Başkan Gökhan, sudaki tehlikeye dikkat çekti!..

1232

  Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, dün basın mensupları ile bir araya geldi. Yerel ve ülke gündemi hakkında birçok konuda düşüncelerini paylaşan Başkan Gökhan, aynı zamanda basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Geçtiğimiz günlerde yaşanan su sıkıntısını yeniden dile getiren Başkan Gökhan,  sıkıntının belediye ile alakası olmadığını belirtti. Çelik borunun delinmesinde sorumluluğu bulunanlardan hesap sorulacağını belirten Başkan Gökhan; “Bununla ilgili tutanağımızı tuttuk. İlgili birimlerle gerekli yazışmalar yapılacaktır. 3 bin 600 metreküp su, tahminen 90-100 bin TL gibi bir zarar var. Bunların içerisinde çalışanları mesaileri de var. Elbette bunu delenler bedelini ödeyecektir.  Hem giden su, artı işçilerin fazla mesaileri bütün bunlarda kim kusurluysa ücretini ödeyecektir” dedi. Kirazlı’da yapılmak istenen altın işletmesi için kesilen ağaç görüntülerini izleten Başkan Gökhan,  hukuki sürecin devam ettiğini söyledi. Başkan Gökhan, mahkemenin ‘yetkililerin raporu olmadan ÇED raporu verilemez’ kararına rağmen GSMR verildiğinin altını çizdi. Gökhan; “Bunların hepsini yok sayarak ormanı kesiyorlar. ÇED yine yok sayılarak GSMR veriliyor. Hukuk mücadelesini devam ettireceğiz. Mahkeme kararına rağmen bu izinler verilmiş olmamalı. Arkadaşlarımız sürekli takip ediyor” dedi.  İskele’den dolayı Çanakkale’de yaşanan trafik sıkıntısını gündeme getiren Başkan Gökhan, AKP Milletvekili Bülent Turan’ın trafik sıkışıklığı konusundaki açıklamalarına yanıt verdi. Başkan Gökhan; Turan’ın ‘İskele Meydanı araç otoparkı yapılsın’ açıklamalarına; “Çanakkale halkının bu konuda ne düşündüğünü açıkçası merak ediyoruz. Sonuç itibari ile halkın etkinlik ve gezinti alanı. Sayın Turan, Çanakkale kentini ve kentlisini, onların duyarlılığını bilmediği için böyle kolayca bir çözüm bulmuş” şeklinde cevap verdi.  Ülke gündemi ile de açıklamalarda bulunan Başkan Gökhan son zamanlarda Amerika ile yaşanan gerilime değinerek; “Emperyalizme karşı mücadele edilmesi gerektiğini, ülkenin kendi ayakları üzerinde gelişmesini sağlayabilmek için, Atatürk’ün ortaya koyduğu hedeflere varmak için çaba gösterilmesi gerektiğini yıllarca ifade ettik” dedi. Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından eğitimde yapılan değişiklere değinen Başkan Gökhan; “Maalesef İmam Hatiplerin başarı puanları çok düşük çıktı. İmam Hatipleri yeniden Anadolu Lisesi haline dönüştürme kararı aldılar. Çünkü o liselerde de iyi eğitim veriliyor. Eğitim düzeyi düşük olduğu için çocuklar sınav sonuçlarında başarısız oldular” dedi. 

 “Sebebiyet verenler bunun faturasını ödeyeceklerdir”
Su sıkıntısını yeniden gündeme getiren Başkan Gökhan, konuyla ilgili tutanak tutulduğunu belirterek;  “Siyasiler bu sıkıntıyı kullanmaya çalışıyorlar.  Yaşanan su sıkıntısı, klasik bir su patladığından oluşmadı. Güzelyalı Dardanos bölgesine su götüren çelik ana borumuz delindiğini öğrendik. Bu borunun tamir edilmesi çok zor bir şey. Üzerinde çok aşırı basınç olan bir borudur. Sarıceli Köyü’nün su ihtiyacını karşılamak için Özel İdare tarafından bir sondajcı görevlendirilmiş. Orada sondajın yapılmasını söylemiş ve yeri tarif etmiş Ancak tarif edilen yerde bizim su aktığı için sondaja oradan başlamışlar. Sondaj tamda bizim su borumuza denk gelmiş. Daha önceden bize haber verilmeliydi. Olabilir ancak son tahlil de bu boru delinmiş. Orada kişilerin çalışması için tahliye edilmesi lazım.  Ardında kelepçe yapılması lazım ancak basınçtan kaynaklı o kelepçeler tutmadı. Yeniden tahliye işlemi yapıldı. Sonuç itibariyle hattın tamamının boşaltılması gerektiği kararı ortaya çıktı. Bir parça kaynağı ile sorunun çözülebileceği anlaşıldı. Hattın tamamı boşaltıldı. Saat 8 sularında su iyice yenildi, kaynakçılar geldi. Yaş zeminden kurtarıldıktan sonra kaynak işlemi saat 10’a doğru bitti. Bana haksızlık yapılabilir. Ancak bu konuda çalışan arkadaşların yetersizliğinden bahsetmek pek hoş değil. Çalışanlar, canla başla o kadar saat uyumadan, taşıma yemeklerle burada mesai harcadılar.  Belediyeden kaynaklanmayan,  onarım sırasında da belediyenin ihmali olmayan bir konuda belediyeye yüklenmek bence haksızlık. Peki ne olacak? Denildi. Elbette bunu delenler bedelini ödeyecektir.  Hem giden su, artı işçilerin fazla mesaileri bütün bunlarda kim kusurluysa ücretini ödeyecektir. Kabul etmeyen olursa o zaman mahkemeye gidilecektir. Bu kent halkının suyudur. Bilerek veya bilmeyerek buna sebebiyet verenler bunun faturasını ödeyeceklerdir. Bununla ilgili tutanağımızı tuttuk. İlgili birimlerle gerekli yazışmalar yapılacaktır. 3 bin 600 metreküp su, tahminen 90-100 bin TL gibi bir zarar var. Bunların içerisinde çalışanları mesaileri de var” dedi.
 
 “18 saatlik kesintiye ses çıkartanlar, Atikhisar için neden bir şey demiyor”
Kirazlı’da yaşanan ağaç katliamının videosunu paylaşan Başkan Gökhan, belediye olarak her gün bölgeden kayıt alındığını belirterek; “Biliyorsunuz Kirazlı’da ki altın işletmesi için GSMR verildi. Esas o konuda bu duyarlılığı gösterenlerden bir ses seda duymadım. 18 saat sular kesildi ama peki ömür boyu sular kesilse ne olacağı konusunda bir ses seda duymadım. Bu mücadele içinde onları da görmek isterim. Belediye Meclisini toplayacaktık. Başkan vekillerinin birçoğu tatilde oldukları için bayramdan sonra Eylül meclisinde bununla ilgili komisyon kurulması ve neler yapılabilir noktasında konuyu tartışacağız. Termik Santral mücadelesine de destek veriyoruz. Ancak Atikhisar direk bizim belediye sınırlarımız içerisinde. Atikhisar bizim bölgemizin içerisinde bulunan bir su kaynağı. Çanakkale’nin suyundan bahsediyoruz.  Bunun için, konunun üzerinde çok fazla duruyoruz. Su kirlendiği zaman iş işten geçiyor. Zehirli atığın telafisi yok. Hep siyanüre takıyoruz. Altın çıkartılması için milyonlarca ton su ihtiyacı var. O baraj mecburen oraya yapılacak. Yapıldığı zaman bizim barajın arkasında ki su kaynakları da kesilmiş olacak. Bizim barajımız birçok su kanalından beslenir. Sen suyu altın işletmesi için hapsedersen su kullanılamaz. Biliyorsunuz mahkeme kararı var. Mühendislerden ve ilgililerden oluşan bir bilirkişi heyeti tarafından ‘ÇED raporu incelenmesi gerekir’ diyor. Mühendis isimlerini dahi veriyor.  Bunların raporları üzerinden yeniden ÇED yapılmalı diyor. Bunların hepsini yok sayarak ormanı kesiyorlar. ÇED yine yok sayılarak GSMR veriliyor. Hukuk mücadelesini devam ettireceğiz. Mahkeme kararına rağmen bu izinler verilmiş olmamalı. Arkadaşlarımız sürekli takip ediyor. Burada Çanakkale halkının biraz daha duyarlı olması lazım. Bu konuda bir iktidar partisi Milletvekilinin beyanatını görmedim. Biga Yarımadası Termik Santraller cenneti oldu. Her ipini koparan iznini alıyor. Ayvacık’a, Çan’a, Biga’ya yenilerini yapacaklar. Kimsede ses yok. 18 saat susuz kalınca ‘beceriksiz’ gibi laflar yazılıyor. Ancak bacadan siyah dumanlar çıkıyor ve sosyal medyaya düşüyor. Ancak kimsede ses yok” dedi.
 
  
“İskele Meydanı otopark olsun mu? Önce kamuoyuna soralım?”
İskeleden kaynaklanan trafik sorunu ile ilgili AKP Milletvekili Bülent Turan’ın açıklamalarına cevap veren Gökhan; “Sayın Milletvekili Bülent Turan, trafiği rahatlatacak bir öneri sunmuş. Bunu nasıl düşünmediğimi sordum. Mesela ‘İskele Meydanı’nı otopark yapalım’ demiş. ‘Şu demokrasi meydanını açın zor bir şey değil’ demiş. Orası İskele Meydanı. Burayı açalım mı? Bunu kamuoyuna soralım. İskele Meydanı, halkın kullandığı o alan araçların geçişi için otopark olarak kullanalım mı? Sizlerin kanalı ile bunları kamuoyuna soruyorum. Kamuoyu  ‘evet burayı otopark yapalım, biz kenarından köşesinden geçelim’ derse hemen yapalım. Otoparka çevirelim. GESTAŞ kendi içine otoparka açmasın, Kepez Limanı kullanılmasın. Karacaören hattında İskele yapılmasın, ama Çanakkalelilerin meydanı araç geçişleri için otopark olarak kullanılsın. Tabi Çanakkale halkının bu konuda ne düşündüğünü açıkçası merak ediyoruz. Sonuç itibari ile halkın etkinlik ve gezinti alanı. Sayın Turan, Çanakkale kentini ve kentlisini, onların duyarlılığını bilmediği için böyle kolay bir çözüm bulmuş. Orada iki tane geçiş gişesi var. Üçüncü geçiş gişesi yapılsın diye GESTAŞ’a ben önerdim. İskele Meydanı’nın kaldırım bölümünü feda edelim, üç şerit geçsin dedim. Hiç oralı olmadılar. GESTAŞ, Kepez’den de sefer yapsın dedik. Yine kimse oralı olmadı. Dolayısı ile gişelerde birikme oluyor. İnternet üzerinde biletler satılsın geçiş sırası olsun… gibi birçok öneride bulunduk. Hiç biri dikkate alınmadı. Köprü olsa dahi burası kullanılacak. Herkes köprüyü kullanacak diye bir durum yok” dedi.  
 
 
“İthalattan uzak durup üretim tedbirleri almalıyız”
Ülke gündemine değinen Başkan Gökhan, Amerika ile yaşanan gerilime değinerek; “Dünya bir felakete doğru gidiyor. Trump bana göre saçma sapan işler yapıyor. Bu noktada ‘Amerika ile fazla haşır neşir olmak ayı ile yatağa girmeye benzer.’ Bunun için hep yıllarca Emperyalizme karşı mücadele edilmesi gerektiğini, ülkenin kendi ayakları üzerinde gelişmesini sağlayabilmek için Atatürk’ün ortaya koyduğu hedeflere varmak için çaba gösterilmesi gerektiğini yıllarca ifade ettik. Üretimin ve tarımın gelişmemesi için hep bize bir şeyler empoze etmeye çalıştılar. Bize bol bol para verdiler. O zamanlar ‘bolluk var’ dediler. Biz bunları aldık. Üretime yatırmadık. Şimdi sıkıştık. Borç kapıya dayandı. Yeni borç alacak faizci yok. Dolar 5.23 oldu. Bizim iki Bakanımız ile ilgili karar aldılar. Bizde aldık, ama bunlar işin diplomatik görüntüleri. İşin daha önemli boyutları var. Bugün İran’a ambargo başladı. Bu bizim için çok büyük bir risk. Biz, İran’la alışveriş yapmak zorundayız. İlişkimizi koparmamız düşünülemez. Buda başımıza dert olacak. Türkiye’yi aşağıdan Suudi Arabistan’dan başlayarak kuşatmaya çalışıyorlar. Muhalefeti ve iktidarı oturup, bu noktada ne yapılması gerekiyorsa ortak aklı ortaya koymak lazım. Olabildiğince ithal mallardan uzak durmaya çalışacağız ve hızlı bir şekilde üretimle ilgili tedbirlerimizi almak zorundayız. Tarımda çok ciddi hamleler yapmak zorundayız.  Bunları yapabiliriz” ifadelerini kullandı.  
 
“İmam Hatip Liseleri çok az tercih edildi”
Son olarak eğitimde yaşanan sıkıntılara değinene Başkan Gökhan; “Milli Eğitim Bakanımız doğru bir şey yaptı. İmam Hatip Liseleri çok az tercih edildi. Maalesef İmam Hatiplerin başarı puanları çok düşük çıktı. İmam Hatipleri yeniden Anadolu Lisesi haline dönüştürme kararı aldılar. Çünkü o liselerde de iyi eğitim veriliyor. Eğitim düzeyi düşük olduğu için çocuklar sınav sonuçlarında başarısız oldular. Biliyorsunuz İmam Hatiplerde Deizm tartışması var. ‘Z kuşağı’ dediğimiz kuşak okulda erişenle tatmin olmuyor. Sosyal medyada dünya ile haşır neşir oluyor.  Gen kuşağının heba edilmeden toparlanması gerektiğine inanıyorum” dedi.       (Eren Aşnaz)
Paylaş