"Alamos Gold firması Kazdağları'ndan çıkarılmalı"

1224

 Kazdağları Direnişinin birinci yılı nedeni ile Çanakkale merkez ve Balaban’a yapılmak istenen eylemler, Çanakkale Valiliği’nin eylem günü (25 Temmuz) aldığı karar ile kentteki tüm toplantı, basın açıklaması, miting ve bildiri dağıtımı gibi etkinlikleri yasaklaması gerekçesi ile müdahale edilerek, eyleme katılan yurttaşlar gözaltına alınmıştı. Çevre örgütleri müdahalenin ardından eş zamanlı açıklama yaptılar.  Gelibolu’da müdahale edilerek Çanakkale’ye girmelerine izin verilmeyen İstanbul Dayanışması tarafından İstanbul Kadıköy’de bir araya gelinerek yapılan açıklamada Gelibolu’da birkaç arkadaşlarının Çanakkale’de ise 16 arkadaşlarının gözaltına alındığı, seyahat haklarının engellediği belirtildi.  Yaşam savunucuları olarak başta Anayasa’nın kendilerine verdiği yetkiye dayanarak, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını savunmaya devam edileceği belirtilen açıklamada; “İşgalci Alamos Gold firması Kazdağları’ndan çıkarılmalıdır, ülke genelindeki talan projelerinden derhal vazgeçilmelidir” denildi.  Kazdağı Doğal ve Kültürel ormanları Koruma Derneği tarafından yapılan açıklamada ise; “Bizler, Kazdağları’nı savunanlar, madenciler buradan gidene kadar nöbet tutmaya, Kazdağları’nın sesi olmaya devam edeceğiz” denildi.

 

“Talan projelerinden vazgeçilmelidir”

İstanbul Dayanışması tarafından yapılan açıklamada, “Kazdağları’ndaki altın rezervini çıkarmak için milyonlarca ağacı katledecek maden şirketine karşı Kazdağları’nda başlattığımız nöbetin birinci yılında bir aradayız. İstediğimiz her şeyin başladığı yerde Kazdağları’nda olmaktı bugün ve yaklaşık 9 aydır yasal olarak işgalci pozisyonunda olan ve ruhsatsız bir şekilde alanda bulunan Alamos Gold şirketinin Kazdağları’ndan gönderilmesi gerektiğini hatırlatmaktı. Şuan İstanbul’dayız çünkü Çanakkale’ye gitmek üzere çıktığımız yolda Gelibolu’da jandarma ve polis ekipleri tarafından durdurulduk. Bizlere Valilik tarafından Kazdağları direnişine özel ve şirketi korumak amaçlı çıkarılan yasak okunarak kentte eylem yasağının olduğu ancak seyahat yasağı olmadığı kimlik kontrolünün ardından serbest bırakılacağımız söylense de saatlerce trafik kontrol noktasında alıkonulduk. Uzun süren görüşmelerimizin ardından bizleri suç işlemek pahasına orada tutan kolluk kuvvetlerine araçlarımıza el koydukları için yürüyeceğimizi söyledik ve yola düştük. Seyahat hakkımız bir kez daha ve bu defa zor kullanılarak engellendi. Birkaç arkadaşımız gözaltına alınsa da onları geri aldık. O sırada Çanakkale’de bulunan 16 arkadaşımız da aynı keyfi karar gerekçe gösterilerek yerlerde sürüklenerek, yakın mesafeden suratlarına biber gazı sıkılarak ve darp edilerek gözaltına alındı. Tüm dünyayı saran Korona Virüs pandemisi bizlere Kazdağları’nı, Munzur’u, Salda’yı, Salihli’yi, Alakır’ı, Kuzey Ormanları’nı, Cerattepe’yi ve bu memleketteki her bir ağacı, suyu, toprak parçasını savunurken ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Gölgesini satamadığı ağacı kesen bu sistem ise bir iklim krizi uçurumuna doğru körlemesine tüm dünyayı ısrarla sürüklemeye devam ediyor. Munzur’u savunanları tutukluyor, Salihli’de JES yapmayın diyenleri gözaltına alıyor, Sakaryalı köylülere saldırıyor ve onları hiçbir şey durdurmaya yetmiyor. Bizler Türkiye’nin dört bir yanında direnen yaşam savunucuları olarak başta Anayasa’nın bize verdiği yetkiye dayanarak herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını savunmaya devam edeceğiz. Bu nedenle Munzur suyu özgür aksın diye direndikleri için çeşitli bahanelerle tutuklanan yaşam savunucuları Ali Ekber Barmağıç, Özkan Arslan derhal serbest bırakılmalıdır, işgalci Alamos Gold firması Kazdağları’ndan çıkarılmalıdır, ülke genelindeki talan projelerinden derhal vazgeçilmelidir” denildi.

 

“Madeni durdurduk ancak mücadelemiz bitmedi”

Kazdağları Doğal ve Kültürel Ormanları Koruma Derneği tarafından yapılan açıklamada ise; “Kirazlı Çadırlı Direnişinin 365. Günü. Dün Çanakkale’de, bugün de Kirazlı’da yapmak istediğimiz basın açıklaması Çanakkale Valiliği’nin keyfi tutumu ve kararı ile yasaklanmıştır. Emniyet görevlileri ile yaptığımız müzakerede “basın açıklamasını yapmayacağımızı ancak bunu gelen arkadaşlarımıza kendimizin duyurmak istediğimizi” söyledikten sonra Emniyet’in kendi megafonundan yaptığımız açıklamanın ikinci cümlesinde polisin ani saldırısı ile karşılaştık. Polis orantısız güç kullanarak, arkadaşlarımızı yerlerde sürükleyerek ve bazılarına da gaz sıkarak 16 arkadaşımızı gözaltına aldı. Arkadaşlarımızın sağlık kontrolları ve ifadelerinin alınması sabah 05.00’e kadar sürdü. Tüm arkadaşlarımız serbest bırakıldı. Arkadaşlarımız karşılaştığı kötü muamele ile ilgili gerekli suç duyurularında bulunacaklar. Bu arada dün Kazdağlarına gelmek üzere İstanbul’dan yola çıkan yaşam savunucuları da Gelibolu girişinde tutuldu ve Çanakkale’ye gelişleri yasaklandı. Arkadaşlarımız gece geri dönmek zorunda bırakıldı.  Yeni Vali’nin gelişi ile birlikte barış kenti Çanakkale’ye bu tür şiddet görüntüleri hiç yakışmadı. Barışçıl bir basın açıklamasının engellenmesi için alınan yasaklama kararı ve karşılaşılan şiddet asla kabul edilemez.  Yasak nedeniyle Kirazlı’da gerçekleştiremediğimiz açıklamayı Türkiye’nin diğer yerleri ile birlikte eş zamanlı olarak dernek merkezimizde yapıyoruz: Kazdağları direnişinin birinci yılı geride kaldı. Madeni durdurduk ancak mücadelemiz bitmedi, bir arada olmaya devam ettik. Şimdi de Alamos Gold’un alandan tahliyesi için buradayız. Nöbetin başlamasından bir yıl sonra bu katliam sahasından tüm ilgili kurum ve kişilere sesleniyoruz: -Kazdağları’nı kurtarın! -Alamos Gold’u Kirazlı’dan tahliye edin ve tahrip edilen alanı rehabilite ederek tekrar yaban hayata kazandırın! -Kazdağları’ndaki tüm madencilik projelerini iptal edin ve Kazdağları bölgesini koruma altına alın! - Yaşam savunucularına kesilen tüm cezaları iptal edin! Artık bıçak kemikte, Kazdağları’nın yok olmasını engellemek için daha ne bekliyorsunuz? Hemen şimdi, bu yanlıştan dönün, daha fazla zaman kaybetmeden Kazdağları, madenci şirketlerin kâr hırsı için yok edilmeden, yurttaşların taleplerini, doğanın çığlığını duyun! Bizler, Kazdağları’nı savunanlar, madenciler buradan gidene kadar nöbet tutmaya, Kazdağları’nın sesi olmaya devam edeceğiz. Ormanlar madencilerin değil sincapların, kuşların, karacaların, yamacında yaşayan halkındır” ifadelerine yer verildi.     (Eren Aşnaz)

Paylaş