Özel Haber: Seçkin Sağlam
ÇOMÜ, kurulduğu 1992’den bu yana, kentte bilimin ve bilimsel yöntemin işlediği, zaman zaman inişli çıkışlı da olsa, kent-üniversite etkileşimini/ilişkisini bir biçimde sağladı. Ta ki, 2011 yılında, bugün FETÖ tutuklusu Prof. Dr. Sedat Laçiner ile başlayan döneme kadar. Üniversitenin tabiri yerinde ise şirazesi bir kaydı, o tarihlerden bu yana kendine gelemedi. Laçiner döneminin; öğrencisine, işçisine, akademisyenine ve memuruna baskı uygulayan, kentten giderek kopan, kent değerlerine yabancı yapılaşmaya bürünmesi gibi daha pek çok sorunlar yumağı ÇOMÜ’nün başına örüldü. Ne Laçiner döneminde bunlar azaldı, ne de 2015-2019 dönemi Rektörü Yücel Acer döneminde de hakkaniyetli soruşturmalarla hesaplaşıldı! 2011’de başlayan ÇOMÜ’nün, bir kent üniversitesi olmaktan uzak yapısı bugün de devam ediyor…
Üniversite kimliğine yakışmayan iddialar
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde bir kadın akademisyenin hem ÇOMÜ idaresine hem de Cumhuriyet Savcılığı yoluyla hukuki platforma taşıdığı iddiaları yenilir yutulur değil. Akademisyenin suç duyurusuna ve idari soruşturmasına uzanan iddialar zinciri; Akademik Teşvik Dosyasına yönelik müdahale ile başlıyor. Dosyadaki Akademik Teşvik Puanıyla oynandığını, düşürülen puanın itiraz ile tekrar yükseltildiği ifadeleri Cumhuriyet Savcılığı’nın hukuki ve ÇOMÜ’nün idari soruşturmalarında kayıt altına alındı. Ana Bilim Dalı Başkanı olduğu ifade edilen kişi tarafından yapıldığı iddia edilen bu girişim, ÇOMÜ’nün bilimsellik iddiasını zedeleyen ciddi bir iddia!
Öğrenciye tehdit iddiası!
İddialar sadece Akademik Teşvik Puanıyla oynanmasıyla da sınırlı değil. Söz konusu kadın akademisyen, yine Ana Bilim Dalı Başkanı olan kişi tarafından danışmanlığını yürüttüğü öğrencilerinin tehdit ile danışmanlığından çıktığını ifade ediyor. Bu iddia, bir öğrencinin ÇOMÜ Rektörlüğü’ne yaptığı 27 Haziran tarihli şikayet dilekçesiyle de güçlenirken, söz konusu dilekçedeki “tehdit” iddialarının yanı sıra “seçmeli ders” konusunda da bazı derslerin “zorunlu” tutulduğu iddiaları da var. Bu iddialar, özellikle zor derslerin “zorunlu” tutularak öğrenciler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıldığı izlenimini uyandırıyor.
Kadın akademisyene şiddet!
Tüm bu iddia ve girişimlerden sonra, yine öğrencisi aracılığı ile söz konusu Ana Bilim Dalı Başkanı olan kişiden randevu olarak odasına gittiğini ve bu yapılanların ne olduğu noktasında konuşmaya çalıştığını dile getiren kadın akademisyen, kolundan tutularak dışarıya atıldığını, bu sırada kapıya çarptığını ileri sürerek darp edildiğini savcılık ifadeleri ile kayıt altına aldı.
Tüm bu iddialar ve hem hukuki hem de idari düzeyde devam eden soruşturmalarla ilgili “iddialar” ÇOMÜ içerisinde de büyük bir yankı oluştururken, soruşturma sonuçları da bu iddiaların ne ölçüde gerçek olduğunu ortaya çıkaracak. Ancak, “şuuyu vukuundan büyük” sözünü doğrularcasına, ortaya atılan iddialar tabiri yerinde ise akıl alır gibi değil!