`Adalet yürüyüşü ile `korku` kalktı`

371

 Bugün başlayacak olan Adalet kurultayı için Çanakkale’ye gelen Kültür eski Bakanı Ercan Karakaş, Gazetemiz Çanakkale OLAY’a ziyarette bulundu. Gazetemiz sahibi Aynur Ganiler ve köşe yazarımız Naci Sapan ile sohbet gerçekleştiren Karakaş, Adalet Kurultayı, OHAL süreci ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün Türkiye üzerindeki etkileri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Adalet yürüyüşü ile toplumun dikkatinin adalet kavramına çekildiğini ve kurultay ile beraber adalet kavramının tartışılarak topluma anlatılacağını belirten Karakaş; “Yürüyüş daha çok adalet kavramına dikkati çekti. Daha çok yargılamalar, OHAL KHK’larının getirdiği sıkıntılar var. İşte buna dikkat çekti” dedi.  Türkiye’nin çağdaş bir ülke olma rotasından çıktığını ifade eden Karakaş, bu durumdan rahatsız olan bütün kesimlerin adalet etkinlikleri ile bir araya geldiğini söyledi.  CHP’nin tarihi boyunca, her zaman toplumun yanında olduğunu ifade eden Karakaş, bu algının 12 Eylül darbesinden sonra Adalet Yürüyüşü ile yeniden yakalandığını söyledi. Yürüyüşün demokrasi isteyen toplumsal kesimde yeniden umut yarattığını açıklayan Karakaş; “Toplum umutsuz iken birden umut doğuyor. Altın aramalarına, madenlere karşı olan insanlar var, hak arayan insanlar var. Harekete geçen toplum kesimlerinin daima yanında olmak lazım ve bunları güçlendirmek lazım” dedi. 2019’a girerken adalet diyen yüzde 50’yi buluşturarak seçimlere girilmesi gerektiğini vurgulayan Karakaş; “Toplumun yarısı çok net olarak bütün baskılara rağmen ‘bu böyle gitmez, buradan çıkılmalı’ diyor. Toplumun, etkinliklere katılması, konuşması, birbirini daha iyi tanıması ve seçim zamanı geldiği zaman da güç birliği yapması çok önemli” dedi. 2019’da girilecek seçim sürecinde yerel seçimlerin büyük önemi olduğunu ifade eden Karakaş, Meral Akşener’in yeni parti çalışmalarından yeni bir merkez sağ çıkabileceğini söyledi. 

 
“Adalet Yürüyüşü çok ses getiren bir yürüyüş oldu” 
 Adalet Yürüyüşü’nün gerçekten çok ses getiren bir yürüyüş olduğunu ifade eden Karakaş; “Türkiye’de büyük bir sorun var. Adaletsizlik her alanda var. Sadece yargıda adaletsizlik değil. Nitekim bu kurultayda da adaletsizlik dediğimiz zaman yargı anlaşılıyor. Halbuki adalet özellikle bizim sol terminolojide çok önemli bir kavram. Bu Fransız Devrimi’ne kadar gidiyor mesela ‘Özgürlük, eşitlik, kardeşlik…’ Son dönemde eşitliğin yerini adalet aldı. Adalet kavramı eşitlikle de çok ilgili bir şey. Mesela eğitimde adalet başlığı var. Neden eğitimde adalet? Her çocuğun eşit şartlarda okuyabilmesi lazım. Ailenin maddi geliri ne olursa olsun. Çocuğun eşit şartlarda eğitim alması lazım. Her şekilde, her şartta adalet geçerli. Bu yüzden yürüyüş, daha çok adalet kavramına dikkati çekti. Daha çok yargılamalar, OHAL KHK’larının getirdiği sıkıntılar var. İşte bu arada dikkati çekti. 4 günlük bir kurultay var. Biz buna kurultay, çalıştay diyoruz ama bu aslında bir bakıma bence forum. Partinin tek başına gelmesi değil. Halk ile birlikte o konuda sözü olan insanlar ile bir araya gelme ve o konularda açılımlar yapma. Bir bakıma forum olarak bunları görmek lazım. Sadece partililer konuşmuyor. Parti dışında, alanında uzman, sanayileşme, eğitim alanlarında birçok insan gelip konuşuyor. Zamanlaması Çanakkale açısından zor bir zamanlama. Hem turizmin yoğun olduğu bir dönem, hem de bayram telaşı var. Arada boğazımız var. Bu bakımdan bazı teknik sıkıntılar var ama son anda da olsa program hazırlandı. Zannediyorum. Bütün alanlarda ki adaletsizlikleri bir kere daha ilave etmek, aydınlatmak için yararlı olacaktır” dedi.  
 
 
 “Ana muhalefet yeniden toplum ile beraber muhalefet yapmaya başladı”
Ana muhalefet partisinin mecliste oturarak değil bizzat sorunu yaşayan insanlar ve toplum ile bir araya gelerek muhalefet yapmaya başladığını belirten Karakaş; “Artık tek adam sistemi kuruldu. Meclis aşağı yukarı şimdiden devreden çıkartıldı. KHK’lar ile ülke yönetiliyor. Dolayısı ile bir ana muhalefet partisinin mecliste oturarak düzelteceği bir şey yok. Toplumun sorunlarını bizzat yaşayan insanlar ile birlikte bir araya gelerek, sürekli insanlar ile sokakta, işte, meydanda bir araya olmak ve bu kurultayı da adalet yürüyüşünün uzantısı olarak görmek lazım. Burada da bitmemesi lazım. Ülkenin Güneydoğusu’nda da çok daha ayrı ve özgün sorunlar var. Burayı da ele almak lazım. Konuşmak lazım. Bu konuşmayı da kendi kendimize yapmamamız lazım. Bunu toplum ile yapmamız lazım. Toplumda herkes partili değil. Ancak toplumda da belli bir dinamizm var. Türkiye böyle gitmez. Türkiye çağdaş, demokratik bir ülke olma rotasından çıkıyor. Atatürk’ün söylediği gibi çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak için bu rotada yürümemiz lazım. Ancak rota başka yere dönüyor. Bu bakımdan ana muhalefet partisinin bu gibi etkinlikleri ve toplantıları yapması çok önemli. En önemlisi de parti dışındaki insanlar ile bir araya gelmek. Örgütlü ve örgütsüz bireyler ile her alandaki bütün bu adaletsizliklere kafa yoran, sözü olan insanlar ile bir araya gelmek önemli. 4 gün de az bir zaman değil” dedi.  
 
“Hak arayan toplumsal kesimlerin daima yanında olmak lazım”
Adalet Yürüyüşü ile CHP’nin 12 Eylül öncesi toplumun yanında yer alma hareketini tekrar kazandığını vurgulayan Karakaş; “CHP tarihine baktığımızda; toplumsal hareketlerde hep vardı, grevlerde, köylü hareketlerinde, gençlik hareketlerinde hep var oldu. Bir süre bunlar azaldı. 12 Eylül ve diğer darbelerde çok çalkantılar oldu. Hem CHP, hem genel demokrat sol dünyaya baktığınız zaman daima iki kulvarda birden yürümüş. Bir parlamenter sistemi yok saymıyor, bu yüzden de parlamentonun ve seçim yasalarının daha adil olmasını istiyor. Lakin doğrudan adaylarını belirlemesini istiyor. Öbür taraftan halkı parlamentoya hapsetmiyor. Çünkü halk örgütlü toplum demek. Bu kesimlerin hak arayışlarının yanında bulunuyor. Bu durum biraz unutulmuş gibi geliyor. Çünkü ‘CHP artık bu işleri yapmıyor’ deniliyordu. Haklı olan tarafları tabii ki var. Şimdi bu yürüyüş ile beraber, toplumun daha çok demokrasi arayan kesimleri bir araya geldi ve güç birliği yarattı. Bu, insanlara moral veriyor. Toplum umutsuz iken birden umut doğuyor. Altın aramalarına, madenlere karşı olan insanlar var, hak arayan insanlar var. Harekete geçen toplum kesimlerinin daima yanında olmak, bunları güçlendirmek lazım. Yoksa artık demokrasi bu çağda sadece ‘bir parti parlamento içinde toplumu dönüştürecek meselesi’ olmaktan çıktı. Toplum ile birlikte yürümek lazım” dedi.  
 
“(Böyle gitmez) diyen kesimin güç birliği yapması çok önemli”
Muhalif kesimin tümünün ortak paydada buluşmasının ve güç birliği yapmasının önemine değinen Karakaş; “2019’a giderken bu etkinlikler ve başka etkinlikler de olacak. Bu, yüzde 50’yi bir arada tutmaya, ortak payda da buluşturmaya da katkıda bulunan etkinlikler. Burada bazı AKP’lilerin söylediği gibi amaç ‘tek adam yaratmak’ değil. Ama toplumun yarısı çok net olarak bütün bu baskılara rağmen ‘bu böyle gitmez,buradan çıkmalı’ diyor. Bunların etkinlikler yapması, konuşması, birbirini daha iyi tanıması ve seçim zamanı geldiği zamanda güç birliği yapması çok önemli. Hiçbir parti tek başına AKP çevresi de toplanan yüzde 50’yi geçemiyor. AKP’nin de tabi yüzde 50’si yok. Onun çok çeşitli sebepleri var. 7 Haziran’da yüzde 40 civarlarındaydılar. 2009’lara gidersek yüzde 30’lara kadar düştüler. Asıl derinlere inersek gerçek oyları yüzde 20 civarındadır. Dolayısı ile bu Adalet Yürüyüşü ve diğer etkinlikler toplumun bütün bu ‘Türkiye demokratik bir yola girsin’ diyen insanların güç birliğiyle olacak. Ben umutsuz değilim. Özellikle bu Adalet Yürüyüşü’nden sonra toplumun çeşitli kesimlerine bir umut ve hareket geldi. Korku kırıldı, umutsuzluk ortadan kalktı” dedi.     
 
“Adalet Yürüyüşü iktidarda korku yarattı”
İktidar partisinin Adalet Yürüyüşü ile korku içerisine girdiğini ifade eden Karakaş; “Özellikle Adalet Yürüyüşü’nden sonra bu ortaya çıktı. YSK yasada yazan bir hükmü uygulamadı. O zaman hep söyledik. Seçim sonuçlarını hayır diye ilan etmek değil, senden istediğimiz yasada açık olarak yazan mühürsüz pusula ve zarfları sayman. Bunları yapmadılar. Benim tahminin referandum oylamasında yüzde 50’nin altındalar ve bunu kendileri de iyi biliyorlar. Peki şimdi ne yapmak lazım? Yerel seçimler Milletvekili ve Başkanlık seçiminden önce olduğuna göre, çok önemli. Biz SHP olarak o zaman yerel seçimleri alarak yükseldik. Sonra 1994’te İstanbul, Ankara ve başka yerleri kaybettik ve siyasi rüzgar öbür tarafa döndü. Bu bakımdan sol-sosyal demokrasi açısından yerel seçimler, yükselmenin kendini göstereceği yerdir. Bu bakımdan 17 büyükşehirde hayır çıktığına göre, yerel seçimlere çok özel olarak hazırlanmak lazım.  Burada CHP’nin oyu ile değil hayır oylarını tutacak adaylar, programlarla ve halka gerçekten güven veren eylem programları ile çıkmak lazım.  Mart 2019 çok önemli. Tayyip Erdoğan daha önce söyledi ‘İstanbul’u alan her yeri alır, İstanbul’dan memnun değilim’ dedi. Haksız da değil. İstanbul artık kent olarak rahatsız. Hem kentin yaşanmaz hale gelmesi, hem de genel olarak Türkiye siyasetinde ağırlıkları hissettirmeyi düşündükleri için yerel seçimler önemli. Burada adaylıklarda önemli. Oturup Genel Merkezlerde şunu aday yaptım, bunu aday yaptım demek ile olmaz. Halk ile birlikte adayı tespit etmek lazım. Sadece CHP üyeleri ile de değil. Bütün o demokrasi ve adalet isteyen kesimlerin katılacağı kriterler ile bir aday belirlemek lazım. Bunları yaparsak ben İstanbul ve Ankara’nın çok rahatlıkla geri alınacağına inanıyorum.  Diğer iller de geri döner” dedi.  

“Akşener merkez sağı birleştirebilir”
Meral Akşener’in kuracağı yeni partinin merkez sağı bir araya getirebileceğini söyleyen Karakaş; “Meral Akşener kişi olarak ve siyasi kimliği ile iyi tanınan bir insan. MHP artık muhalefet işlevini kaybetti. İktidarın bir parçası haline döndü. Bir muhalefet partisi iktidarı belli konularda destekleyebilir. Ancak onun ile özdeşleştiği zaman kendi tabanını kaybediyor demektir. O tabanın belirli bir kesimini alacaklardır. ANAP’lı, AKP’li, DYP’li merkez sağ düşüncesindeki insanların kaybettiği partilileri var. Bunların bir kısmını çekebilir. Ancak bu insanlar ile nasıl bir kadro kuracak, nasıl bir parti oluşacak, yeni bir siyaset üslubu tarzı ortay koyacak mı? Onlara bağlı. Bu gidişata karşı çıkan insanların örgütlenmesi e partileşmesi iyi bir şeydir. Özellikle MHP’nin muhalefet işlevini kaybetmesinden sonra bu bir ihtiyaç olarak onlar tarafından görüldü. Yani bizzat MHP’liler tarafından görüldü” dedi.  
 
“Kurultay’da Avrupalı vatandaşların sorunlarını dile getireceğim”
Kurultay’da konuşmacı olarak yurt dışında yaşayan vatandaşların adalet sorunlarını dile getireceğini ifade eden Karakaş; “Ben Kurultay’da konuşmacı olacağım. Yurt dışında yaşayan insanlarımız var. Bunlarında yaşadıkları ülkeler içerisinde adaletsizlikler var. Bunlar ile ilgili oturup konuşacağız. Özellikle Almanya, Türkiye çatışmaları ve Hollanda ile yaşanan sorunlar.
Erdoğan, ‘bu ülkeler bize düşman’ diyor. Ancak durum öyle değil. Oralarda siyaset yaptım. Halen binlerce arkadaşımız oradaki siyasi partilerde siyaset yapıyor. Parlamento meclislerinde belediye meclislerinde yüzlerce binlerce arkadaşımız var. Onlar, özellikle Cumhurbaşkanı’nın söylediği şekilde gelişmeler olduğunu düşünmüyorlar. Ben de düşünmüyorum. Solda dayanışma bir ulusla değil bütün ulusların halkları ile olan bir dayanışmadır. Onlar böyle bakıyorlar. İnsanlar Türkiye’nin en az Almanya kadar hatta onu aşacak kadar demokrasiye, adalete, barışa sahip olmasını istiyoruz diyorlar. Neden Türkiye’ye düşman olsun? Dolayısı ile bütün bunları orada konuşacağız. Oradaki insanlarımızın adalet arayışı var. Avrupa, Almanya dediğimiz zaman burada olduğu gibi sağ, muhafazakarlar, ırkçılar ve güçlü bir Sosyal Demokrat hareket var. Son 30 senedir yeşillerde kurumsallaşmış bir yapı var. Liberaller az da olsa halen var. Orada da bir çoğulculuk var. Demokrasiyi, özgürlükleri, emekçi haklarını ve barışı isteyen partilerin Türkiye’ye hiçbir düşmanlığı yok. Muhafazakarların, ırkçıların var. Irkçıların tutumu belli. Ülkelerinde bir tane bile yabancı istemiyorlar. Bunu ayırmadan Almanya’yı düşmanlık ile suçlarsanız ve Almanya’yı Nazilik ile suçlarsanız elbette olmaz” dedi. 
(Eren Aşnaz)
 
Paylaş