Akgün seçmene güveniyor
Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Başkan Adayı Halil Rüştü Akgün; “Bir ülkede ideoloji ve rejim her ne olursa olsun, korktuğu en büyük tehlike; makam ve mevki sahiplerinin, haksız ve zulüm odaklarının korunma çabası ve hak terazisinin yozlaşmasıdır” dedi.
Ülke gündemiyle ilgili açıklama yapan MHP Çanakkale Belediye Başkan Adayı Halil Rüştü Akgün; adaletin tüm vatandaşlara tarafsız, bağımsız ve eşit uygulandığı sürece vicdanen onay göreceğini belirterek; “Tüm kültür ve toplumlarda, ortak yaşama isteğinin en büyük tutkalı şüphesiz adalet ve vatandaşların o adalet sistemine güvenmesidir. Bir ülkede ideoloji ve rejim her ne olursa olsun, korktuğu en büyük tehlike; makam ve mevki sahiplerinin, haksız ve zulüm odaklarının korunma çabası ve hak terazisinin yozlaşmasıdır. Adalet; hepimizce malumdur ki, tüm vatandaşlara tarafsız, bağımsız ve eşit uygulandığı sürece vicdanen onay görecektir. Yaşadığımız şu süreç ne acı ki, hukuk terazisinin zedelendiği, hakim ve savcıların töhmet altında bırakıldığı, faşist ve totaliter söylemler arttıkça, tesir ve hak dengesinin şaştığı bir dönemdir. Türk insanı, şu dönemde kin ve intikam duygularıyla akıl tutulmalarının yaşandığı, savcı ve hakimlerin şucu mu-bucu mu diye merak edildiği ve hangi amir yada müdürün haritada nereye gönderileceğinin iddia konusu olduğu, talihsiz ve acı bir yönetimi yaşamaktadır. İktidar, yargı gücü için, nasıl olurda kendi kontrolümde olmaz gibi, hastalıklı bir düşünceye girmiş ve padişahlığın 90 yıl önce bitip, cumhuriyetin yaşandığını unutma noktasına gelmiştir” dedi.
“En güzel cevabı seçmen verecektir”
“Hükümet, dış politikada uzun bir süredir çürüyen siyasetini,TIR’la yaşatmaya çalışmakta, hatta bu hırs ve şaşkınlıkla `TIRlatmaya` çok yakın olduğunu hissettirmektedir” diyen Akgün; “Yerel de belediye yönetmeye soyunan şahısların; 17 Aralık sürecini, 29 yaşında ki bir İranlının 4 Bakanı nasıl yönlendirebildiğini, verilen hediyenin 700 bin liralık bir saat mi, yoksa vicdan kelepçesi mi olduğunu ve en nihayetin de `Hırsızın hiç mi suçu yok` deyiminin kendilerinde nasıl cevap bulduğunu merak ediyoruz. Ancak MHP olarak alacağımız cevabın `Bu soruların zamanlaması manidar` gibi alıştığımız bir şekilde olmamasını da umuyoruz. En doğru ve vicdani cevabı, samimi muhafazakar ve mukaddesatçı seçmeninin sandıkta vereceğini düşünüyoruz. Tüm bu olanları ve toplumdaki tepkiyi; algı operasyonlarıyla, yandaşçı anketlerle ve psikolojik harekat metotlarıyla teğet geçirebileğini zanneden şahıslara da en güzel tokadı, sağduyu sahibi, AKP değil, Allah korkusu olan seçmen verecektir” şeklinde konuştu. Akgün açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Sıradan vatandaşın çoluk-çocuğunda olmayıp, hükümetin yada ona yakın çevrelerin çocuklarında olan gemicik, fabrikacık sahibi olacak girişimci ruhun, nasıl kazanıldığını da oldukça merak ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu saatten sonra, iktidar partisinin yeteneklerini değerlendirebileceği tek mecranın, Yeteneksizsiniz Türkiye programında; toplum kaça bölünebilir ve hukuk nasıl gözler önünde yok edilebilir kategorisinde yarışmak olduğunu düşünüyoruz. Genel de AKP’nin artık yeter dedirten siyasetinden, yerel de CHP`nin hizmeti unutan çizgisinden kurtulmak için, tüm vatandaşlarımızı Milliyetçi Hareket Partisi saflarına davet ediyoruz.”