Bozcaada rant alanı mı oluyor?
Bozcada için tartışılan, kabul edilmemesi için imza kampanyaları, eylemler yapılan 1/25 binlik nazım imar planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı. Peki şimdi ne olacak? Bozcaada rant kapısı mı olacak? Adanın doğal yapısının korunması nasıl sağlanacak?
Doğal sit alanı Bozcaada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın onayladığı planla “bağevi, tarımsal fabrika ve turizm alanı” kapsamında yeni yapılaşmaya açılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın 25 Mart2013 tarihinde hazırladığı 1/25 bin ölçekli nâzım imar planı, son bir yıl içinde ciddi bir şekilde eleştirilmiş ve tepki görmüştü. Bakanlığın Bozcaada`da yaptığı inceleme ve yeniden değerlendirme sonucunda hazırlanan rapora göre yapılan bazı değişikliklerin ardından 1/25 bin ölçekli nâzım imar planı 25 Aralık tarihinde onaylayarak askıya çıkardı. Yeni plana göre adanın yüzde 90’ını kapsayan tarımsal alanlar ‘bağevi ve tarımsal fabrika’ adı altında yapılaşmaya açılırken, güney kıyılarında ise konut ve turizm tesisi alanı adı altında inşaat yapılabilecek.
“Yeni planın eski plandan farkı yok”
Bin 1500 metrekarelik arazilerde 100 metrekareye kadar bağevi yapılabilmesine olanak tanıdığı ileri sürülen planda yapılacak bağevi özellikleri belirtilmemesi muammalı bir durum oluşturuyor. Bu durum arazilerde bağevi adı altında villalar inşa edilebileceği şeklinde de yorumlanıyor. Konuyla ilgili olarak Bursa Şehir Plancıları Odası`nın hazırladığı raporda, iki plan arasındaki fark olmadığı ileri sürülüyor. “Onaylanan yeni plan incelendiğinde, bizlerin itiraz dilekçelerinde ve dava dilekçesinde belirttiğimiz hususların neredeyse tamamının hala geçerli olduğunu, küçük düzeltmeler yapılsa da adanın tüm güney kıyılarının yapılaşmaya açıldığını, tüm tarım alanlarının bağ evi ve tarımsal fabrika adı altında yapılaşma baskısıyla karşı karşıya bırakıldığını söylemek mümkündür” denilen raporda “Zaten mevcut yoğunluğu ile ciddi bir sorun teşkil eden adada daha fazla yoğunluğun öngörüldüğünü, kruvaziyer liman ve adanın kuzey kıyılarında yapımına izin verilen turizm alanları ile tüm adanın doğal özelliklerini tehdit eden bir plan olduğunu belirtmek gerekmekte” ifadeleri dikkat çekiyor.
