Altıncıların bu yalanları ve demagojileri artık tutmuyor, onlarda tabiî ki boş durmuyorlar.
Şimdilerde yoğun olarak sosyal rüşvet dediğimiz bazı uygulamalar ile bir kamusal destek yaratmaya çalışmakta, istihdam yaratmak gibi bir yalan üzerinden de halkın hassas noktasından hareket ederek kendilerini şirin gösteremeye çalışmaktadırlar.
Bu entrikal plan önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşacaktır.
Arama çalışmalarından sonra üretim aşamasına doğru aldıkları yol bunu gerektirmektedir.
Üretim aşamasında çevremize verecekleri zararların daha açık olarak yaşanılacağı bir süreç gündeme geleceği için, altıncılar şimdilerde her türlü kozlarını kullanmak üzere seferber olacaklar.
Almış olduğumuz bilgilere göre şimdilerde bazı gazetecileri Kanada ve Meksika’daki altın madenlerini inceleme adı altında geziye götürüp, bu gezi dönüşünde bir kamuoyu yaratma noktasında gazeteciler vasıtasıyla bir hamle içersinde olacaklar.
Bu geziye katılacak gazetecilerin önünde şimdi bir sınav var.
Ya bu tezgahın bir parçası olacaklar, geleceğimizi yok edecek bu girişimleri görmezden gelerek çocuklarına bile veremeyecekleri bir hesabın faturasını üstlenecekler.
Ya da onurlu bir gazetecinin yapacağı gibi; doğasını suyunu,havasını, toprağını emperyalist işbirlikçisi altın şirketlerine peşkeş çekmeyecek şekilde geleceğine sahip çıkacaklar.
Şimdi anladınız mı, geçen bir söyleşide Öğretim Üyesi Ekrem Tufan’ın ÇOMÜ’nün altın madencileri karşısında susma tavrı üzerine yaptığı değerlendirmenin ne kadar önemli olduğunu.
Böyle bir süreçte suskun kalmak özünde bu çalışmalara destek vermektir.
Altın madencileri açısından da bu son derece önemlidir.
Yaşam savunucuları ile, geleceğimiz yok edecek siyanür hükümdarı altıncılar arasındaki bu çelişki son derce hassas bir noktaya gelmiştir.
Şimdi herkes rolünü layıkıyla oynama sürecine girmiştir.
Yaşam savunucuları olarak bizlerin de bundan böyle önemli sorumlulukları vardır.
Dikkat ederseniz altıncılar olsun, termikçiler olsun, doğayı yok etmek için kader birliği yapan bu kirleticiler çalışmalarını tamamen entrikalar üzerine kurmuşlardır.
Adam satın alma, yalan, entrika onların ayrılmaz yöntemleri haline gelmiştir.
Karabigada yaşanan sürecin nereden nereye geldiğini şöyle bir düşünün!
Karabiga Belediye Başkanının önce termik santraline karşı çıkıp, sonra bir Avrupa gezisi ile ikna olup termikçi olmasının getirmiş olduğu sonuçları bir değerlendirin.
Geleceğimize sahip çıkan bizler şimdi daha çok çalışmalı, sorumluluk almalı bu konuda karşılaşabileceğimiz her türlü entrikayı aşmak için daha çok dayanışma içerisinde olmalıyız.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovsalar da onuncu köyde yine gerçekleri haykırmalıyız.
Ekrem Tufan gibi hocalarımızın örnek tavırlarını, kendimize rehber edinmeliyiz.
Ekrem Hoca gerçekleri söyledi, bilim insanlarının her şart altında doğruyu ve gerçekleri aktarma görevini hatırlatan Ekrem Hoca’nın sözleri üzerine önümüzdeki günlerde, bu gerçekten rahatsız olanların bazı saldırılar içersine girmesi kuvvetle muhtemel.
Kalkan ve tetikçi internet sitelerinde sahte isimler ile siyasal vizyon üstlenmiş bildik bir takım yazarlar hemen bir karalama kampanyasına başlarlar ise hiç şaşırmayın.
Ya da hocanın hakkında açılabilecek disiplin soruşturmaları hemen devreye sokulabilir.
İşte o zaman sistemin, kirli çirkin yüzü ile bir kez daha karşı karşıya kalmış olacaksınız.
Hesaplaşmak için yapılması gerekenlerin olduğunu sakın unutmayın…
