Sağlık Lokali`nde düzenlenen açıklamada konuşan ÇASEMDER Biyologlar Komisyonu üyesi Nilgün Avcı; “Biyologlar bu geniş yelpazede çok sınırlı iş kollarında yine sınırlandırılmış olarak çalışmakta, farklı kurumlarda farklı uygulamalara tabi tutulmaktadırlar ve biz Biyologlar güçlü bir sivil örgütlenme oluşturamayışımız nedeniyle yıllardır aynı kısır döngüye takılıp kalmış durumdayız” dedi. “Hepimizin bildiği gibi: Biyologlar, 14.07.1965 tarihli ve 12056 sayılı resmi gazetede yayımlanan 657 no` lu Devlet Memurları Kanunu`nun III. Bendine göre Sağlık Hizmetleri sınıfında yer alır ve memuriyete 8. dereceden başlar. Mesleki yetkileri kanuni olarak henüz tanımlanmamakla birlikte, birçok yönetmelikte yetki tanımları yer almaktadır” diyen Avcı; “Bizler ise biyologları: Üniversitelerin Biyoloji bölümlerinden veya Biyolojinin diğer alt dallarından (Botanik, Zooloji, Ekoloji, Biyoteknoloji , Moleküler Biyoloji, Genetik, Entomoloji,Mikrobiyoloji, Biyokimya, Embriyoloji, Fizyoloji, Histoloji, Sitoloji, Herpetoloji, Mammoloji, Hidrobiyoloji, Limnoloji, Evrim, Ornitoloji, Deniz Biyolojisi, Yaban Hayatı vs.) Farklı ünvanlara sahip olarak mezun olmuş, canlılar ve ekosistemler üzerine; araştırma, geliştirme, inceleme, analiz, kontrol, yönetim, ekosistem ve çevre yönetimi ile medikal, endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerde de; araştırma-geliştirme, üretim proseslerinin tüm aşamalarında ve kalite kontrol, inceleme, analiz, değerlendirme, uygulama ve raporlama yapmaya yetkili kişi olarak tanımlamaktayız. Canlıya dair her şeyi içerisine alan pek çok bilim dalına referans olan deyim yerindeyse babalık yapan biyoloji; yetim kalmıştır. Özellikle ülkemizde mesleki açıdan hak ettiği yeri ve saygıyı görememektedir. Sağlık Hizmetleri sınıfında istihdam edilmemize rağmen Tıp dışı kabul edilerek Sağlık Bakanlığı nezdinde Tıpta Uzmanlık Sınavına girme hakkımız gasp edilmiştir. Ayrıca formasyon alma imkanı ortadan kaldırılarak öğretmen olma şansını yitirmiş binlerce Biyoloji mezunu ve öğrencisi mağdur olmuş durumdadır. İstikrarlı bir kamu personeli alımı olmaması, hükümete gelenlerin kamu reformunu sağlayamaması, günümüz koşullarına göre hala kamu personel kadrolarının geliştirilip değiştirilememesi gibi birçok nedenle kamuda biyolog alımını azaltmıştır. Üniversiteler de cazibesini yitirmiş, Biyoloji bölümlerinde akademisyen alımları ve kadrolarda sorun haline gelmiştir. Biyoloji pek çok alanda adeta üvey evlat muamelesi görmektedir” şeklinde konuştu.
“Mücadeleye davet ediyoruz”
Doğal, yaşanabilir, sürdürülebilir bir dünya için tüm biyologları birlikte mücadeleye davet eden Avcı şu şekilde konuştu: “Biyologlar bu geniş yelpazede çok sınırlı iş kollarında yine sınırlandırılmış olarak çalışmakta, farklı kurumlarda farklı uygulamalara tabi tutulmaktadırlar ve biz Biyologlar güçlü bir sivil örgütlenme oluşturamayışımız nedeniyle yıllardır aynı kısır döngüye takılıp kalmış durumdayız. Çağımız biyoteknoloji ve nanoteknoloji alanında çığır açan buluşlarla şekillenirken bir yandan da, biyolojik savaş, çevre kirliliği,nükleer ve kimyasal sızıntılar,çarpık kentleşme, içinde olduğu alana düşman projeler vb. ekolojik sorunlar doğayı ve insan yaşamını tehdit etmektedir. Biyoloji açısından birbirinden ayrı düşünülemeyen bu sorunlar ekosistemimizi tehdit eden küresel kapitalist yaklaşım, yaşanabilir, sürdürülebilir bir dünya ihtiyacını hızla arttırmaktadır. Doğayı, canlıyı, yaşamı tehdit eden kısacası biyolog olarak bizlerin eğitimini aldığımız her şeye karşı gelişmekte olan bu kötü gidişatı görmezden gelmemiz mümkün değildir. Biyoloji aynı zamanda yaşamı savunma bilimidir. Bu vesileyle 16 Nisan ‘Biyologlar Günü’müzü Kutlar, temel haklarımız, doğal, yaşanabilir, sürdürülebilir bir dünya için tüm biyologları birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”