“YÖK’te Yeni Dönemin Adı: Çalıyor Ama İyi Yazıyor!”

Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu`nun açıklamasında; “Eğitim Sen olarak, hakkında hırsızlık iddiaları olanların topluma hesap vermekten imtina etmelerini ve buna rağmen önemli makam, mevkilere getirilmelerini kabul etmiyoruz. Ayrıca üzülerek belirtiyoruz ki bu duruma da hiç alışamıyoruz!” dendi.

1046
Eğitim Sen olarak, konunun takipçisi olmayı sürdüreceklerini ve her türlü hırsızlığa, yolsuzluğa olduğu gibi bilimsel hırsızlığa karşı da mücadelelerini yürütmekten asla geri adım atmayacaklarını belirten Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu yaptığı açıklamada; “Cumhurbaşkanlığı resmi web sayfasında yer alan 9 Aralık tarihli bir duyuruyla, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi İzzet Özgenç‘in YÖK Üyeliği`ne atandığı bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı. Hakkındaki intihal (bilimsel hırsızlık) iddialarına rağmen İzzet Özgenç`in bu makama atanmış olmasının, türlü yolsuzluk iddialarının üzerinin örtüldüğü ve bu iddialar karşısında toplumun tepkisizleştirilmeye çalışıldığı bugünlerde çok anlamlı olduğunu belirtmek isteriz. İzzet Özgenç Hakkındaki Bilimsel Hırsızlık (İntihal) İddiaları Neydi? Nasıl Sümen Altı Edildi? Uzun yıllar YÖK Yürütme Kurulu Üyeliği ile YÖK Başkan Vekilliği yapan ve siyaset sahnesinde tanınmış bir isim olan İzzet Özgenç`in, 1997 yılında hazırladığı doçentlik çalışmasının intihal olduğuna dair kapsamlı bir rapor bulunmaktadır. Söz konusu raporda şu değerlendirmeye yer verilmiştir: "Üç kez reddedildikten sonra kabul edilen intihale konu tezin esasını Almanya`nın Osnabrück Üniversitesi`nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Hans Achenbach`ın 1974 yılında Berlin`de yayımlatılmış bulunan "Historische und dogmatische Grundlagen der strafrechtssystematischen Schuldlehre" isimli eseri oluşturmaktadır. İzzet Özgenç`in toplam 132 sayfa olan doçentlik tezinin "doktrinel orijinallik" taşıyan ilk elli sayfası doğrudan Achenbach`ın eserinden kaynak belirtilmeden aktarılmıştır. Burada kullanılan 290 referansın 202 adedi doğrudan ve sıralı bir biçimde Achenbach`ın eserini takip etmektedir. Seksen sayfalık genel raporda ve ekinde sunulan aşırma atıf aktarım listesinde de görüleceği üzere Özgenç`in intihal fiili sabittir." Söz konusu iddialarla ilgili bilgi ve belgeler, 25 Şubat 2010 günü, sendikamızca doğrudan dönemin Yükseköğretim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Özcan`a sunulmuş, iddiaların doğru olup olmadığı kanıtlanıncaya değin o dönem YÖK Yürütme Kurulu Üyesi olan İzzet Özgenç`in istifasının istenmesinin bilimsel dürüstlük açısından zorunlu olduğu, iddialarla ilgili gerekli araştırmanın ivedilikle başlatılması ve sonucu hakkında sendikamızın bilgilendirilmesi istenmiştir. Konuyla ilgili kamuoyuna yapılan açıklamalar ise iddiaların üzerini örtmek ve konuyu geçiştirmek dışında bir amaç taşımamıştır. Bununla da yetinilmemiş ve İzzet Özgenç, hakkındaki bilimsel hırsızlık iddialarına rağmen 2012 yılında, kurulacak olan Türk-Alman Üniversitesi`ne YÖK tarafından birinci sırada rektör adayı olarak önerildiği haberi, basın-yayın organlarında yer almıştır. Ancak sendikamızın yürüttüğü mücadele sonuç vermiş, İzzet Özgenç rektör yapılmamıştır. Yaşananların ardından Bezmialem Üniversitesi`nin Mütevelli Heyeti`nde yer alan İzzet Özgenç, hakkındaki iddialar yeniden yok sayılmış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeniden YÖK Üyeliği görevine atanmıştır. Dolayısıyla bugün Yüksek Öğretim Kurulu`nda, akademi için en büyük suç sayılan "bilimsel hırsızlık" (intihal) fiilini işlemiş olduğu iddia edilen bir kimse görev yapmaktadır. Ayrıca bizler biliyoruz ki İzzet Özgenç, başta Terörle Mücadele Yasası, Türk Ceza Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası olmak üzere, ceza hukukunun temel alanlarındaki düzenlemelerin hazırlık aşamasında doğrudan söz sahibi olmuştur. Yani bugünün mimarlarından da biridir! Eğitim Sen olarak, hakkında hırsızlık iddiaları olanların topluma hesap vermekten imtina etmelerini ve buna rağmen önemli makam, mevkilere getirilmelerini kabul etmiyoruz. Ayrıca üzülerek belirtiyoruz ki bu duruma da hiç alışamıyoruz! Söz konusu atamayı gerçekleştiren Recep Tayyip Erdoğan`a soruyoruz: "Geziciler" 1997 yılından bugünü görerek, İzzet Özgenç`i ve sizin iktidarınızı zor durumda bırakmak için "telekinezi" yöntemiyle bu iddiaların altyapısını hazırlamış olabilir mi? Yoksa var olduğu iddia edilen intihal, "büyük bir komplonun" ürünü bir "montaj" mı? Malumunuz Avrupa, ABD yayın sayısı bakımından Türkiye`den çok önde. Gerçekleştirdiğiniz söz konusu atama, Türkiye üniversitelerinde yayın sayısını artırmak için geliştirdiğiniz yeni bir stratejinin parçası mı? "Yeni Türkiye"nin "Yeni Üniversiteleri"nde, "çalıyor ama iyi yazıyor" dönemi mi başlatıyorsunuz? Eğitim Sen olarak, konunun takipçisi olmayı sürdüreceğimizin ve her türlü hırsızlığa, yolsuzluğa olduğu gibi bilimsel hırsızlığa karşı da mücadelemizi yürütmekten asla geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Paylaş