Biçer; “Yasa ve statü değişikliği manidar”
Çanakkale Bölgesel Turist Rehberleri Odası (ÇARO) Yönetim Kurulu Başkanı Adem Biçer, Gelibolu Yarımadası`nın değişen statüsü ile ilgili açıklama yaptı.
ÇARO olarak Çanakkale Savaşları`nın 100. yıldönümü öncesinde yasa ve statü değişikliğini manidar bulduklarını belirten ÇARO Yönetim Kurulu Başkanı Adem Biçer; “Daha önce 17/2/2000 tarihli ve 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu ile idare edilen yarımada bundan sonra 19/06/2014 tarihli 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kanunu ile idare edilecektir. Kanun ve statü değişikliğinin ardından bölgenin kontrol ve yönetiminin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı`na geçmesi, pratikteki (turizm faaliyetlerinin yürütülmesi) işleyişinden dolayı beklediğimiz bir durumdu. Tabi ki, bu değişikliğin avantajları ve dezavantajları vardır. Örneğin atanacak Başkan`ın izleyeceği politika çok büyük önem arz etmektedir. Çünkü hiç kimsede olmayan yetkiler verilmiştir. Bu da hem iyi hem de kötü olabilir. O yüzden buraya bilgili, donanımlı, siyasetten arınmış, bölgeyi, bölge halkını iyi bilen ve analiz edebilen bir başkanın atanmasını ümit ediyoruz. Biz, ÇARO olarak üst kurulumuz olan TUREB–Turist Rehberleri Birliği ve bağlı bulunduğumuz T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bu hususu masaya yatırarak bakanlığa çözüm önerileri sunmaktayız. Birlik yönetimi ile yaptığımız görüşmelerin ardından TBMM ve Bakanlık yetkililerine şöyle bir çözüm önerisi ilettik. Malumları olduğu üzere, "Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Odak Alanları" yasası ile Milli Parkın yönetiminin, bağlı bulunduğu Orman ve Su İşleri Bakanlığından alınarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan "Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığına devredilmiştir. Söz konusu yasa çıktıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanı Sn.Çelik’in basında, Alan Kılavuzları ile ilgili olarak; o bölgede, milli parklarda görev yapan "alan kılavuzları" içerisinde hem yeterli olanların hem de belirli yeterliliğe sahip olmayanların bulunduğunu ve "Kategorik olarak bunlar aynen istihdam edilecek ya da kategorik olarak bunlardan bundan sonra faydalanılmayacak" gibi bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Çelik, bunlar içerisinde yapılacak belirli bir standardı tutturma çerçevesinde sınavı geçenlerin bu bölgede değerlendirileceğini, sınavı geçemeyenlerin değerlendirilmeyeceğini söyledi. Çelik, "Burada tarihsel bilgilerin doğru, eğitimlerinin yeterli ve anlattıklarının tarihsel gerçekliğe uygun olması önemli. Oraya gelenlerin doğru bir şekilde bilgilendirilmesi bakımından bir yeterlilik sınavına tabi tutulacaklardır. `Ama hepsi aynı görevine aynen devam edecek` diye bir şey yok veya `hiçbirinden faydalanılmayacak` gibi bir şey de yok." şeklinde ifadelerinin yer aldığı görülmüştür. Bilindiği üzere Alan Kılavuzluğuna ilişkin düzenleme yönetmelik ile yapılmıştır. Yönetmelikte ; 9/8/1983 tarihli 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında korunan alanların sahip oldukları kaynak değerlerinin korunarak kullanılması, ziyaretçilerin bilgilendirilmesi ve ziyaretçi yönetiminin sağlanması amacıyla korunan alan sınırları dâhilinde ve yakın çevresinde yaşayan yöre insanının alan kılavuzu olarak yetiştirilmesi ve alana gelen ziyaretçilerin bu kaynak değerleri hakkında doğru ve sağlıklı bilgi edinmelerini sağlamaktır."şeklinde düzenleme yapılmıştır. Turist Rehberliğine ilişkin düzenleme ise 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek yasası ile yapılmıştır; Yasada Turist rehberliği hizmetine ilişkin olarak: Seyahat acenteliği faaliyeti niteliğinde olmamak kaydıyla kişi veya grup hâlindeki yerli veya yabancı turistlerin gezi öncesinde seçmiş oldukları dil kullanılarak ülkenin kültür, turizm, tarih, çevre, doğa, sosyal veya benzeri değerleri ile varlıklarının kültür ve turizm politikaları doğrultusunda tanıtılarak gezdirilmesini veya seyahat acenteleri tarafından düzenlenen turların gezi programının seyahat acentesinin yazılı belgelerinde tanımladığı ve tüketiciye satıldığı şekilde yürütülüp acente adına yönetilmesini, ifade eder." Şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde Alan Kılavuzları ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, gelinen süreç açısından hak kaybı veya mahrumiyeti olmaması adına söz konusu "Alan kılavuzu" belgesi sahibi kişilerden durumu uygun olanların 6326 sayılı Kanun gereğince Birlik tarafından yapılacak bir sınav sonucunda başarılı olanların profesyonel rehberlik belgesi verilmesi ve rehber olmalarının sağlanması, başarılı olamayanların ise, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 16. maddesine dayanılarak hazırlanan yönetmelik kapsamında görevlerini ifa eden "Alan Kılavuzlarının" daha ziyade Doğal alanların korunması, Bio-kaçakçılığın önlenmesi gibi hususlarda değerlendirilmelerinin uygun olacağı görüşündeyiz. Hatta söz konusu sınavda başarılı olamayacakların da bu iki önemli alanda istihdamının gerekli olduğu görüşündeyiz. ÇARO olarak her hangi bir mağduriyetin yaşanmaması için ilgili mercilerle yasal düzeyde gerekli yazışmaları gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Çanakkale Savaşlarının 100. yıldönümü öncesinde bu yasa ve statü değişikliğini manidar bulmakla birlikte vatana millete hayırlı olmasını diliyoruz.” dedi.