Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 72. yıldönümü nedeniyle Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törende bir konuşma yapan Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED)Çanakkale Şube Başkanı Cengiz Akçay; Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 72. yıldönümünü kutlamanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Ancak bu gururun yanında burukluk da yaşadıklarını ifade eden Akçay; “Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 72. yıldönümü nedeniyle bir araya gelmiş ve atamızın huzuruna çıkmış bulunuyoruz. Böyle bir günde gurur doluyuz. Bu gurur aradan 72 yıl geçmesine rağmen etkisini bugüne kadar gösterebilmiş olan eğitim kurumlarımız olduğu için. Bu gurur üreten, paylaşan, sorumluluk duygusuna sahip demokratik katılım bilincine sahip insanları bugüne kadar getirebildiğimiz için. Ancak bu gururun yanında biraz da burukluk hissediyoruz. Bu kurumların ardından eğitim sistemimizin çok daha ileride ve buna bağlı olarak ülkemizin kalkınmışlık düzeyinin de çok daha ileride olmasını beklerdik. Bu düzeye ulaşamamış olmamızın, Köy Enstitülerinin ilkelerinin bu güne kadar yaşatılamamış olmasının ve hayata geçirilememiş olmasının burukluğu bu. Gönül ister ki, bu burukluk burada son bulsun ve bundan sonra Köy enstitülerinin üretime, demokrasiye, öğrenciye ve işe dayalı eğitim anlayışının bugünün eğitim kurumlarına yansısın. Bu yansıma ile birlikte ülkemiz gelişme açısından büyük bir ivme kazansın ve gelişsin” dedi.
Köy Enstitüleri’nin önemine dikkat çekti
Cumhuriyetin, aydınlanma devriminin ve üretken eğitimin en büyük projesinin Köy Enstitüleri olduğuna dikkat çeken Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir ise; “Azınlık okulları yanında, cins ayrımcılığına dayanan medrese-mektep ikilemi üzerine kurulan Osmanlı eğitim sistemi öğrenim birliği (Tevhid-i Tedrisat) ile yıkılırken; üreten, ürettikçe kendi varlığını algılayan, yaparak yaşayarak öğrenme teknikleri üzerinden ve kendine bilimsel dayanaklar oluşturan Cumhuriyet Eğitim sistemi ortaya çıkmıştır. Bu yeni sistem en güzel meyvelerini de Köy Enstitüleri ile vermiştir. Cumhuriyeti kuran çağdaş aydın kadrolar, eğitimin ve kalkınmanın, öncelikle `Köylü milletin efendisidir.` anlayışı ile köylerden başlaması gerektiği fikrini benimsemişlerdir. Cehalete karşı açılan savaşta zeki köy çocuklarının eğitilmesi önemli bir yer tutmuştur. 72. Kuruluş Yıldönümünü kutladığımız Köy Enstitüleri, dünyada eşi benzeri olmayan, Türkiye`nin dünya eğitim tarihine kazandırdığı en özgün eğitim projelerinden biri olarak döneme damgasını vurmuştur. Bu proje ile birlikte eğitim ve kültür alanında gerçekleştirilen yenilikler, yüzyıllardır kul zihniyetiyle yetiştirilmiş olan halkın özgürleştirilmesi temeline dayandırılmıştır. Çok zor şartlara rağmen kendi topraklarında, kendi ayakları üstünde durmanın öyküsüdür Köy Enstitüleri. Nasıl ki Kurtuluş Savaşımız mazlum uluslar açısından yoktan var olmanın bir örneği ise, Köy Enstitüleri de türp olanaksızlıklara karşı eğitim ve öğretimi yeniden var etmenin örneğidir. Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitülerinin felsefesi, heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından tören sona erdi.
“4+4+4 eğitim sistemi yanlış”
Köy Enstitülerini ve yeni değişen eğitim sistemini değerlendiren Köy Enstitüsü mezunları yeni sistemin eğitime hizmet olmadığı görüşünde birleşti.
Mehmet Zeybekoğlu
“Eskiden ilk okul denilince beş yıldı. Ortaokul üç yıl sonra lise gelirdi. Bunlar ilkokulu 4 yıla indirdiler. Yedi yaşında öğrenci alınırdı. Şimdi beşe mi dörde mi indirdi belli değil. Beş yaşında çocuk okula nasıl gider gelir. Bu eğitime hizmet değil.”
Sezai Yüce
“Şimdiki durum da çocuk küçük yaşta okula nasıl gidecek. Ama maksat din dersini küçükken kafada daha çok kalır diye vermek. Herkes ailelerde karşı ama bakalım ne olacak. Çocuğun önce dinini bilmesi lazım dediler, daha küçükken din dersi vermek doğru bir şey değil.”
Abdullah Yanar
“İmam hatip okullarını açmak için bu yola girdiler. Başka hiçbir gayeleri yok. İmam hatip’in önünü açmak istiyorlar.”
Abdürrahim Çetin
“Türkiye de çağdaş eğitimi yakalayabilmek için en gerçekçi bir uygulamaydı. Ama çirkin politikacıların nedeniyle son buldu. Bu eğitim devam etseydi her alanda daha iyi olacaktı. Bir sürü yalanlarla bunun kapatılmasına sebep olan kişiler bunun utancını mutlaka yaşıyorlardır. Her şeyden evvel Türkiye’nin % 80’i köylüydü. Eğitim onlara kapatılmıştı. Köy enstitüleri ile toplumun büyük kesimine eğitim hakkı tanındı. Oradan mezun olanlar gerçek Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı gerçek yurtsever insanlardı. Onların yetiştirdikleri Türkiye de başarılı oldular. Köy enstitüleri ruhu hiçbir zaman öldürülemez.”