Bolat "Deprem öldürmez, dayanıksız binalar öldürür"

597

 Çevre Şehircilik ve İl Müdürü Ömer Bolat 17 Ağustos Gölcük depreminin 20’inci yılında açıklama yaptı. Çanakkale’nin birinci derece deprem bölgesi olduğunu belirten Bolat, 1 Ocak 2019 da yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile Binaların yapımına getirilen çeşitli kurallarla, olası depremlerdeki can ve mal kayıplarını azaltmaya yönelik Bakanlıkça çalışmalar yapıldığını söyledi.   Afetlerde can mal kayıplarına uğramamak için yaşam yuvaları olan evler için risk analizini yaptırılması gerektiğini belirten Bolat, Çanakkale’de1006 adet riskli binanın tespitinin yapıldığını ve yerine yeni ve depreme dayanıklı binalar yapıldığını ifade etti. Bolat; “Bilindiği üzere ülkemiz ve özelde Çanakkale’miz 1. derece deprem kuşağında yer almaktadır. Bu sebeple gerek ülkemizin diğer şehirlerinde gerekse ilimizde sürekli yer hareketliği olmaktadır. Bu depremler maalesef kimi zaman yıkıcı etkilere ulaşmaktadır. Yaşadığımız bu afetler bize gösteriyor ki; “Deprem öldürmez, depreme karşı dayanıksız binalar öldürür.” 1 Ocak 2019 da yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile Binaların yapımına getirilen çeşitli kurallarla, olası depremlerdeki can ve mal kayıplarını azaltmaya yönelik Bakanlığımızca çalışmalar yapılmaktadır. Bilindiği üzere 6306 sayılı kanun ile afet riski altındaki alanların dönüşümü diğer bir ifadeyle kentsel dönüşüm yine Bakanlığımızın tüm imkânlarıyla devam etmektedir.  Afetlerde can mal kayıplarına uğramamak için yaşam yuvalarımız olan evlerimizin risk analizini yaptırmamız gerekmektedir. Depremlere karşı dayanıklı yeni binalar inşa edilmesinde en hızlı metotlardan birisi kentsel dönüşümdür. Riskli binalarda yaşamayalım. Bakanlığımız riskli binasını yıkıp yerine sağlam yeni bina inşa eden vatandaşlarımıza çok güzel imkânlar sunmaktadır. Kentsel dönüşüm yasasının yürürlüğe girdiği 2012 yılından bu yana ülke genelinde riskli yapı tespiti yapılan bağımsız bölüm sayısı 611.678’ dir. ilimizde 1006 adet riskli binanın tespiti yapılmış ve yerine yeni ve depreme dayanıklı binalar yapılmaktadır. Bu kapsamda binası riskli olan ve riskli binada ikamet eden maliklere riskli binalarını yıkmaları ve gerekli diğer şartları sağlamaları halinde aylık 905 TL kira yardımı yapılmaktadır. 18 ay devam eden kira yardımımız hibe niteliğinde olup hak sahiplerinden geri ödeme istenilmemektedir. Bakanlığımızca 2012 yılından günümüze kadar İlimizde 9.130.608 TL geri ödemesiz kira yardımı yapılmıştır. Yine Bakanlığımızca vatandaşlarımıza 6.906.500 TL faiz destekli kentsel dönüşüm kredisi desteği sağlanmıştır” dedi.  

Vatandaşların deprem riskine karşı daha duyarlı davranmaları gerektiğini belirten Bolat; “17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depremi ardından çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu kapsamında 2019 yılında Çanakkale’de 14 adet yapı denetim firmasının denetiminde yapılan yapı sayısı 3772 olup toplam 2.357.918 metrekaredir. Müdürlüğümüz denetim elemanlarınca 2019 yılında 136 adet yapımı devam eden inşaatlara denetim yapılmıştır. İnşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin artırılması amacıyla Piyasa Gözetimi Denetimi kapsamında 79 adet taze beton denetim yapılmış, ayrıca bu kapsamda yapı malzemesi üreticilerine 97 adet belge denetimi yapılmıştır.  Vatandaşlarımız binalarımızın estetik görünüşlerinden önce depremlere karşı dayanıklılık durumu üzerinde durmaları gerekir. Ülke topraklarımızın yüzde 93’ü, nüfusumuzun yüzde 98’i, sanayi kuruluşlarının yüzde 98’i deprem bölgeleri içinde yer alıyor. 20 yıl önce bugün meydana gelmiş, 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden farklı ölçülerde etkilenmiştir. Bu nedenle Ülkemizin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli afet olaylardan biridir. 1999 Marmara Depremi gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar sosyolojik etki açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. Depremin Türkiye`nin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesi`nde meydana gelmiş ve çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş olması, ülkede büyük sıkıntılara neden olmuş, toplumun moralini olumsuz yönde etkilemiştir.  Aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde çok kısa denebilecek zaman aralıkları içerisinde yıkıcı depremler meydana gelmiştir. Bu yıkıcı depremler eski çağlardan beri büyük coğrafi değişikliklere ve zararlara sebep olmuştur. Özellikle son yüz yıl içerisinde meydana gelen yıkıcı depremlerden sonra binaların yapımına çeşitli kurallar getirilmeye çalışılmış ve bunlar afet yönetmelikleri ve teknik kurallar olarak ortaya konulmuştur” dedi. 
Bolat; “Deprem anında zarar ve ziyanın daha da artmasını önlemek için İmar mevzuatına göre imar planı yapmaya yetkili tüm kurumlara da önemli görevler düştüğünü belirten Bolat; “Kentsel dönüşüm ve mekânsal değişim, ilgili kurumların, yerel yönetimlerin ve kentteki yaşayanların topyekûn verecekleri destekleri ölçüsünde başarıya ulaşma şansı olacaktır. Arazide dere yataklarını, heyelan alanlarını korumalı, buralara bina yapılmasını engellemeliyiz. Kentsel dönüşümü en iyi şekilde değerlendirip güvensiz ve düzensiz yapı stoklarından kurtulmamız gerekir. Kentsel dönüşümün başarılı olması için tüm kamuoyunun destek vermesi gerekmektedir. Kısaca insanı deprem değil insan eli ile yapılmış çürük binalar öldürür. Bu müessif durumu yaşamamak için sağlıklı, denetimi iyi yapılmış, yapının her aşaması mühendislik hizmeti almış binaları yaşam yuvalarımız yapalım. Geç kalmadan riskli binalardan kurtulalım. Bugüne kadar her türlü afet ve depremlerde yaşamını kaybetmiş olan yurttaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Vatandaşlarımızdan projesiz, denetimsiz bina yaptırmamalarını, bina satın alırken hassas davranmalarını, bu konularda daha duyarlı olmalarını rica ediyorum. Yüce Allahtan ülkemizi bir daha böyle acılardan muhafaza etmesini diliyorum” dedi.
(Zeynep Kocaman)
Paylaş