AKP desteği bu sefer yok...

Memur-Sen alanlara çıkıyor... Memur Sendikaları Konfederasyonu Çanakkale İl Temsilciliği üyeleri, referandumla kabul edilen ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı veren Anayasa değişikliğini, fiilen hayata geçirecek kanun tasarısının, 16 ay gecikmeli olarak TBMM`ye sevk edildiğini belirterek, sendika olarak, söz konusu tasarıyı bu şekliyle kabul etmelerinin mümkün olmadığını bildirdi.

761
 
Memur Sendikaları Konfederasyonu Çanakkale İl Temsilciliği, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı veren Anayasa değişikliğini kabul etmeyeceklerini bildirdi. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen üyeler adına bir açıklama yapan Memur Sendikaları Konfederasyonu Çanakkale İl Temsilcisi İsmail Temiz; “Hükümet adına memur sendikaları ve konfederasyonlarla masaya oturan bakanların `evet` dediği hususların bile daha sonra değişikliğe uğratılıp, konunun tarafı olan memur sendikaları konfederasyonlarının görüşlerinin alınmaması kabul edilir bir durum değildir ve ileri demokrasi iddiasıyla bağdaşmamaktadır” dedi.
 
Temiz, şunları söyledi; “12 Eylül 2010`da yapılan referandumla kabul edilen ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı veren Anayasa değişikliğini, fiilen hayata geçirecek kanun tasarısı, 16 ay gecikmeli olarak TBMM`ye sevk edildi. Memur-Sen olarak, söz konusu tasarıyı bu şekliyle kabul etmemiz mümkün değildir. Tasarı, 12 Eylül 2010`da yakalanan ve sürdürülmesi gereken demokratikleşme heyecanıyla uyumlu değildir. Tasarı masaya değil, sahaya davet tasarısıdır. Referandumdan hemen sonra, 60. hükümette konuyla ilgilenen Devlet Bakanı Hayati Yazıcı döneminde başlayan ikincil mevzuat çalışmaları, 12 Haziran seçimleri sonrasında 61. hükümetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik`le devam ettirilmiştir.
 
Bu çalışmaların bütününde hizmet kolu başta olmak üzere birçok konuda uzlaşma sağlanmış ve Üçlü Danışma Kurulu`nun son toplantısında TBMM`ye gönderilecek metnin içeriğinde bir çok konuda uzlaşılmıştır. Ancak, bugün TBMM`ye sevk edilen tasarıda üzerinde mutabakata vardığımız hususların bile yer almadığını görüyoruz. Bu, uzlaşma kültürüyle bağdaşmamaktadır. Bu tasarı, bizim için yok hükmündedir. Hükümetin konuya yaklaşımındaki olumsuzluk, tasarının sevk edildiği komisyondan da anlaşılmaktadır. Tasarı ilgili komisyon olarak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu`na gitmesi gerekirken, Plan ve Bütçe Komisyonu`na sevk edilmiş, ilgili komisyon ise tali komisyon konumuna getirilmiştir.
 
Daha önce mutabakata vardığımız temel konulardan biri olan hizmet kolu toplu sözleşmesinde her iki bakanla da uzlaşmıştık. Bu uzlaşmaya göre yetkili sendikalar, hizmet kollarını ilgilendiren döner sermaye, ek ders ücreti gibi konuları sözleşme maddesi haline getireceklerdi. `Yasayı konuşuruz, ancak biz belirleriz` görüşünde ısrar edilirse, toplu sözleşmeyi de kendi kendilerine yaparlar. Referandumda yüzde 58 `evet` çıkmasının hazzını yaşayan, ancak anayasanın 53 ve 128. maddelerindeki değişikliği hazmedemeyen bakanların varlığını üzüntüyle görmekteyiz. Ne yazık ki, `Biz bu kadar oy aldık, nasıl olur da, memur maaşlarını toplu sözleşme masası belirler, nasıl olur da uzlaşılamazsa Kamu Görevlileri Hakem Kurulu`nun kararı bağlayıcı olur` diyen bir anlayışla karşı karşıyayız.
 
Buradan TBMM`ye çağrımız, bürokrasinin hayır`ının yerine milletin evet`ine kulak vermesidir. Vesayet mağduru olan ve sürekli vesayetten şikayet eden Ak Parti de, bürokrasi vesayeti yerine, milletin sesini dinlemelidir. Memur-Sen olarak Başbakanlık tarafından TBMM`ye gönderilen tasarıda yer almayan aşağıdaki hususların komisyon ve Genel Kurul sürecinde hayata geçirilmesi en büyük beklentimizdir. Diyalogla çözüm yolunu önemsiyoruz. Ancak hatada ısrar edilirse, bu alanlara çağrıdır. Bu davetin hakkını vereceğimizden de kimsenin endişesi olmasın.”
Paylaş