Osman ve Zeynep Ergen ile 3 çocuğu, geçen yıl 6 Şubat'taki
depremlerde yıkılan evlerini terk etmek zorunda kalarak bir süre
akrabalarının yanında barındıktan sonra nisan ayında Bursa'ya
geldi. Osmangazi ilçesinde kiraladıkları evde yaşayan aile
üyelerinden baba Osman Ergen, emekli olmadan önce yaptığı inşaat
ustalığına dönmek istedi ancak sağlığı elvermediği için başka
işleri araştırdı. El ele veren çift, eski bir minibüs satın
alarak gözleme, çi börek, çay ve kahve yapıp satmaya başladı.
Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi'nde yaklaşık 10 metrekare dükkan
kiralayarak börekçiliği sürdüren çiftin çocukları da farklı
işlerde çalışıyor.
49 yaşındaki Zeynep Ergen, daha önce hiç çalışmadığını, depremle
hayatlarının kökten değişime uğradığını söyledi. Malatya'da
yazları bahçede kendi ihtiyaçları için ekip biçmekle
uğraştıklarını, kurslara katıldıklarını belirten Zeynep Ergen,
“Bursa’ya taşınmak benim için çok zordu. Daha önce hiç çıkmadığım
memleketimi, ailemi, komşularımı orada bıraktım. Buraya
geldiğimde insanlar, evler yabancıydı. Bize her şey yabancıydı.
Mecbur kaldık. Kimse kendi yurdundan gelmek istemez” şeklinde
konuştu.
Memleketini çok özlediğini, anıları aklına geldiğinde duygulandığını söyleyen Zeynep Ergen, “Tabi ki süreç bizim için de kolay olmadı. Depremden sonra kızımın arkadaşları bize yardımcı olmuşlardı. Onlar sayesinde burada ev tuttuk. Yoksa tutamazdık. Orada zaten eşyalarımız yoktu. Evimiz depremde yıkıldı, eşyalarımızı getiremedik. Öylece çıkıp geldik. Çocuklar evlenme yaşına geldi, onların eline de bakacak durumumuz yok. Eşim elindeki parayla minibüs aldı. Minibüste gözleme yapmaya başladık. Bir süre bu şekilde ilerledi, sonra buraya geldik. Mücadelemiz bu şekilde başladı. Bu yaştan sonra ev hanımlığından iş hayatına geçiş yaptık” dedi.
Evlendikten sonra 31 yıl yaşadığı ilçeden ayrılmak zorunda
kalmasının üzücü olduğunu kaydeden Ergen, “Geri dönmek isterim.
Ama döndüğümde kendi şehrimi bulamayacağım. Komşularımı
bulamayacağım. Kendi sokağımı göremeyeceğim. O yüzden gitmek
istemiyorum. Ama tabi ki gitmek isterim” ifadelerini
kullandı.
60 yaşındaki Osman Ergen ise Bursa'ya gelirken inşaat ustalığında
kullandığı malzemeleri de getirdiğini ancak bu mesleğe devam
edemediğini bildirdi. Ergen, eşinin börek ve gözleme yaptığını,
kendisinin de çay servisi, bulaşık yıkama, kurulama gibi işlerde
ona yardımcı olduğunu ifade etti.
Ellerindeki her şeyi enkaz altında bıraktıklarını ifade eden Ergen, “Depremden kurtulduktan sonra kızım Bursa’ya geldi. Üniversityi bitirmişti, boştaydı. Burada iş buldu. Diğer kızım ve oğlum da burada iş buldu. Daha sonra eşim, arkasından da ben geldim. Şu an Malatya’da hiçbir şeyimiz yok, o yüzden geri dönme şansımız da yok. Geçinmemiz için bir şeyler yapmamız lazım. Bu dükkanı tutmamıza yardım ettiler. Burada gözleme, tost ve börek yapıyoruz” dedi.
Geleceğe baktıklarını ve bir şekilde hayatın devam ettiğini kaydeden Ergen, “Bir süre baldızımın evinde kaldık. Çocuklarımız işe girince ev tuttular. Büyük kızımız evlendi. İlk başta biz de minibüs alıp içini büfeye çevirdik. İşlerimiz iyi gitmedi. Soğuk havalarda da çok üşüyorduk. Eşimle ben birlikte çalışıyoruz. Sonra da bu dükkanın sahibi Sinan beyle tanıştık. Bize dükkanını açtı buraya taşındık. Bir şekilde çalışıyoruz” diye konuştu.
Kızlarından birinin mekatronik mühendisi, diğerinin elektrik teknikeri olduğunu aktaran Ergen, oğlunun ise kuaför dükkanında çalıştığını dile getirdi.
(İHA)