Abakay’dan Erdoğan’a yanıt

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a cevap verdi.

552
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gazetecilere haksız bir saldırı içinde olduğunu belirten Abakay; “Başbakan, gazetecilerle ilgili görülmekte olan dava hakkında siyasi değerlendirme yaparak yargıyı etkilemekte , suç işlemektedir. Başbakan Tayyip Erdoğan  partisinin il başkanları toplantısında  bugün yaptığı  konuşmada, cezaevlerindeki  gazetecilerle ilgili haksız, ağır  suçlamalarda bulunmuş, açıklamaları  gazetecilere ve mesleğimize saldırıya dönüşmüştür.
 
Başbakan, cezaevindeki  gazeteciler için  bunların çoğunun gazeteci olmadığını belirtirken, kaçının gazeteci olduğunu belirtmiyor.Bunların bazılarının  basın kartı olmadığını  söylüyor. Kimin gazeteci , yazar  olduğuna  başbakanlar, bakanlar, devlet kurumları karar veremez. Bir mesleğin elemanlarını bu kişilerin subjektif değerlendirmeleri belirlemez. Bir kişinin gazeteci, yazar olduğunu  yaptığı  iş, üretimdeki yeri, meslek örgütleriyle ilişkisi belirler, basın kartı belirlemez. Örneğin  Fatih Altaylı’nın basın kartı yoktur, istemiyor. Ne olacak şimdi?
 
Öyle anlaşılıyor ki, Başbakan ve  ilgili bakanları Medyada, sadece kendilerine biat eden, alkış tutanları  gazeteci olarak kabul etmektedir. Ülkeyi yöneten iktidarın, gazeteciler, yazarlar, çizerler  ve genelde muhalif medya , düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki faşizan baskıları , böyle gerçeklerden uzak, boş, politik nutuklarla saklanamaz. Saklanamıyor. Artık dünya alem, sağır sultan biliyor ki Türkiye’de iktidarı desteklemeyen gazeteci , yazarlar, düşün insanları ağır baskılar altındadır, 100 ü aşkın  gazeteci , yazar , aydın da yazdıkları, çizdikleri haber ve yorumlar , tutumları nedeniyle  cezaevlerindedir.
 
Başbakan bu  konuşmasında, medya  mensupları ile ilgili görülmekte olan davalar hakkında siyasi değerlendirmelerde bulunarak mahkemeyi, yargıyı etkilemekte , suç işlemektedir. Başbakan, Ceazaevlerindeki gazetecileri savunmayı, iktidarın duyarsızlığını, sorumsuzluğunu açıklamayı  Türkiye’yi karalama olarak  değerlendiriyor. Türkiye’yi  karalayan iktidarın medya üzerindeki baskıcı  tutumu, Olağanüstü, dönemlerin, darbe dönemlerinin  özel yetkili mahkemelerini ve yine aynı dönemlerin, başta Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere anti demokratik yasalarını kaldırmamasıdır.
 
Başbakan gazetecilerle ilgili  olarak savcıların  henüz mahkemelerce doğruluğu kanıtlanmayan iddianamelerini tekrarlamakta, kendisini savcı yerine koymaktadır. Başbakan ayrıca cezaevlerindeki  gazetecilerden 25`inin hüküm giydiğini  belirterek, bunların mahkumiyetini alkışlamaktadır. Bu kişiler faşist  Terörle mücadele Kanunu nedeniyle haksız şekilde hüküm giymişlerdir. Bu kişiler demokratik ülkelerde olsalardı, bu yazdıkları yazılar, haberler nedeniyle  hüküm giymeyeceklerdi” dedi.
Paylaş