Başkan Gökhan; "Kul hakkı yemenin vebali çok büyük"

470

 Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın, geleneksel olarak her yıl Ramazan ayında Belediye personeline düzenlediği iftar programının ikincisi cuma günü Belediye Çalışanları Eğitim ve Sosyal Tesisleri bahçesinde düzenlendi.  Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, eşi Hale Gökhan, Belediyespor Kulübü Başkanı İsmet Güneşhan, Kent Konseyi Başkanı Engin Kandemir, Belediye Başkan Yardımcıları, birim müdürleri, Belediye Meclis Üyeleri, Mahalle Muhtarları ile Çanakkale Belediyesinin çok sayıda çalışanı aileleri ile birlikte iftar programına katıldı. Tüm Bel Sen Şube Başkanı ve Genel İş Şube Başkanı Erdinç Uslan yaptıkları konuşmada, belediye iftar programının belediyenin kendi çalışanlarının yerinde yapabildikleri için teşekkürlerini iletti. Başkan Gökhan ise belediye çalışanlarına yaptığı konuşmada en büyük günahın israf ve kul hakkı yemek olduğunu söyleyerek;

 
“Bu yıl bütün iftarlardan daha önemli”
İftar yemeğinden ilk olarak düzenlenen iftar yemeğinin önceki iftarlardan kendileri için daha önemli olduğunu düşündüğünü belirten Tüm Bel Sen Şube Başkanı Önder; “Nedeni ise her yıl tertip etiğimiz değişik yerlerdeki iftarları bu yıl Çanakkale Belediyesi’nin mekânında iftar yapmak gerçekten çok hoş. Bunun gururunu taşıyorum. Bu vesile ile bu gururu bize yaşatan, hep birlikte olmayı her yıl geleneksel hale getiren Ülgür Gökhan Başkanıma da huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu tesisi hem emek adına, hem Çanakkale adına çok önemsiyorum. Belediyesi Başkanımın da aynı düşünceleri taşıdığını biliyorum. Gelen misafirlerimiz, burada yemek yiyen, toplantı yapan arkadaşlarımızda çok iyi duygular ile ayrılıyorlar. Bizi de sıkça arıyorlar. Nasıl başardınız, biz nasıl yaparız diye? Kendi illerine bu tesisi, bu çalışmayı taşımak gibi bir görevleri var. Buda bizim son derece hoşumuza gidiyor. İnşallah bu tür tesislerin her alanda yapılmasını diliyorum. Sayın Belediye Başkanımız, bu tesisin projesinden, işletmesine varıncaya kadar bize her konuda yardımcı oldu. Kendisine ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. 
 
“Kendi evimizde, kendi tesisimizdeyiz”
Artık kendi evlerinde, kendi tesislerinde olduklarını ifade eden Genel İş Şube Başkanı Uslan;  Buradan Çanakkale Belediyesi çalışanlarına ve tüm Çanakkale’ye hizmet edebilir hale gelmesine emeği geçen başta Belediye Başkanımız olmak üzere bu süreçte yoğun temponun altına giren tüm çalışanlara ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Dün akşam konuşmamda bir tevekkülden bahsettim. Ben dün akşam sevgili hocama tevekkül dörde ayrılır dedim. Allaha, Allaha, mala, nefse ve kişiye tevekkül, Allaha tevekkül etiğimizde ben Allah’ıma güveniyorum o benim arkamda ise sırtım yere gelmez deriz. Mala tevekkül ettiğimizde mal bizi zirveye taşır, nefse tevekkül etiğimizde sağlığım sıhhatim yerinde ise sırtım yere gelmez deriz. Kişiye tevekkül ettiğimizde o bize he zaman bize kol kanat olur, her zaman arkamızda olur. Dün akşam Sayın Ülgür Gökhan’a siz bizim arkamızda olduğunuz sürece bizim sırtımız yere gelmez demiştim. Tekrar ediyorum. Siz bizim arkamızda olduktan sonra bizim sırtımız yere gelmez sevgili başkanım” diye konuştu.
   
“Çanakkale’de iyi şeyler yapmanın gayreti içerisindeyiz”
Sendika Başkanlarının ardından belediye personeline konuşan Başkan Gökhan, aslında çalışanların halkın arkasında durduğunu vurguladı, Başkan Gökhan belediye emekçilerine; Biraz önce arkadaşlar konuştu tevekkülden, arkada durmaktan bahsetti. Aslında siz bizim arkamızda duruyorsunuz. Siz olmadan benim bir şey yapma şansım yok. Ben tek başıma ne yapabilirim. Su patlağını mı yapacağım, inşaatın mimarisini mi yapacağım, çöpleri mi temizleyeceğim tek başıma hiçbir şey yapamam.  Ama hep beraber, burada el birliği ile sizlerle bu kentte bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. Burada, bu kentte yaşayan insanların temsilciliğini yapıyoruz. Bu noktada da kent iyi bir yere gelsin, refah, mutluluk, huzur içerisinde yaşayalım diye insanlar bizlere güveniyorlar ve bizlere görev veriyorlar. Sizlerde bu işi layığı ile yapmak için hep beraber burada güzellikleri yaratmaya çalışıyoruz. Bu açıdan baktığımızda hep beraber Çanakkale’de iyi şeyler yapmanın gayreti içerisindeyiz. Bunun mücadelesini yapıyoruz. Ama şuna dikkat ediyoruz. Biraz önce hocamda söyledi, en tehlikeli, en kötü şey israf. Hiçbir kaynağı ise israf etmememiz gerekir. Her şeyi yerli yerinde yapmamız gerekir. Onun sonucunda da israf etmediğimiz için, birikimlerimiz var olduğu için daha çok şeyler yapmasını elde etmiş oluyoruz. Burasıda güzel bir yapı oldu. Hem eskimişti, değerlendirilemiyordu. Kötü bir alandı. Buraya, bu binayı bizim arkadaşlarımız, belediye çalışanlarımız çizdi, buranın ihalesini yaptı. Buranın yapılması için mücadele etti, kontrolünü yaptı. Artık burası belediye çalışanlarının binası. Burada böyle bir imkân yoktu, adı vardı, kendi bir işe yaramıyordu. Şimdi güzel bir mekâna kavuştuk. Çanakkale Belediyesi çalışanlarına yakışan, bu mahalleye yakışan bir mekâna kavuştuk. Bu akşam burada hep beraber bunun keyfini sürerek iftarımızı açtık. Burada hep birlikte zevkli bir iftar yemeğindeyiz. Dolayısı ile burası çalışanlar için yapıldı. Mekânlarımızı, belediyenin elindeki bütün olanakları halkın yararına sunmaya çalışıyoruz. Sağlıklı Yaşa Parkı’ndan Özgürlük Parkına, sosyal tesislerimiz, Altın Yıllar Yaşam Merkezimiz, yüzme havuzumuz, Atam Kreşimiz, daha birçok alanda oradaki çocuklara yönelik bilim merkezimiz, belediyenin, yani bu kent halkına ait kaynakların yine bu kent halkın aktarılması düşüncesinden kaynaklandığı için verimli sonuçlar elde ediyoruz. Yani, israf etmiyoruz. Kaynaklarımızı doğru kullanmaya çalışıyoruz. Bunu da başardığımızı söyleyebilirim. Adım adım ileri doğru gidiyoruz” dedi.
 
“Kul hakkı yemenin vebali çok büyük”
Kul hakkı yemenin dindeki en büyük günah olduğunu söyleyen Gökhan konuşmasına; “Burada bir hususu paylaşmak istiyorum. Ramazan ayı dinimizin en kutsal ayı. Ebetteki burada, hepimiz bu dine inanmış olan insanlar, ellerinden geldiğince, gönüllerinden geçtiğince bu dini vecibelerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Bunların hepsi Allaha karşı yerine getirdiğimiz vecibeler. Bu dinimizin bir parçası. Fakat birde dinimizin öteki tarafı, en zor tarafı var. Esas hesap vermekte zorlanacağımız taraf. Yüce Allah, tövbe edersen seni affederim diyor. Ama kul hakkı ile karşıma gelirsen buna yapacak bir çözümüm yoktur. Namaz kılmamış, oruç tutmamış olabiliresin, bana şirk koşmuyorsan tamam, ama kul hakkı işin içine girdiği zaman iş değişiyor. İşte o zaman yangın var. Bu kısmını hiç düşünmüyoruz. Kul hakkı ile gidersen kesinlikle cehennemin dibini boylarsın. İnsanlar beraber paylaşsınlar ve kardeşçe yaşasınlar diye amir hükmü var. Bugün İslam âleminde aynı milletin insanları birbirini katlederken, öldürürken bunları hiç akla getirmiyorlar. Bunların vebali çok büyük. Buna göz yuman, buna taraf olan herkeste bu vebalin içindedir. Dünyada yaşarken bir tarafta haddinden fazla zenginleşmiş, israf içerisinde yaşayanlar, bir tarafta açlıktan her dakika ölen çocuklar, insanlar, Afrika’da, fakir alanlarda yaşayan insanlar. Bütün bunların vebali de bizim üzerimizedir. Buna sesimizi çıkartmaz, bunu ortaya koymazsak bununda vebali bizim üzerimizdedir. Yani, burada sen petrolü bulmuşsun, altın tahta oturacaksın ondan sonra orada insanlar açlıktan ölecek, kendine Müslümanım diyeceksin. Bu kentte barışın, özgürlüğün, kardeşliğin kenti derken, insan hak ve hukuku yatar. Bunun içinde hiç kimseden korkmayız” şeklinde devam etti.  
(Oya Koyuncu)
Paylaş