havadurum

Bir imar rantı olarak; Eko Turizm!

7579
Kırsal alanda, yörenin doğal dokusuna zarar vermeden, yerelin kendi koşulları içerisinde oluşacak, ekolojik/kırsal turizm yeni bir rant kapısı olarak kullanılmak isteniyor. "Eko turizm" adı altında, köylünün bu sektöre uygun alanlarını ucuz fiyatta alarak, `konut` inşaatları ile daha değerli hale getirilerek yaratılan "devremülk` tarzı oluşumlar ekolojik tahribatın yeni adımı olarak görülüyor. Çanakkale ise, eko turizm dosyaları yoğunluğu ile dikkat çekiyor... 
 
Kuzey Ege`de, Ayvacı, Ezine ve Bayramiç bölgesi üzerinde son dönemde artan eko turizm yatırım dosyaları bir hayli fazla! Çanakkale`nin Kuzey Ege bölgesi, arkeolojik ve doğal SİT alanları, tarım ve ormanlık alanları ile zeytinlik alanları gibi "korunan" bir bölge olması nedeniyle; yoğun inşaat faaliyetlerine, büyük turizm yatırımlarına ya da yazlık, tatil köyü gibi kişisel ya da ticari yatırımlara "izin" verilmiyor! Hal böyleyken bu alanlara girmenin, buralarda, özellikle kırsal alanlarda `konut` yapımı üzerinden kişisel ya da ticari yatırım yapmanın herhangi bir olanağı yok! Ancak, "ekolojik turizm" ya da "kırsal turizm" adı altındaki imar düzenlemesinden faydalanarak, bu alanların da kullanıma açılmasının yolu bulunmuş! 
 
"8 dava açıldı, 3 yürütmeyi durdurma kararı alındı"
Çanakkale`deki eko turizm dosyaları ile ilgili 8 dava açıldığını ifade eden Avukat Pervin Çelik, projelerin bilimsel alt yapısının olmadığını dile getirdi. Çelik, "Öncelikle, çevre düzeni planına göre eko turizme uygun alanların alt ölçekli planlardan önce bilimsel yöntemlerle belirlenmesi zorunlu. Biz bugüne kadar 8 dava açtık, ilk açtığımız 3 davada yürütmeyi durdurma alındı. Yürütmeyi durdurma kararlarının gerekçesi, tarım ya da orman alanı olan bu alanların eko turizm potansiyeline sahip olup olmadığına dair bilimsel bir çalışma yapılmadığı, üst ölçekli planda bu alanların orman ya da tarım arazisi olduğu` yönünde. Çanakkale İl Genel Meclisi`nin gündeminde 2020`nin sonundan itibaren devam eden ve hala hızla artan eko turizm dosyaları mevcut. Planlar eko turizm adı altında yapılıyor ama çeşitli emlak ve gazete ilanlarından da görüyoruz ki, ikinci konut gibi duyuruluyor. Yani gerçek anlamıyla eko turizm mi yoksa rant amaçlı konut projesi mi bunu plan kararlarından göremiyoruz. Ancak proje hazırlanıp yapı ruhsatı düzenlendiğinde görebiliyoruz. Eko turizm projesi içinde konut tapusu verilmesi yasak olduğu için bazı yerlerde "şirket hissesi" verildiğini duyuyoruz. Zaten ekoturizm tanımının içinde konut kullanımı yok. Turizm tesislerine ilişkin yönetmelikte ekoturizm tesisi tanımı da yok. Kırsal turizm tesisi tanımlanmış durumda. O da çok dar bir çerçevede tanımlanmış..." dedi. 
 
"İl Genel Meclisi, hukuksuzluğu sürdürmekte ısrar ediyor"
"Yeni eko turizm plan başvuruları yapılmaya devam ediyor" diyen Avukat Çelik, "Çanakkale İl Genel Meclisi bu dosyaları onaylıyor, bunlara karşı da davalar açılmaya devam ediliyor. Ancak, bunlar sayısız bir biçimde artıyor. Oysa verilmiş yürütmeyi durdurma kararlarına göre İl Genel Meclisi`nın bilimsel çalışması olmayan planları onaylamaması gerekiyor. Biz ayrıca 1/100.000`lik Çevre Düzeni Planına da dava açtık, o da Danıştay`da devam ediyor. Eğer o dava sonuçlanırsa, eko turizm dosyaları konusunda etkili olabilir. Burada asıl mesela açılan davalar ve alınan yürütmeyi durdurma kararları da değil. Asıl mesele bu planları onaylayan siyasi iradenin tutumudur. Açılmış 3 davada yürütmeyi durdurma kararları alınmış. Bu kararların ortak gerekçesi, planların bilimsel verilere dayanmadığıdır. Diğer dosyalara da bakılsa, hepsinin içeriğinin aynı olduğu görülecek. Dolayısıyla İl Genel Meclisi yürütmeyi durdurma kararlarındaki bu genel gerekçeye rağmen planları onaylamakta ve hukuksuzluğu sürdürmekte ısrar ediyor" şeklinde konuştu
 
Çanakkale`de eko turizm dosyaları...
Çanakkale`de, kendisi ölçeğindeki, büyükşehir olmayan diğer illere göre, örneği görülmemiş bir yoğunluk yaşandığı biliniyor. İl Özel İdaresine sunulan başvurular, 5 dönümden, 200 dönüme kadar olan çeşitli ölçeklerde arazileri kapsarken, İl Genel Meclisince bugüne kadar 229 eko turizm imar plan teklifi değerlendirilmiş. Halihazırda 14 teklif değerlendirmeyi beklerken, 38 plan teklifi reddedilmiş, 25 adet yapı ruhsatı başvurusu yapılmış, bir adet yapı kullanma izin belgesi alınmış durumda. İl Genel Meclisi CHP Grup Başkanvekili Avukat Güneş Pehlivan, "Onaylanan plan sayısıyla yapı ruhsat başvuruları arasındaki oransızlık imar planlarının onaylanmasından sonra arazilerin bölünerek "imarlı arazi" olarak emlak piyasasında satışa sunulması. Hedef, eko-turizm faaliyetiyle yörede sürdürülebilir bir turizm katkısı oluşturmaktan çok uzak ne yazık ki" değerlendirmesinde bulunuyor. 
 
Çanakkale`de uygulama hedefinden uzaklaşıldı
Eko turizm, birçok yerde, amacı ile doğru orantılı uygulanırken, Çanakkale kendi koşulları itibariyle bu amaçlardan uzaklaşıyor. Çünkü eko turizm, Çanakkale`de bölgesinde imar sorunun delme, ranta kapı aralama amacı olarak kullanılmak isteniyor. Doğayı ve kültürel kaynakları anlayarak korumayı destekleyen, düşük ziyaretçi etkisi olan, yerel halka sosyo-ekonomik fayda sağlayan, bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat aktivitesi olarak tanımlanan "ekoturizm" konusunda değerlendirmede bulunan Çanakkale İl Genel Meclisi CHP Grup Başkanvekili Güneş Pehlivan, "Eko turizm faaliyetinin kentimizde uygulama hedeflerinden son derece uzaklaşmış olduğunu üzülerek gözlemliyoruz" diyor. 
 
"Kırsal alanlar emlak piyasasına sürülüyor" 
"Konut imar planı uygulamasına mevzuatın izin vermediği arazilerin ekoturizm görüntüsü altında konut siteleri yapılarak ekoturizm işlevi dışında kullanıldığını üzülerek gözlemliyoruz" diyen Pehlivan, devremülk girişimlerini işaret etti. Pehlivan, "Eko-turizm imar planlı yapılan sitelerden satışa sunulan bağımsız bölümlere ilişkin olarak, bağımsız tapu devri yapılamayacağı için; kooperatif hissesi, arsa payı devri gibi yollara başvurulması, bu sitelerden konut alan kişilerin mülkiyet hakkı yönünden gelecekte çok ciddi mağduriyetler oluşturacak hukuki sorunlarla karşılaşılması" uyarısında da bulunuyor. 
 
"Bu tablo toplum refahından çok uzak"
Çanakkale`de, plan başvurularına konu olan tarla vasfındaki arazilerin, çoğunlukla aileden miras yoluyla yörede yaşayan vatandaşlara intikal eden alanlar olduğunu ifade eden Pehlivan, "Bu araziler köylüden düşük bedellerle satın alınarak, eko-turizm imar plan onayı alındıktan sonra yüksek bedellerle satışa sunuluyor. Çanakkale`nin bazı köylerinde köyün yerlisi olan halkın mülkiyetinde tarla ve arsa kalmamış durumda. Bu durumun bir sebebi de kötü tarım politikaları. Ne yazık ki ülke ekonomisini üretime değil, üretim dışı yatırıma dayandırarak ayakta tutmaya çalışan yanlış politikalar, büyümede lokomotif sektör olarak inşaat sektörünü belirlemiş durumda. Zirai faaliyetle geçimini sürdüremeyen köylü, ailesinden kalan tarla ve arsaları satarak, tek seferlik gelir yaratıp günü kurtarmaya çalışırken, köylünün zirai faaliyet göstererek ailesini geçindiremediği aynı araziyi satın alıp imarlaştıran sektör büyük rant elde edebiliyor. Elbette ki bu tablo, toplum refahı ve sürdürülebilir kalkınma anlayışından çok uzak" dedi. 
 
İlk yanlış 1/100.000`lik çevre düzeni planı!
Mimarlar Odası Çanakkale Şube Başkanı Sevil Ural ise, 1/100.000`lik Balıkesir-Çanakkale Çevre Düzeni Planı`na yapılan itiraz ve dava süreçlerine değinerek, davalar sonuçlanmadan planın uygulamaya konmasını eleştirerek ilk yanlışın bu olduğunu söyledi. Eko turizm konusunda, yanlışın bir başka yanlışa neden olduğunu ifade eden Ural, "İl Genel Meclis üyeleri ve eko turizm konusunda duyarlı olanlar endişelerinde tamamen haklılar. Biz zaten Mimarlar Odası olarak bunu daha önceden görmüş ve eylemimizi yapmıştık. Eko turizm konusu, 1/100.000`lik çevre düzeni planından sonra, onun altlık olarak tanımı verilen bir yatırım şekli" dedi. 
 
Eko turizm dosyalarına neden karşı çıkılıyor?
Eko turizme karşı çıkmadıklarının altını çizen Mimarlar Odası Şube Başkanı Sevil Ural, "Buradaki amaç, kırsal yerlerin yatırımla daha refah bir hale getirilmesini sağlamak. Oradaki köylünün arazisinin değerlendirilmesi, ekoturizm adı altında ürününü değerlendirmesi, misafir ağırlaması. Amaç bu iken, bir bakıyoruz ki parseller büyüyerek, yanındaki araziler de alınarak ve el değiştirerek, köydeki insanların olmadığı ekoturizm adı altında konutlar yapılıyor. Biz ekoturizm adı altında siteler yapılmasının, ikinci konut adı altında bu durumun kullanılmasının karşısındayız. 
 
"Hukuka ve bilime aykırı uygulamaların karşısında olacağız"
Ural, son olarak; "Tarım arazilerinin imar planı hiyerarşisi göz önüne alınmadan ve gerekli bilimsel araştırmalar titizlikle yapılmadan kontrolsüz şekilde yapılaşmaya açılarak "turistik tesis alanı" olarak tanımlanması, bugün küresel ölçekte önem taşıyan çevre krizi ortamında ciddi tahribatlara neden olarak sağlıklı yaşam alanlarının korunmasının ve artırılmasının önünde engel oluşturmakta, değerli varlıklarımız olan doğal sitleri ve dolayısıyla sağlıklı yaşamları tehdit etmektedir. TMMOB Mimarlar Odası olarak hukuka ve bilime aykırı olarak gerçekleştirilen tüm bu uygulamaların karşısında durarak kentsel ve kırsal alanların toplum yararının önceliklenmesi anlayışıyla planlanması konusunda takipçi olacağız" dedi. 
 
"Ekoturizm, Çanakkale`de kırsalın yeni bir talanı"
Kazdağı Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan da Kuzey Ege`deki ekoturizm dosyalarını değerlendirdi. "Kırsalın yeni bir talanı" diyen Doğan, "Özellikle Ayvacık ve Bayramiç İlçelerinde son dönemlerde `ekoturizm` adı altında bir sürü proje ortaya çıkmıştır. Bu projelerin çoğu gerçekte ekoturizm projesi değildir. Konut amaçlı yatırımlardır. Kırsalın yeni bir talanıdır. Kırsalın betonlaşmasına yol açacaktır. Yeni lüks siteler yapılacak ve varlıklı insanlar kendilerine yeni yaşam alanları kuracaklardır. Tarım alanları marjinal tarım alanına çevrilmekte ve tarım alanları ekoturizm projeleri ile yok edilmektedir" dedi. 
 
"Metalik madencilik ve enerji yatırımlarının ardından yeni bir tehdit; ekoturizm" 
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olarak bazı projelere itiraz ettiklerini ve dava açtıklarını ifade eden Doğan, "Assos yöresinde yaşayan vatandaşlarla birlikte açtığımız bazı projelerde yürütmeyi durdurma kararı aldık. Açtığımız bu davaların projelerin durdurulmasında etkili olacağını düşünüyoruz. Çanakkale yöresi zaten metalik madencilikle, termik santrallerle, jeotermal enerji santralleri ve rüzgar enerji santralleri ile yeterince tehdit altında iken, yeni tehdit de sözde ekoturizm projeleridir. Kırsalın talanına, betonlaşmasına, kirlenmesine yol açacaktır" dedi.
Paylaş