Bunun adı “Fırsatçılık” değil mi?

Orman Genel Müdürlüğü`nün termik santraller konusunda 11 Haziran tarihinde aldığı “İthal kömüre dayalı termik santral, biokütle enerji santrali izinleri” konusundaki yazısına rağmen, Filiz 1-2 termik santrallerinin deniz bağlantısının yer aldığı ormanlık arazinin izninin bulunmadığı belirtildi. Filiz Enerji`nin izinli olmayan arazideki termik santral yatırımı için olumlu ÇED raporu alması ise tepki çekiyor.

1563
Çanakkale son dönemde termik santral yatırımı yapmak isteyen şirketlerin planları içerisinde büyük yer kaplıyor. Lapseki-Bandırma arasında kalan, özellikle Lapseki-Biga-Karabiga bölgesinde yoğunlaşan termik santraller yöre halkının tepkisini çekse de yatırımlarını sürdürüyorlar. İzin ve ÇED toplantı süreçleri kent gündemini meşgul ederken, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü İzin ve İrtifak Dairesi Başkanlığı`nın 11 Haziran 2013 tarihli yazısının tüm bölge müdürlüklerine gönderildiği öğrenildi. Genel Müdür adına Genel Müdür Yardımcısı Recep Kaşan imzalı yazıya rağmen Filiz 1-2 santrallerinin ÇED raporlarının uygunsuz olduğu, deniz ile bağlantısı olan ormanlık alının izninin alınmadığı, buna rağmen ÇED raporu aldığı ileri sürüldü. Orman Bölge Müdürlüklerine olumlu görüş bildirilmemesi konusunda net bir şekilde verilen talimat, bundan sonra enerji yatırımı planlayan şirketleri olduğu kadar bölgede hali hazırda yatırımı olan şirketleri de ilgilendiriyor. Filiz Enerji de bunlardan biri.
 
 
“Olumlu görüş bildirmeyin”
11 Haziran 2013 tarihli söz konusu yazıda “Kaynağı orman alanı içinde bulunmayan, ithal kömüre dayalı termik santraller ile biokütleden enerji üretim tesislerine orman sayılan alan içinde yapılmasında zaruret şartını oluşturmadığından olumlu görüş bildirilmemesi, bahse konu izin taleplerinin değerlendirmeye alınmadan talebin geri çevrilmesi ve izin raporu düzenlenmemesi, ayrıca bu tür projelere ilişkin olarak bölge müdürlüklerinizce ÇED inceleme ve değerlendirme formlarında izin verilmeyeceğini belirtir şekilde olumsuz düzenlenmesi hususunrda gereğinin yapılmasını rica ederim” deniyor. Çanakkale`deki termik santral yatırımlarının ithal kömüre dayalı olduğu ve ormanlık alan ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkisinin olduğu göz önüne alınarak, kurulması planlanan veya kurulan termik santrallerin varlıkları da sorgulanmaya başlandı.
 
 
İzinsiz ÇED alındı iddiası
Çanakkale`de ÇED sürecini tamamladığı ve faaliyete başlama hazırlığında olduğu önü sürülen Filiz 1-2 termik santrallerinin ormanlık alandaki izinleri konusunda uygunsuzluk olduğu ifade ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi`nde görevli akademisyenlerden oluşan bir ekibin hazırladığı raporda ilginç ifadelere yer veriliyor. Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü`nden 11 Aralık 2012 tarihli yazıda söz konusu şirkete tahsis edilen alanın 460 hektar olduğu, tesisin kurulacağı alanın ise 200 hektar olduğu ifade ediliyor. Ancak ilgili araştırmada, “Ormandan tahsis edilen alanla ÇED alanı olarak tanımlanan alan arasında büyük bir farklılık bulunmaktadır” notu dikkat çekiyor. Filiz 2 ÇED raporunun özensiz yapıldığını ve çok temel hatalar içerdiğini vurgulayan araştırmada, “Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü`nün verdiği uygunluk yazısı gözden geçirilmelidir” deniyor.
 
 
“Bunun adı fırsatçılıktır”
İlgili yazıda ayrıca Orman Genel Müdürlüğü`nin 11 Haziran 2013 tarihli kararına da atıfta bulunularak, “Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü`nden tahsis edilen saha 11 Aralık 2012 tarihli yazıda (proje sahası içinde civarında orman sayılmayan alan bulunmadığından tesisin ormanlık alanda kurulmak zorunda olduğu) bildirilmiştir. Bu açıklama Orman Kanunu`nda yer alan `kamu yararı` ve `zaruret ilkesi`ni hiçbir şekilde karşılamamaktadır. İthal kömüre dayalı bir termik santral için bu ormanın seçilmesinde nasıl bir zaruret olabilir? Zaruret başka bir alanda yapılması mümkün olmayacak, RES, HES gibi yatırımlarda söz konusu olabilir. Çünkü rüzgarın en ujygun estiği yer ya da baraj su toplama havzası ormanlık alanda kalabilir. Bu durumda en uygun yerin seçilmesi zarurettir. Ancak ithal kömüre dayalı yatırımlar için ormanlık olan seçimi zaruret değil, sadece fırsatçılık olabilir” deniyor.
Paylaş