CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek 2021 yılı adaletsizlik raporunun hazırlandığını belirterek açıklamalarda bulundu. Türkiye`nin 2020 yılında yaşadığı adaletsizlikleri "adaletsizlik pandemisi" olarak tanımladıklarını belirten Erkek; "2021 yılı ise adaletsizlikler açısından bir önceki yılı geride bırakmıştır. Adaletsizlik yeni varyantları/türleri de eklenerek ve artarak devam etmektedir. 2017 yılında getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte, parti genel başkanlığı ile devlet yönetimi bir "şahıs" bünyesinde birleştirilmiştir. Sistemde yürütme merkeze alınarak halk iradesi (Meclis/yasama) ve adalet (mahkeme/yargı) bu merkezin tahakkümü altında düzenlenmeye çalışılmıştır. Sonuç: Her alanda çöküş!" dedi.
"Adaletsizlikler her alanda katlandı"
Sadece yargıda değil; eğitimden sağlığa, ekonomiden özgürlüklere her alanda adaletsizliklerin katlandığını belirten Erkek; "Bir avuç Saray ve avanelerinin zenginliğinin katlanması için halkın birikimlerini bir gece yarısı kumpasıyla "çarpan" iktidar, pandemi döneminde milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime erişememesinden rahatsız olmamaktadır. Sağlık çalışanları arasındaki adaletsizliği körüklemeyi bir siyasi eylem olarak değerlendirmektedir. Adaletsizlik öyle boyutlara ulaşmıştır ki yargının içinde de bu rahatsızlık dile getirilmektedir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, mahkemeye 2021 yılında 66 bin 121 bireysel başvuru yapıldığını ve bunların %73`ünden fazlasının adil yargılanma hakkı için olduğunu söyledi. Arslan "Bu sayı ve oranlar bize aslında vahim bir durumu işaret ediyor. Adil yargılanma hakkıyla ilgili bir meselemiz var" diye de sorunu tespit etmiştir. 2021 yılı, dış politikada iktidarın ve yandaşlarının u dönüşleriyle dolu bir yıl olmuşken, ekonomi iflas etmiştir. Piyasa ekonomisinin ve anayasal ilkelerin aksine, bir kişinin keyfi tüm ekonomiyi ve yurttaşları iflas ettirmiş, bir avuç yandaş ise bu fırsatta zengin olmuştur. Sorumlusu ise birkaç Merkez Bankası Başkanı ve Bakan olmuştur. Asıl sorumlular Saray`ın sıcak odalarında TÜİK`e açıklaması gereken rakamları hazırlamakla meşguller" dedi.
"Demokrasi ve özgürlüklerle doğrudan ilişkili olarak kadın haklarında da büyük bir geriye gidiş yaşandı"
Demokrasi ve özgürlüklerle doğrudan ilişkili olarak kadın haklarında da büyük bir geriye gidiş yaşandığını ifade eden Erkek; "En temel ifade ve siyaset yapma özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek etkinlikler Saray iktidarını korkutmuştur. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu`nun grup toplantısı konuşması ile ilgili haberlerin yayından kaldırılması için başvuran AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın avukatının istemi kabul edilmiş ve yayın yasağı getirilmiştir. Ülkenin her köşesinden adaletsizliklere ve yoksulluğa karşı feryat, Saray`da da halkın bu feryatlarına karşı duvar yükselmektedir. Unutulmamalıdır ki örülen duvarlar ve mağdurların haklarını aramak için Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu`nun gittiği kurumlara vurulan kilitler, korkunun göstergesidir. Ancak korkunun, demokratik yöntemlerle getirilecek sona yararı yoktur. 2022 yılı, Millet İttifakı iktidarında adaletsizlik göstergelerinin tersine çevrilmeye başladığı yıl olacaktır. Bunun en önemli unsuru ise hiç şüphesiz "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" sözümüzdür. Cumhur İttifakı`ndakiler hariç tüm siyasi partilerin, kuvvetler ayrılığını temel alan, demokratik hukuk devletini tesis edecek `Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem`de uzlaşması, siyasi tarihimizin önemli gelişmelerinden biridir. 6 siyasi partinin bir masa etrafında buluşarak uzlaşma metni çıkarması ve bunu Genel Başkanlara sunması ise iktidarda nasıl hareket edeceğimizin de en temel göstergelerinden biridir. Çünkü iyi biliyoruz ki demokrasi olmadan, hukuk devletine güven duyulmadan aş da olmaz, ekmek de" dedi.
"Türkiye, adaletsizlikler alanında Afrika ülkeleriyle yarışır konuma geldi"
2021 yılında ülkemizde yaşatılan adaletsizliklerin envanterine dair hazırladığımız rapor, 2020`deki kötü tabloyu bile aratır olmuştur. Türkiye`yi adaletsizlikler alanında Afrika ülkeleriyle yarışır konuma getiren Saray iktidarı, ekonomik anlamda da ülkemizi aynı lige düşürmüştür. 2021 yılında iktidarın yanlış gidişine dur demeye çalışan, eleştiri haklarını kullanan birçok yurttaşımız da "terörist" olarak adlandırılmış, toplumdaki ötekileştirme ve kutuplaştırma artarak sürdürülmüştür. O kadar ki bu ülkenin en prestijli üniversitelerinden birine yapılan rektör atamasına demokratik ve anayasal haklarını kullanarak, barışçıl biçimde karşı duran öğrencilere, milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil etmekle görevli, tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz öğrenci misiniz? Siz talebe misiniz? Siz rektörün odasını basmaya kalkışan, işgale kalkışan terörist misiniz?" diyebilmiştir. Aynı sözlerin çok daha hafifini eleştiri anlamında sosyal medyadan paylaşan öğrenciler ise Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanmaktadır" dedi.
"Yandaştan değil, halktan yana kullanan bir iktidar ile ayağa kalkabiliriz"
Erkek son olarak; "Türkiye her açıdan güçlü bir ülkedir. Tercihini yandaştan değil, halktan yana kullanan bir iktidar ile ayağa kalkabiliriz. Ülkemizi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında demokrasi ile taçlandıracağımıza inancımız tamdır. Çünkü bizim düşüncemizde tek bir yasak vardır ki o da umutsuzluktur. Umutsuzluk yasak! Hukuksuzlukları adaletle, baskıları dirençle, yasakları özgürlükle, savaşları barışla, yoksulluğu adil paylaşımla yeneceğiz. 2022 yılının, adaletsizlik raporunun hazırlandığı son yıl olması dileğiyle" dedi.
(Haber Merkezi)