Bu ataklar neden?
Atak İnşaat, İnönü Köprüsü yapımını üstlenmiş olan firma.
Bugünlerde hepinizin zihinlerini Olay Gazetesi ile bu firma arasındaki yaşanan sorunlar bir şekilde meşgul ediyordur.
Biraz bunu irdelememiz gerekecek.
Göreceksiniz ki; bu vesile ile birçok toplumsal gerçek ile yüzleşmek durumunda kalacaksınız.
Önce bu firma ile nasıl bir muhataplık ilişkimiz başladı.
Bizim işimiz haber yapmak, köprü yapmak, inşaat işiyle uğraşmak veya bu işlerin yan kollarında bulunmak gibi bir derdimiz yok.
Dolayısıyla herkes ile olduğu gibi bu firmayla da haber noktasında bir muhataplığımız oldu.
26 Nisan tarihli gazetemizde “Köprü çöktü 2 yaralı” başlığı ile inşaatı devam eden bir köprüde meydana gelen bir iş kazasını okurlarımıza duyurduk.
Bu bizim temel işimiz.
Hiçbir kaygı taşımadan, böylesi bir olay var ise bunu okuyucularımız ile paylaşırız.
İlgili firmanın konumu, hatası var ise yaşayacağı yasal sorumluluklar bizi ilgilendirmez.
Böylesi durumlarda firmayı aklamak, yaşanmışlıkları gizlemek gibi bir tavır gazetecilik meslek ilkeleri ile çelişir.
Tek bir kriterimiz vardır; okuyucularımıza aktardığımız olayın gerçek olması.
26 Nisan tarihli gazetemizdeki haber de bu şekilde gündeme gelmiştir.
Bu haber sonrasında firma, gazetemiz haber merkezini arayarak yaptığı iletişim sonrasında konu ile ilgili gazetemize bir yazılı açıklama gönderdi.
Benim beklentim ‘böyle bir olay olmamıştır, siz nerden çıkarıyorsunuz’ gibi bir savunma refleksi içersinde olabileceklerini düşünürken açıklamada kazanın “çökme değil, rüzgar nedeniyle yan yatma” şeklinde bir tanımı yapılmaktaydı.
Böylece yaşanılan olay firma tarafından da doğrulanıyordu.
Yapmış olduğumuz haberin, habercilik ilkeleri ile çelişen hiçbir yanı olmamasına rağmen; firmanın cevap hakkını “köprü çökmemiş bağlantısı yapılmayan krişler sağa yatmış “başlığı ile yapmış olduğumuz haberde, ertesi gün kullandırdık.
Yalnız olayda bir gariplik vardı; yaşanmış olaya rağmen firma sanki bir iş kazası olmamış gibi durumu algılatmaya çalışıyordu.
Bu biraz kafamızı karıştırdı.
Bu sırada yaşadığımız bazı iletişimler ile aldığımız frekanslar, gazetecilik sezgilerimiz ile bu işin altında neler var sorusu oluştu bizlerde.
Sonrasında yaptığımız araştırmada iş kazası bildirim raporunda iş kazasını geçiren iki işçinin kazanın olduğu gün sigorta girişlerinin yapıldığını tespit ettik.
Firmanın telaşı böylece anlaşılır hale geldi.
Yaşanılan tüm bu gelişmeler sonrasında firma, gazetemizi baskı altına almak için boş durmadı.
Görevimizin haber yapmak olduğu koşullarda yaşanılan iş kazasını duyurduğumuz için hakkımızda tazminat davası açtı.
İşte gazetecilik böyle bir şey.
Gerçeklerin kamuoyuna ulaşmasından her zaman rahatsız olanlar çıkmış, ve bu rahatsız olanların da gazeteler üzerinde türlü türlü baskıları gündeme gelmiştir.
Bunlardan biri de açılan davalardır.
İşte burada “basın özgürlüğü” kavramının hukuksal boyutu itibarıyla bazı düzenlemelere ihtiyacı olduğunu bu vesile ile paylaşmış olalım.
Gazeteler yapmış oldukları haberler nedeniyle hakaret unsuru taşımadığı takdirde yargılanmalarının önü kesilmelidir ki; özgür bir ortamda, baskı altında olduklarını hissetmeden görevlerini yerine getirebilsinler.
Son tahlilde bu düzenleme halkın bilgi edinme hakkının güvence altına alınmasıdır.
Aksi durumda yaşanabilecek bu baskılardan kaygı duyan birçok basın kurumu, gerçeklere kendilerini kapayarak hukuksuzluklar, haksızlıklar, çirkinlikler karşısında susan, görmezden gelen bir gazetecilik performansı ortaya koymaktadır.
Gerçeklerin gizlenmesi boyutunda toplumda yaşanılan travma beraberinde bir çok olumsuzlukları geliştirmektedir.
Yaşadığımız bu olayın bir başka yönü daha var.
Üzerine vazife olmayan bazı kişilerin, Atak İnşaatı savunma refleksi ile kurumlarına verdikleri zararın hesabını şimdi kim verecek?
Biz, iş kazası ile ilgili haberleri kamuoyu ile paylaşırken; Çanakkale Belediyesi, web sitesinde Atak İnşaat’ın gazetemize gönderdiği savunmasını kendileri ile ilgisi olmamasına rağmen yayınlayarak günün moda deyimiyle “müdahil” olmuştur.
Bu savunmayı bu sitede yayınlayan sorumlu, şimdi sigortasız çalıştırılan işçiler içinde bir savunma yapacaktır, herhalde.
Çanakkale Belediye Başkanının güvencesiz ve kayıt dışı işçi çalıştırma konusundaki hassasiyetine bağlı olarak Atak İnşaat’ın savunmasını yayınlayan sorumlu şimdi nasıl bir savunma gösterecektir, gerçekten merak ediyorum.
Kıssadan hisse; üzerinize vazife olamayan işlere hatır için, gönül için müdahil olmayın.
Sonra gelişen olayların altında kalırsınız…