havadurum

Bu bir “Yavaşlatılmış Soykırım” mı?

Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri
Nalbant, yaptığı basın açıklamasıyla altın arayan şirketlerin son viraja yaklaştığını söyledi. Nalbant; “Çanakkale’de hava soluyan, su içen, beslenen tüm yurttaşlarımızı "yavaşlatılmış soykırım" niyetine dur demek için kendi araçları da dahil Kızılelma ve Kirazlı köyüne çağırıyoruz. Buradan işlenen soykırım sucuna seyirci kalanları, söz konusu çok uluslu şirketleri Çanakkale`ye çağıran işbirlikçileri şiddetle kınıyoruz. Tüm yetkilileri de son kez göreve çağırıyoruz” dedi.

901
“Bilindiği gibi ilimizde, Kazdağı ve Yöresinde çok uluslu altın tekelleri, taşeronları aracılığı ile, uzun zamandır yürüttükleri sondaj çalışmalarını tamamlamak üzeredirler. Fırsat bulurlarsa yakında işletmeye geçeceklerdir” diyen Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, arama çalışmalarında bile doğanın yeterince zarar gördüğünü belirtti ve Çanakkalelilerden 23 Şubat Perşembe günü Çanakkale Kirazlı ve Çan Kızılelma köylerinde düzenlenecek ÇED Halkı Bilgilendirme Toplantısına tepki göstermek için davet ettiklerini belirtti.
 
“Tüm yetkilileri de son kez göreve çağırıyoruz”
Nalbant yaptığı basın açıklamasıyla tüm yetkilileri göreve çağırdı ve “Sondaj çalışmaları sırasında ormanlık alanlar delik deşik edilmiş, yeraltı suları iyisi kötüsü birbirine karıştırılmış, yüz binlerce ton su kullanılmıştır. Ayrıca kullanılan bentonit, polimer ve gres yağı ile sular kirletilmiştir. Sondaj çalışması yapılan tüm köylerin içme suları, Lapseki Şahinli, Bayramiç Kuşçayırı, Çan Söğütalan, Bayramiç Muratlar, Çan Kızılelma, Çanakkale Serçeler ve Kirazlı`da olduğu gibi kirlenmiş ve içilemez hale gelmiştir. Adı geçen köyler şimdi damacana suyu içmek zorunda kalmışlardır. Yine sondaj yapılan köylerin hemen tamamında, kirlenmiş sulardan içen hayvanlar ölmüş, bu ölümlerin üzeri şirketler tarafından hayvan sahiplerine ödenen paralarla örtülmeye çalışılmıştır. Bu suları tüketen köylerde yaşayanların sağlıkları bozulmuş, muhtemeldir ki zamansız ölümler de gerçekleşmiştir.
Bu afetler, doğal değildir ve madenci şirketlerin zararsız olduğu iddia edilen sondaj çalışmaları döneminde yaşanmıştır. Eğer şirketler işletmeye geçer, tüm ağaçları keser, dağların doruklarında 600 m çapında, 400 m derinliğinde çukurlar açar, siyanürle altın çıkarmaya başlar ise tehlikenin boyutları çok daha büyük olacaktır.
 
Sonuç olarak, tüm yeraltı ve yerüstü suları zehirlenecek, toprak kaymaları sonucu dağlar köylerin üzerine yıkılacak, hava kirlenecek, tüm tarım alanları dolayısıyla tarımsal üretim zarar görecektir. Bir yıl önce Kütahya`da ve geçtiğimiz günlerde Erzincan llıc`ta olduğu gibi atık barajları yıkılabilecek ve büyük felaketler yaşanabilecektir. İşletme süreleri 10-15 yıl olmasına rağmen Balıkesir Balya`da ve Kıbrıs Lefke`de olduğu gibi çevreye gelişi güzel atılmış atıklardan yörede yaşayan tüm canlılar olumsuz etkilenecek, amansız hastalıklara yakalanacaklar, tüm varlıklarını da tedavi giderlerine harcayacaklardır. Kısacası yaşam alanları yok olacak ölümler artacak ve göçler yaşanacaktır.
 
İşte bu yaşanacakların adı "YAVAŞLATILMIŞ SOYKIRIM"dır. Yani en büyük insanlık suçlarındandır. Bugüne kadar söz konusu şirketler, Lapseki Şahinli, Bayramiç Kuşçayırı, Çan Söğütalan , Bayramiç Muratlar köylerinde yoksul ve onurlu insanların direnişi sonucunda, ÇED Halkı Bilgilendirme Toplantılarını yapamadılar "toplantı yapılamadı" tutanağı ile yetindiler. 23 Şubat Perşembe günü saat 10:00`da Çan Kızılelma köyünde, aynı gün saat 15:00`te Çanakkale Kirazlı köyünde ÇED Halkı Bilgilendirme Toplantısı yapılacaktır.
 
Özellikle Kirazlı bölgesinde yapılacak maden işletmesi Atik Hisar Barajı su toplama havzasında kalmaktadır. İşletme faaliyetleri sonucunda, erozyonlar nedeni ile Atik Hisar Barajının ömrü kısalacak, baraj arsenik, kurşun, civa, molibden gibi ağır metallerle kirlenecek, şu anda barajdan su içen 150 bin kişinin yaşamı risk altına girecektir. Atik Hisar Barajı böylece ATIK HİSAR BARAJI`na dönüşecektir. Yukarıda sözünü ettiğimiz ÇED Halkı Bilgilendirme Toplantılarında, altın şirketlerinin para vererek kendi çıkarlarına uygun hazırlattıkları raporlar, sözde tartışılıp konu ile bilgisi olmayan yöre halkına yutturulmak istenmektedir. Ancak başta kadınlar olmak üzere yörede yaşayan onurlu insanlar, bu oyunu diğer köylerde olduğu gibi Kızılelma ve Kirazlı köylerinde de bir kez daha bozacaklardır.
 
Bu amaçla 23 Şubat Perşembe günü saat 07:00`de Belediye eski garajı önünden Kızılelma ve Kirazlı köyüne, saat 13:00`te aynı yerden Kirazlı köyüne araçlar kaldırılacaktır. Yöreden hava soluyan, su içen, beslenen tüm yurttaşlarımızı "yavaşlatılmış soykırım" niyetine dur demek için kendi araçları da dahil Kızılelma ve Kirazlı köyüne çağırıyoruz. Buradan işlenen soykırım sucuna seyirci kalanları, söz konusu çok uluslu şirketleri Çanakkale`ye çağıran işbirlikçileri şiddetle kınıyoruz. Tüm yetkilileri de son kez göreve çağırıyoruz” dedi.
Paylaş