"Altın tekelleri "evet' çıkmasını bekliyor"
Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası`nda yapılan basın toplantısında, Çanakkale`de faaliyet gösteren altın ve gümüş maden şirketlerinin Çanakkale`nin içme suyuna, havasına ve tabiatına zarar vereceği ifade edildi. 2 Nisan Pazar günü Lapseki Kirazlı maden işletmesinin merkezinde bulunan Balaban Tepesi`nde yapılacak etkinliğe de çağrı yapılan toplantıya, Ziraat Mühendisleri Odası, Çanakkale Tabip Odası, İda Dayanışma Derneği, Çanakkale Çağdaş Yaşama Destekleme Derneği, Çanakkale Yeni Kuşak Köy Enst. Derneği, Eğitim Sen, Eğitim İş, TEMAD, Çevre Meclisi ve Çevre Çalışma Grupları, BES, TÜKODER, Tüm Bel-Sen ve TESUD temsilcileri katıldı. Toplantıda, Çanakkale`de faaliyet gösteren maden şirketlerinin referandumdan `evet` çıkmasını bekledikleri ifade edildi. Basın açıklamasını okuyan CHP İl Genel Meclisi Üyesi Hicri Nalbant; "Yöremizde ruhsat alan altın ve gümüş işletmelerinin hemen tamamı emperyalist ülkelerin şirketleridir. İlimizde Türkçe isimleri olan şirketlerde yabancı şirketlerin yasa gereği kurmak zorunda oldukları taşeronlardır. `Tabiata saygı aklın vicdanıdır` sözünü söyleyen Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına karşı 1915 yılında aşırı güç kullanarak ele geçiremedikleri bu toprakları yerli iş birlikçilerin desteği ile ruhsat ruhsat işgale başlamışlardır. Şimdi de altın tekellerinin 16 Nisan referandumunu bekledikleri, referandumdan evet çıkması için her türlü yalana başvurarak evet kampanyası yürüttükleri bilinmektedir. Hayır kampanyası yürütenlerin `terörist` olarak nitelendiği ülkemizde çok uluslu altın tekelleri vatansever mi diye sormak istiyoruz. Temiz ve güvenilir su kaynağına kolay ulaşmak en temel insan hakkıdır. Şu anda Çanakkale’de yaşayanların bu hakka ulaşmaları altın tekelleri yüzünden her geçen gün zorlaşmaktadır. Bu nedenle başta Sayın Vali olmak üzere tüm yetkilileri dikkatli olmaya çağırıyoruz. Son yıllarda yöremizde yaşanan çevre felaketleri karşısında görevini yapmayan On Sekiz Mart Üniversitesini de göreve davet ediyoruz" dedi.
"Yüz binlerce insanın yaşamı tehdit altına girecektir"
Çanakkale`de yürütülen madencilik faaliyetlerinin "vahşi madencilik" olarak belirten Nalbant; "Bunlardan Lapseki Şahinli-Kocabaşlar işletmesi yalan beyanlarla başlangıçta madende kullanılacak suyu olmadığı halde geçici işletme ruhsatı almış bugünlerde de Lapseki Belediyesinin Lapseki Halkına ait olan içme, kullanma ve sulama suyunu belediyeden kiralayarak almış, kesin ruhsat almak üzere son hazırlıklara başlamıştır. İlimizin tek ve önemli su kaynağı olan Atikhisar barajının su toplama havzasında yer alan Kirazlı işletmesi de geçici ruhsat almak üzere çalışmalara başlamıştır. Şahinli işletmesinde olduğu gibi Kirazlı işletmesinde de kullanılacak su yoktur. Atikhisar barajı giderek nüfusu artan Çanakkale’nin içme ve kullanma suyu ile yöredeki tarım alanlarının sulama suyu ihtiyacını karşılayan tek kaynaktır. Kirazlı işletmesi siyanürle altın işletmeye başlar ise, bir ton kayaç için üç ton suyumuz zehirlenerek yok edilecektir. Atikhisar baraj suyu başta olmak üzere yeraltı sularımız bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde kirletilecektir. Kullanılan siyanürün bir bölümü havaya karışacağından havamız kirlenecek , işletme sahalarında çok sayıda ağaç kesilerek orman örtüsü yok edilecek, toprak erozyonu hızlanacak, Atikhisar barajı kısa sürede dolacak gelecekte şehirde yaşayan yüz binlerce insanın yaşamı tehdit altına girecektir" dedi.
Pazar gününe çağrı yapıldı
Toplantıda ayrıca Pazar günü yapılacak etkinliğe çağrı yapıldı. Yapılan çağrıda; "Çanakkale’de yaşayan, Atikhisar barajından su içen, bölgeden nefes alan, beslenen tüm doğasever yurttaşlarımızı, yürüyüş gruplarını, kampçıları bu vahşete karşı göreve çağırıyor, bu amaçla 2 Nisan 2017 Pazar günü Kirazlı işletmesinin merkezinde bulunan Balaban Tepesinde yapılacak etkinliğe bekliyoruz. Sözü edilen tarihte Balaban Tepesine tırmanacak olanlar için sabah 08.30 da Eski Belediye önünden araç kaldırılacaktır. Balaban çeşmesinde düzenlenecek geniş katılımlı etkinlik için de saat 10:00 - 12:00 da Cumhuriyet Meydanı`ndan ring seferleri yapılacaktır" denildi. (Atakan Alkış)
