BDP’liler AKP binasına ulaşamadı
Cezaevlerinde açlık grevi yapan mahkumlara destek amacıyla eylem düzenleyen BDP’liler, AKP İl Başkanlığı`na siyah çelenk bırakmak istedi. BDP’lilerin bu girişimi polis tarafından engellendi.
PKK`lı ve KCK`lı tutuklu ve hükümlülerin başlattığı açlık grevinin 49`uncu gününde iskele meydanında bir araya gelen BDP`liler, cezaevlerindeki açlık grevleri nedeniyle AKP hükümetini eleştirdi. Burada bir basın açıklaması yapan BDP’liler daha sonra AKP İl Başkanlığı’na siyah çelenk bırakmak isteyince polis barikatıyla karşılaştı. Ellerinde yazılı dövizler ile AKP İl Başkanlığına yürüyüşe geçen grup, polis barikatını aşamayınca alanda görev alan polis amiri ile anlaşmak için uzun süre çaba harcadı. Gruba engel olan polis amirine, sadece 3 yetkilinin siyah çelengi AKP İl Başkanlığına koyması için öneride bulunan BDP’liler, bu önerinin de ret edilmesiyle eylemini tamamlamak için farklı bir yola başvurdu. Önerilerinin uygun görülmemesi nedeniyle bu kez yarım saat oturma eylemi yapan BDP’liler, çeşitli sloganlar atarak hem AKP hükümetini protesto etti hem de açlık grevinde olan hükümlülere destek verdi. Oturma eyleminin ardından iskele meydanında bulunan bir çöp bidonunu temsili olarak AKP İl Başkanlığı yapan grup, siyah çelengini çöp bidonunun önüne bırakarak eyleminin sonlandırdı.
“Sessizlik ölüm getirir. Sessiz kalmayalım ölümleri durduralım”
Eylemde bir konuşma yapan BDP İl Başkanı Abdullah Güler, cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerine dikkat çekti. AKP il binasına yürümelerine engel olunması nedeniyle AKP’yi, çöp bidonu olarak muhatap aldıklarını ve siyah çelengi çöp bidonuna koyacaklarını belirterek; “12 eylül 2012 tarihinde yaklaşık 70 cezaevinde 700 `ü ölüm orucu olmak üzere on bin kürt siyasi tutsağın başlattığı açlık grevleri 49. gününde. Uzun bir süre hükümet tarafından görmezden gelinen ölüm oruçları artık ölüm sınırına gelmiş bulunmaktadır. Günlerdir kamuoyunun dikkat çektiği ölümlerin yaklaştığı ve acilen çözüm bulunması çağrısı iktidar tarafından duyulmamaktadır. AKP hükümeti adeta cezaevlerinden tabutların çıkmasını beklemektedir. Adalet Bakanının Sincan cezaevine yaptığı ziyaret çözüm adına umut yaratmış ancak; Bakan tutukluların taleplerine dair bir çözüm ileriye sürmemiştir. Tutukluların talepleri gayet insani ve vicdani taleplerdir. AKP iktidarı aylardır basında ve kamuoyunda Kürt sorununun çözümü için Kürt taraflarıyla geçmişte görüşmeler yaptığını belirtmektedir. İmralı`da Abdullah Öcalan ile de görüştüklerini beyan etmişlerdir. Tutukluların bu gün ileri sürdükleri taleplerin birincisi bu görüşmelerin kalıcı bir barış için yeniden başlamasıdır. Yani hükümetin geçmişte kendi siyasi çıkarları için yaptığı görüşmeleri bu gün halklarımızın barışı ve huzuru için yeniden başlatmasını istemektedirler. İkinci talepleri Abdullah Öcalan `ın tutukluluk koşullarının düzeltilerek ailesi ve avukatlarıyla görüşmesinin sağlanmasıdır. 470 gündür avukatlarıyla görüştürülmemektedir. Tutukluların üçüncü talebi; Evrensel bir insan hakkı olan anadilinde eğitim ve anadilinde savunma yapma hakkının tanınmasıdır. Her canlının ve her insanın en doğal ve devredilemez hakkı olan kendi diliyle iletişim kurma hakkı karşısında iktidar gerekenleri yapmakla yükümlüdür. Bu hak tanınmadığı için hukukun en temel gereği olan savunma hakkı da gasp edilmektedir. İktidara geldiğinden beri ülkenin temel sorunlarını çöziiyormuş gibi beyanatlarda bulunan ancak sorunları kangrenleştiren hükümete sesleniyoruz., "halkın hizmetkarıyız, analar ağlamasın," sözlerinize bir kez olsun sadık kalın. 49 gündür cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran tutukluların taleplerine kulaklarınızı tıkamayın. Tutukluların taleplerini günlerdir ülkenin her köşesinde sahiplenen ve savunan halklarımızın çağrılarına cevap verin. Siz hangi halkın hizmetkarısınız. Günlerdir evlatlarının ölmesini izlemek zorunda kalan anaları neden görmüyorsunuz?” dedi.
“AKP iktidarına çağrımızdır”
AKP iktidarına da çağrıda bulunan Güler; “49. gündeyiz. Saatler adeta ölüme ayarlanmış. Ölümler yaşanmadan; halklarımızın ortak umudu olan barış yolu tıkanmadan, tutuklularla görüşmeler başlatılmalıdır. Tabipler Odası, İnsan Hakları Kurumları, Aydın ve Sanatçıların arabuluculuk çağrılarına cevap verin. Aksi halde Cezaevlerinde yaşanacak ölümlerin ve çözümsüzlüğün sorumlusu iktidarınız olacaktır” diye konuştu. Eylemin ardından grup sessizce alandan ayrıldı.