Bozdemir çareyi gazetecilerde buldu

Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutladı. 1 Mayıs İçi Bayramı nedeniyle düzenlenen miting alanında kürsüden konuşma talebine olumlu cevap alamayan Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir, yazılı açıklamasını basın mensuplarına dağıtıktan sonra yaşanan duruma da tepki gösterdi.

682
Özelleştirme ve taşeronlaştırma ile esnek ve iş güvencesiz çalıştırmanın olağan hale getirildiğini belirten Bozdemir, emekçilerin açlık ve sefalet ücretine mahkûm edildiğini ifade ederek; “Tek kutuplu bir dünyanın hüküm sürdüğü günümüzde, emperyalist-kapitalist sistem, işçi sınıfının uluslararası dayanışmasını önlemek için kendi ülkelerindeki işçi sınıfına sömürülerinden pay vermekte ve san sendikacılığı örgütlemektedir.
 
Ayrıca, sömürgelerindeki sınıf dayanışmasını etnik ve dinsel temelde bölerek örgütlü sınıf bilincini yok etmektedir. Özelleştirme ve taşeronlaştırma ile esnek ve iş güvencesiz çalıştırma olağan hale getirilmekte, sendikasızlık yaygınlaştırılmış, emekçiler açlık ve sefalet ücretine mahkûm edilmektedir. Kamu emekçilerinin ise 4688 Sayılı sahte sendika yasasıyla eli kolu bağlanmıştır. Ne yazık ki kamu emekçilerin örgütleri, hiçbir söz ve karar sahibi olmadıkları bu yasaya karşı da birlik ve beraberliklerini sağlayamamış adeta masada bir fazla koltuk kapma yarışına girmişlerdir.
 
Eğitim İş ve konfederasyonumuz Birleşik Kamu İş olarak, toplu sözleşme sürecinde sendikaların taleplerini ortaklaştırmalarını ve bu ortak taleplerinin karşılanmaması durumunda ortak eylem yapma kararlılıklarını kamuoyuna açıklamalarını bekliyoruz” dedi.
 
Bozdemir sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Siyasal iktidar, emperyalizmin küresel politikalarının ekonomik ve siyasal gereklerini yerine getirmek için her türlü baskı ve sindirme çalışmalarını yürütmektedir. Oluşturduğu yandaş medya aracılığı ile topluma yanlış bilgiler vermekte, ideolojik olarak beyinleri yıkamakta, özel yetkili mahkemeler eliyle ortaçağ karanlığının Engizisyon mahkemelerini aratmayan yargılamalar gerçekleştirmektedir. Bütün bunlar, ülkemizin açıkça faşizme doğru götürüldüğünün göstergeleridir. Böylesine bir süreçte yüzü bağımsızlıktan, demokrasiden, özgürlükten yana olan tüm antiemperyalist kesimlerin kol kola girmeleri kaçınılmazdır. Gün, etnik ve dinsel kimliklerin öne çıkarıldığı gün değil, tıpkı 1886 yılında olduğu gibi sınıf dayanışmasının öne çıkarılacağı; sömürgeciliğe karşı bağımsızlık bayrağının dalgalandırılacağı; emperyalizme karşı mazlum ulusların dayanışma içinde olacağı gündür.”
Paylaş