcaada ve Gökçeada da dahil olmak üzere, bu hattaki çevreye kirletici etkisi yüksek faaliyetlerin yasaklandığı ifade edildi.
867 bin 349 hektarlık yasak!
Söz konusu İl Mahalli Çevre Kurulu kararı ile belirlenen sınırlar içinde kalan yaklaşık 867 bin 349 Hektarlık alanda ilgili Yönetmelik listesinde yer alan Çevreye Kirletici Yüksek Tesislerin kurulmasına izin verilmeyecektir. Kurulması yasaklanan Çevreye Kirletici Etkisi yüksek Tesisler arasında termik santraller, çimento fabrikaları, demir çelik fabrikaları, kok fırınları, ham petrol üretim tesisleri, asbest üretim tesisleri, entegre kimya tesisleri, kâğıt hamuru üretim tesisleri gibi tesisler bulunuyor.
Biga ve Karabiga ne olacak?
Kararı değerlendiren Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, yasaklanan alan içinde AKÇANSA fabrikası olduğuna dikkat çekti. Nalbant, “İl Mahalli Çevre Kurulu`nda ilimiz Lapseki Alpagut`tan Çan`a, Çan`dan Yenice`ye bir hat çekilmiş, bunun batısında ve güneyinde Çevreye Kirletici Etkisi yüksek Tesisler arasında termik santraller, çimento fabrikaları, demir çelik fabrikaları, kok fırınları, ham petrol üretim tesisleri, asbest üretim tesisleri, entegre kimya tesisleri, kâğıt hamuru üretim tesisleri gibi kirli sanayilerin kurulamayacağını söylemişler. Peki, Karabiga yöresi ne oluyor? Hatta burada bir anlam daha var. Hattı Alpagut`ta dereden çizdiğine göre, oradaki şuanda çalışmaları durdurulan termik santrale de onay çıkıyor böylece. Bu neyi ifade eder? `Çimento fabrikası kurulamaz` diyorsunuz, `Kurulamaz` dediğiniz bölgede Türkiye`nin en büyük çimento fabrikası olan AKÇANSA var. yeni yasak bölge içinde. Bir daha kurmak zaten cinayet olur, kurulması da mümkün değil. Başka çimento fabrikası kurulamaz demenin bir anlamı yok. `Termik santral kurulamaz` deniyor. Peki yukarı kesimde kurulacak 14 bin megavat gücündeki termik santral projeleri ne olacak? Bir de çimento fabrikası var, demikçelik tesisleri var, demir söküm tesisleri var” dedi
“Çanakkale`yi mahvediyorsunuz”
“Karabiga yöresi Çanakkale`nin en kuzeyi, hakim rüzgarı da poyraz” diyen Nalbant, “Böyle olunca, 14 bin megavat termik santrali buraya kurdurursanız, ki izin çıkmış gibi duruyor. Bu karara göre demirçelik tesisleri zaten var, çimento fabrikası da kurulacak, yani `o da kurulabilir` diyorsunuz, `başka kurmak isteyenler de buraya kirli sanayiyi kurabilirler` diyorsunuz. Buna göre Biga dahil, Karabiga dahil ve Çan`ın bir bölümü ile Yenice`ye de kurabilirler. `Bunlar kurulabilir` dediğiniz anda Çanakkale`nin tümünü mahvediyorsunuz. Niye hakim rüzgar poyraz, baca gazları olduğu gibi Kazdağları`nın üzerinde, Bayramiç`in üzerinde, Lapseki ve hatta Çanakkale`nin üzerinde etkili olacak. Bu bölgelerin üzerine asit yağmurları yağacak ve bu Biga`nın tamamı yok olacak, Lapseki meyvelikleri tümüyle bu kurulucak tesislerden olumsuz etkilenecek. Gerçekte bu iken, `biz batı ve güneyi korumaya aldık` derseniz, bu hiçbir anlam ifade etmez” şeklinde konuştu.
“Birbirimizi kandırmayalım”
“Çanakkale`de ikinci Dilovası yaratıyorsunuz” diyen Nalbant, “Bu bölgede gelecekte, hiç arzu etmeyiz ama görülecek ki, Dilovası`nda olduğu gibi yeni doğan çocukların dışkılarında, annelerin sütlerinde ağır metaller görülecek. Biga ovası tümüyle yok olacak. Yani Çanakkale`nin tümü yok olacak. Bu koruma planı falan değil, bu planını hiçbir anlamı da yok. Kuzey bölgesini, Karabiga yöresini feda ederseniz, Kazdağları`nı koruyamazsınız. Çanakkale`nin idam fermanıdır bu. Hiç birbirimizi kandırmayalım. Bu konuda herkesi göreve çağırıyorum. Ayrıca bölge bir karar alınıyor ve kimsenin haberi yok. Yörede yaşayan, daha doğrusu serbest bıraktıkları bölgede, Biga`da, Karabiga`da, Lapseki, Çanakkale`de yaşayan 100 binin üzerinde insanın bu karardan haberi yok, hatta sivil toplum örgütlerinin de haberi yok. Yeteri kadar tartışılmadan, görüşülmeden, alınmış bir karar. `Çevre hassasiyeti` diye yayınlanmış, fakat kesinlikle burada hassasiyet falan yok” ifadelerini kullandı.