Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İl Genel Meclis üyesi ve kent kamuoyunun çevre mücadelesinden tanıdığı Hicri Nalbant, referandum sürecinde, İda Dayanışma Derneği olarak çalışma yürüttüklerini ifade etti. Bir aylık süre içinde 100’ün üzerinde köyde yurttaşlarla buluştuklarını dile getiren Nalbant, ziyaretlerini değerlendirdiği açıklamasında, birçok köyde beklentilerinin üzerinde izlenimler edindiklerini dile getirdi. Gazetemiz Çanakkale OLAY’a değerlendirmede bulunan Nalbant, “Bugüne kadar Çanakkale’de, Bayramiç, Yenice başta olmak üzere, birçok ilçemizin kırsal kesimlerini ziyaret ettik, köylerde yurttaşlarla bir araya geldik. Sanıyorum 100’ün üzerinde köye gidildi, gidilmeye de devam ediliyor. Yarın (bugün) Biga’ya gidiyoruz, o bölgeye gitmemiştik. Biz kırsal alanı seçtik, kırsal alanın da ötesinde AKP’nin güçlü olduğu alanları seçtik. Mesela Yenice’ye Cuma günü de gidilecek, 5’inci gidişimiz, mesela Yenice’ye bir seferinde 70 kişiyle gittik, büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyordu. Kahvelerde, evlerde ya da toplantı alanlarında, her yerde yurttaşlarımızla buluştuk. Bayramiç’te AKP’nin yoğun olarak oy aldığı bölgelerde çalışmalar yaptık. Deprem bölgesine zaten çok gittik. Buralarda gördüğümüz, beklentilerimizin çok üzerindeydi, gayet iyiydi” dedi.
“Gördüğümüz ilgi ve edindiğimiz izlenimden memnunuz”
“Tabi kırsal alanda çalışmak biraz deneyim istiyor” diyen Nalbant, Yenice’deki Çırpılar Termik Santrali örneğini verdi. Nalbant, “Onlarla ortak noktalarımızı aradık. Mesela Yenicelilerle ortak noktamız Çırpılar Termik Santrali oldu. Yaptığımız araştırmada; Çırpılar Termik Santraline neredeyse Yenice’nin yüzde 60-70’i hayır diyor. O nedenle biz Çırpılar Termik Santralinin broşürünü de dağıtıyoruz. İda Dayanışma Derneği olarak gidiyoruz, ama sadece İda değil tabi. İçimizde MHP’li ya da farklı partilerden, görüşlerden arkadaşlarımız var. Biz diyoruz ki; ‘Biz buraya parti propagandası yapmaya gelmedik. Ülkemizin hali, durumu budur. Vatanımıza, gençliğimize, çocuklarımıza, geleceğimize, topraklarımıza, dağlarımıza sahip çıkmak için buradayız.’ İçimizde partisi olmayanlar da var. Hep birlikte ortak mücadelemizi, Hayır’ın sesini yükseltmeye çalıştık. Gördüğümüz ilgi ve edindiğimiz izlenimden de memnunuz. Çanakkale’de büyük bir farkla ‘Hayır’ çıkacağını düşünüyorum” dedi.
“Oluşan birliktelik referandum sonrasına da taşınmalı”
Nalbant, gazetemize yaptığı değerlendirmesinde, bu süreçte oluşan birlikteliğe dikkat çekerek; “İzlenimlerimiz tabi ki olumlu yönde. Ancak, bu süreçten hepimizin çıkarması gereken dersler var, bu süreç hepimizin için, herkes için öğretici bir süreç oldu. Hiçbir şey insanları, bu kadar bir araya getiremedi. Gelinen noktada bir araya gelmeyecek kesimler, omuz omuza mücadele ettiler, birlikte çalışma yürüttüler. Bu referandumun bir de böyle ‘Hayır’lı bir tarafı var. Bu bir kazançtır. Bundan sonra da bunu iyi yönetmemiz gerektiğine inanıyorum. Referandum sonrasına da bu birliktelik taşınmalı. Asıl önemli tarafı da bu tarafıdır” dedi.
“Tarım kesiminde halinden memnun olan yok”
“Referandumda ‘Evet’in savunucularının söyleyecek hiçbir sözleri yok” diyen Nalbant, açıklamasında; “Bir tek ‘köprü yaptık’, ‘yol yaptık’ diyorlar. Onu da yanlış anlatıyorlar. Biz de gittiğimiz yerlerde bunları ifade etme çalıştık. Biz kırsal kesimde tarımla uğraşan insanlarla bir araya geldik. Gördük ki, tarımla uğraşıp da halinden memnun olan tek bir kişi çıkmadı. Buna ‘evet’ diyenler de dahil. Herkes topraklarını satıyor. Tarım kesiminde çok büyük bir kriz var. Biz de bu krizin nedenlerini açıkladık. Dünyanın bütün ülkelerinde sistem ne olursa olsun, tümünde ülkeler tarımlarını ciddi bir şekilde destekliyorlar. Ama bizim ülkemizde durum maalesef bu. Türkiye’de 23 milyon çiftçi ailesi var. Resmi kayıtlara göre, ama gerçekte bu rakam daha da fazla. Yanlış politikalar sonucu bu ülkeye 3,5 milyon Suriyeli girdi. 2016 yılında 23 milyon çiftçi ailesine 11 milyar lira destek verildi. Suriyelilere ne kadar destek verildi? 25 milyar dolar, bunun karşılığı 85 milyar lira yapar. Bu adalet midir? Değildir. İşsizlik hat safhaya çıktı; 12,7’leri buldu. Bunu söylerken tabi ki Suriyelileri kötülemek için söylemiyorum, böyle bir şey yok. Ama bu bir gerçek. Bu ülkenin yanlış politikaları yüzünden bu insanlar perişan oldular, bunun sorumlusu da AKP hükümetidir. Görülüyor ki, sadece o insanlar perişan olmadı, bizim yurttaşlarımız da perişan oldu… Genç işsizlik yüzde 24!... Bunlara iş aramaktan umudunu kesip, iş aramayanlar dahil değil. Gerçekte bu rakamlar çok daha yüksek. Bunlar devletin rakamları diye söylüyorum” dedi.
“Siyaset her yere girdi”
Nalbant, açıklamalarını; “Gelen anayasa değişikliğinde bu sorunlara bir çare var mı? Yani çiftçilerin durumunu düzeltmeye dönük bir madde var mı? Yok. İşsizlerin soruna çözüm yok, gençlerin sorununa çözüm yok, o yok, bu yok. Ne var? Tek adam rejimi var… Bizim gençliğimizden bu yana bilenen bir gerçeklik var. Tabi ki zaman zaman aksaklıklar olmuştur; Okula, camiye, kışlaya ve hatta yargıya siyaset girmez! Gelmiş geçmiş sağ iktidarlar da buna dikkat etti. Şimdi hepsine girdi. Okula siyaset soktular; Adana’da kız lisesinin içine ‘evet’ pankartı azılmış. Bir grup çocuk da (Mustafa Kemal’in askerleriyiz) diye slogan atmışlar. Türkiye’de eğitime, okula siyaseti soktular, bulunduğu noktadan çok daha gerilere gitti. Matematikten ‘sıfır’ çeken binlerce öğrenci var. Eğitim öyle, camilere ‘evet’ pankartları asıldı. Kışlaya siyaset soktular,y El Bab’taki durum belli, ordunun geldiği nokta belli. Yargıyı getirdikleri yeri de biliyoruz. Yani ‘evet’ demek için ortada elle tutulur hiçbir neden yok. Soruyoruz işte, ‘Adalet ve Kalkınma Partili veya başka bir partiden, bir savcıya, hakime gitmek ister misiniz?’ Tabi ki Hayır. Kimse kabul etmiyor bunu” ifadeleri ile tamamladı.
(Seçkin Sağlam)