"Atıl Kurum'ları kapattığımız için çok yanacağız"

1242
Prof. Dr. Şener, YDÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nedim Çakır`ın kendi aşımızı üretmenini önemine değinen yazısını paylaştı. Manisa Tavuk Hastalıkları ve Aşı Üretim Enstitüsü Müdürlüğü`nün 2004 yılında Resmi Gazete`de yayınlanan `Atıl Kurum` gerekçesi ile kapatıldığını belirten Çakır, enstitüde kuş gribi aşısı dahil, 7 çeşit kanatlı aşısı, 19 çeşit tanı amaçlı antijen ve serumun üretildiğini, Türkiye`nin dalındaki aşı ihtiyacının önemli bölümünü karşıladığını ifade etti. Her an yerel (Ülkeden ülkeye değişen yapıda) yeni mutant virüsler söz konusu olacağını ve bunlara karşı ve bunlara özgü yine yerel aşılara muhtaç olunacağını belirten Çakır, yazısında, "İşte o zaman o "atıl kurum"ları kapattığımız için çok yanacağız. Bir hata ettik kapattık... Şimdi o hatayı tamir edip kendi aşı enstitülerimizi kendimizin yeniden ihdas etmesi ve aşılarımızı kendimizin üretmesi gerekiyor. Hem de çok geç olmadan..." ifadelerini kullandı. 
"Biz kim aşı üretmek kim! demeyin"
Yeni mutant virüsle ilgili bilgilendirmede bulunana Çakır; "Ülkemiz yeterli aşı temini gibi anlaşılması zor bir sıkıntıyı çözmeye çabalarken, dünya bilim insanları başka bir problemi önümüze koyup kaygılarımızı arttırdılar: İngiltere ve Güney Afrika kaynaklı iki mutant Coronavirus-2 varyantının mevcut aşılardan kaçabildiği anlaşıldı. Kısacası, biz daha birincisine erişmede sıkıntı yaşarken, bir de ikinci bir mutant çıktı ortaya... Konuya ve içerikteki terimlere uzak olabileceğinizi tahmin ederek biraz açıklayalım ve ne olup bittiğini anlatalım: Mutasyon canlı hücrelerin (Ve virusar dahil tüm mikroorganizmaların) genetik yapılarında belirli oranlarda değişiklik yapma yetenek ve olasılığıdır. Meydana gelen ve anne-babaya benzemeyen bu özürlü mikrop yavruları bazen kendi soylarına zarar verirken bazen de insanlar için olumsuz sonuçlar doğurur, karakter değişikliklerine yol açar, ilaçlara ve bağışıklık sistemine dirence yol açar. İşte Güney Afrika`da Doğu Cape Town`da 18 Aralık 2020`de saptanan "501.V2 variantı" aynen böyle bir tehlikeli mutant yavru virüs. Reading Üniversitesinden Doç. Dr. Simon Clarke, bu mutantın aşılama ile elde edilen antikorlardan kaçabildiğini açıkladı. (UK scientists worry vaccines may not protect against S. African coronavirus variant". Reuters. 4 January 2021. Retrieved 5 January 2021.) Sözün kısası, başımız epey dertte gibi görünüyor. Gelelim yapılması gerekenlere ve yapılan hatalara: Aşı teminindeki yaşadığımız güçlük kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinin, yani kendi aşımızı kendimizin üretmenin çok daha güvenli, etkin ve ucuz bir yol olduğunu gösteriyor. İçinizden sakın "Nedim uçma... Biz kim aşı üretmek kim!" demeyin. Demeyin de geçmişte neler yaptığımızı ve bu yapabildiklerimizi nasıl da ortadan kaldırdığımızı bir anımsayın" dedi. 
 
Manisa`da dünya çapında bir kuruluş, "Tavuk Hastalıkları Araştırma Ve Aşı Üretim Enstitüsü"
1982 Yılında Tavukçuluk sektörünün aşı gereksinimini karşılamak için Manisa`da Tavuk Hastalıkları Araştırma Ve Aşı Üretim Enstitüsü" kurulduğunu ve dünya çapında önemli çalışmalar yaptığını belirten Çakır; "Yaklaşık 70 çalışanı olan bu mükemmel enstitü kısa zamanda Türkiye`nin tek ve dünyanın konusundaki 10 merkezinden biri haline gelir. "Biz tavuk muyuz" demeyin... teknolojileri arasında pek bir fark yoktur. Böyle bir kuruluş bir sağlık kuruluşu ile ortak işbirliği yaparak rahatlıkla insan aşıları üretir hale gelebilir... Bu kuruluş tavukçuluk konusunda araştırma, eğitim ve üretim yapan çok önemli bir kuruluş idi. Enstitü Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Teşkilatı`nın (FAO) desteği ile 1986 yılında aşı üretimine başladı. Kısa sürede burada 250 milyon doz aşı üretim kapasitesine sahip olundu. Kuş gribi aşısı dahil, 7 çeşit kanatlı aşısı, 19 çeşit tanı amaçlı antijen ve serum üretilir oldu. Türkiye`nin dalındaki aşı ihtiyacının önemli bölümünü burası karşılıyordu. Enstitüde çalışan uzmanlar tavuklar üzerinde bilinmeyen hastalıklarla ilgili 38 araştırma gerçekleştirmişti. Enstitünün bir özelliği de, SPF (Spesific Protejen Free) diye adlandırılan 17 tür hastalıktan arındırılmış, "damızlık saf ırk" yumurta üretmekti. "Şimdi sıkı durun: Aşı üretimi ve aşı kontrol testlerinde kullanılan bu özel tür yumurtaları Balkanlar`da ve Ortadoğu`da üreten tek tesis burasıydı. Suudi Arabistan, Peru, Rusya ve İsrail`e tanesi 1 dolardan, yılda 60 bin yumurta satıyordu. Türkiye`deki aşı üretim merkezleri de SBF türü yumurtaları enstitüden temin ediyordu. Enstitü Kuş gribi salgını sırasında ise bu konuda araştırmalar yapıyor bölgesinde göçmen su kuşlarında bu virüsü tarıyor ve tıpkı bugünkü Çin aşısı gibi inaktif (Ölü) virüs aşısı üretmeye çalışıyordu" dedi. 
 
"Kapatılma gerekçesi `Atıl Kurum..."
Enstitü`nün 2004 yılında alınan kararla `Atıl Kurum` gerekçesi ile kapatıldığını belirten Çakır; 2004 yılının 11 Haziran tarihinde Resmi Gazete`de 2004/7405 sayı ile şu karar yayımlandı. "Manisa Tavuk Hastalıkları ve Aşı Üretim Enstitüsü Müdürlüğü`nün kaldırılması, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ile Devlet Personel Dairesi Başkanlığı`nın görüşlerine dayanan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı`nın yazısı üzerine Bakanlar Kurulu`nca kararlaştırılmıştır..." Enstitü, 22 yıl sonra (Kararnamedeki ifade ile) "kaldırıldı"... Binaları boşaltıldı. Yılların birikimi ile konularında uzmanlaşan elemanlar başka görevlere dağıtıldı. Kurum bilgileri, gelenekleri, kurumsal hafızası ve misyonuyla unutuldu gitti. Türkiye aşıya muhtaç hale geldi... Kurumun kapatılma gerekçesi neydi bilir misiniz?: Atıl olmak!... " dedi. 
 
"Yerel aşılara muhtaç olacağız"
Ülke olarak yerel aşılara muhtaç olacağımızı belirten Çakır yazısında son olarak; "SARS Cov-2`nin bu yüksek mutasyon yeteneği Dünyanın başına yeni çoraplar örecektir. Bu yadsınamaz bir gerçek. Etken virüsün bu yeteneği gelecekte bu aşılara çok ama çok gereksinimiz olacağını bize bu günden haykırıyor. Her an yerel (Ülkeden ülkeye değişen yapıda) yeni mutant virüsler söz konusu olacak, bunlara karşı ve bunlara özgü yine yerel aşılara muhtaç olacağız gibi görünüyor. İşte bu nedenle daha şimdiden kendi göbeğimizi kendimizin kesmesine gerek olacak, kendi mutantlarımızı kendimizin saptaması gerekecek gibi duruyor. İşte o zaman o "atıl kurum"ları kapattığımız için çok yanacağız. Bir hata ettik kapattık... Şimdi o hatayı tamir edip kendi aşı enstitülerimizi kendimizin yeniden ihdas etmesi ve aşılarımızı kendimizin üretmesi gerekiyor. Hem de çok geç olmadan...." İfadelerini kullandı.
(Eren Aşnaz)
Paylaş