Üniversitelerin açılmasına kısa bir süre kala öğrenciler kalacak yer bulma telaşına girdi. Çanakkale'deki öğrencilerin de yaşadığı en büyük problemlerden biri haline gelen barınma sorunu, gerek artan kira zamları gerek pandeminin ardından kentin uğradığı göç, işleri iyice çıkılmaz bir hale soktu. Çanakkale'de kiralık ev piyasası şu anda 1+1'lik evler 12 bin liradan başlarken, 2-3 öğrenci bütçelerinin yetmemesi sebebiyle 1+1 evde birlikte kalmayı tercih ediyor. Çanakkale'de Türkyapı Gayrimenkul bünyesinde Gayrimenkul Danışmanlığı yapan Halil Can, son zamanlarda artış gösteren kira zamları ve bu nedenle meydana gelen fırsatçılık sorununa ilişkin Çanakkale OLAY Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulunarak; "10 bin lira istiyorlar 1+1 eve, çok para. Bugün baktığın zaman insanlar zaten aylık 10 bin liraya çalışıyorlar, kira vermediğini düşün kendi evinde kalıyorsun ya da çok ucuza kalıyorsun eski kiracısın diye. 10bin lira ile şu an ne yapabilirsin, ev sahibi 10 bin lirayı alıyor, e peki ne yapıyor o 10 bin lira ile? Pek bir şey yaptığını sanmıyorum, şu an tek gayesi insanların hayatta kalmak" dedi.
Çanakkale'de Türkyapı Gayrimenkul bünyesinde Gayrimenkul Danışmanı olan Halil Can, şu an en büyük şikayetlerinin fahiş fiyatlardaki ev kiraları olduğunu dile getirerek; "Bizim şu an ki en büyük şikayetimiz aslında halkın da şikayetçi olduğu gibi kira fiyatları. 1+1 evin kirası 12 bin lira olduğu sürece bu insanların tek başına bir hayat yaşamaları imkansız. Çanakkale bir öğrenci şehri, okullar kapanıp öğrenciler gidince üç dört sene öncesine kadar kira fiyatları düşüyordu, pandemiden sonra işin rengi değişti çünkü Çanakkale pandemide çok göç almaya başladı. Artık burada yaz ya da kış fark etmiyor, kiralık ev bulmak problem haline gelmeye başladı. Evet buluyorsun, kiralık ev var ama kira fiyatları çok uçuk bir halde" şeklinde konuştu.
Geçen sene ile bu sene arasındaki fiyat artışlarına bakılırsa, yüzde 150 gibi bir zam durumu olduğunu belirten Can; "Ben geçen sene 1200 Tl'ye kirada kalıyordum, Mart ayında 5 bin 800 liraya ev tuttum, o zamanlar 1+1 eve 5 bin 800 lira para vermek çok geliyordu bana, bir sonraki yıl kira zammı da olacak, onu da düşünüyor insan. Şimdi, aynı ayardaki evler 12 bin 14 bin lira oldu. Geçen seneden bu seneye artış yüzde 150 diyebilirim. 1+1 evi 3 kişi tutmaya çalışıyor çünkü bütçeleri buna el veriyor, bir de şöyle bir durum var; 1+1 ev ile 2+1 ev fiyatları aynı şu anda, bir kişinin şu anda tek başına yaşaması gerçekten bir mucize" ifadelerini kullandı.
Ev sahiplerinin, bir kira alırken takındığı tutuma değinen Can; "Bir yıllık kira kontratı yapalım, seneye çıkaralım. Böyle bir şey söz konusu olamaz, bir kira kontratı yapılırsa, 10 yıl boyunca geçerlidir, her sene imzalamaya gerek yok, yasal zammı şu anda yüzde 25, bir dahaki kontrat bitiminde bu zammı mal sahibinin banka hesabına yatarsa, kira kontratı kendi kendiliğine yenilenir ve iki aylık kira gecikmesine girmezse dava açamaz, beş yıl sonra kira tespiti yapılıyor, 5 yıl sonra o anın fiyatlarına göre güncellemeye yapılabilir ama 5 yıl boyunca yasal zammın üzerine zam yapılamaz, evden de çıkartamazlar. Aç gözlülük yapıyorlar, onların mantığı bir senelik kontrat yapayım, ondan sonra gelecek olan insana iki üç kat daha fazla fiyattan kiraya vereyim" diye konuştu.
Şu an da Türkiye'de yaşayan bir insanın asgari ücret ile hayatta kalmasının bir mucize olduğunu, ev sahiplerinin öğrencilere olan tutumunun da değiştiğini dile getiren Danışman Can; "Önceden insanlar öğrenciye ev vermek istemezlerdi, şimdi öğrenciye vermek istiyorlar çünkü öğrenciyi evden bir şekilde çıkartabiliyorlar. Baktığın zaman kira fiyatları çok pahalı, 10 bin lira istiyorlar 1+1 eve, çok para. Bugün baktığın zaman insanlar zaten aylık 10 bin liraya çalışıyorlar, kira vermediğini düşün kendi evinde kalıyorsun ya da çok ucuza kalıyorsun eski kiracısın diye. 10 bin lira ile şu an ne yapabilirsin, ev sahibi 10 bin lirayı alıyor, e peki ne yapıyor o 10 bin lira ile? Pek bir şey yaptığını sanmıyorum, şu an tek gayesi insanların hayatta kalmak" sözlerini kullandı.
Paranın değer kaybetmesiyle beraber fırsatçılığın da yaygınlaştığını ve bundan ötürü emlakçılara karşı bir önyargının oluştuğunu vurgulayan Can; "Paranın değer kaybetmesi bu hale getirdi insanları, bunu fırsatçılık olarak yapan çok fazla insan var. Biz bu fırsatçılarla savaşıyoruz açıkçası. Bir yerin değeri misal 1 milyon ama yerin sahibi burası için 1 milyon 500 bin lira istiyorsa ben bu kişiyle çalışmayı reddediyorum çünkü bu durum fırsatçılığa dönüşüyor, bu durum nedeniyle kötü gösterilen taraf emlakçılar oluyor, 'emlakçılar yüzünden, emlakçılar böyle yükseltiyor' bunları yapan emlakçılar değil, ev sahipleri ya da mülk sahipleri. Bu tarz kişiler yüzünden günah keçisi emlakçılar oluyor" şeklinde konuştu.
Fırsatçılığın piyasayı da belirleyen bir unsur olduğunu ama bu duruma karşı gelinse belki de çok daha farklı olabileceğini dile getiren Can; "Diğer emlakçıları da bence fırsatçılık konusunda hassas olmalı, fırsatçılığa yol açtırmasınlar kimseye çünkü bu sefer biz dolandırıcı konumuna düşüyoruz. Bir yerin değeri o fiyat değilse çalışmasınlar o kişi ile. Gitsin başka bir iş alsın çünkü bir defa o kişiye evet derse diğerine de evet demek zorunda kalıyorsun, bu sefer piyasa yükseliyor. Elbette bizim fırsatçılığa göz yummayan emlakçılar var ama bir o kadar göz yuman da var. İş almak için maalesef göz yumuyorlar ama hep beraber bu duruma karşı gelsek belki de bir şeyler değişir, çok daha güzel olur" dedi.