“Yaşamı yok edecek bir kalkınmayı reddediyoruz”
Çan`da yapılması planlanan yeni termik santraline karşı, Çan Gençlik İnsiyatifi bir açıklama yaparak, yeni bir termik santralin yapılması durumunda Çan`ın ve bütün bölgenin bundan olumsuz etkileneceğini belirtti.
Çan`da uzun yıllardır faaliyette olan termik santrale bir yenisinin daha eklenmesi planlanıyor. Yapılması planlan yeni termik santrale karşı, Çan Gençlik İnisiyatifi bir açıklama yaparak, termik santrallerin doğayı, insan yaşamını yok ettiği belirtildi. Çan Gençlik İnisiyatifi`nden yapılan açıklamada; “Çanakkale, iç dinamikleri `turzim kentimi, eğitim kenti mi` diye tartışadursun, kent termik santral cehennemi olmaya doğru hızla koşuyor. Termik santrallere karşı çevrecilerin eylem sesleri yükseliyor ama termikçiler birbiri ardına bölgeyi parselliyor. Çanakkale`nin 17`inci, Çan`ın 2`inci termik santrali hayırlı(mı) olsun? Dünyadaki korbondiyoksit kirliliğinin yaklaşık üçte birinden, kömürlü termik santraller sorumludur.” denildi.
“Termik santraller bir çok hastalığa sebep oluyor”
Kömürün tek zararının bunun olmadığı söylenen açıklamada; “Ne yazık ki kömürün tek suçu iklimi değiştiren en tehlikeli fosil yakıt olması değil. Kömürün yaratacağı trajedi bundan çok daha fazlası. Kömür iklim değişikliğine neden olan en tehlikeli yakıttır. Asit yağmurlarına sebep olur. Asit yağmurlarında ortaya çıkan duman, tüm ekosistemi yok edebilir. Orta Avrupa`da kömür santrallerinin etrafında çok geniş alanları kapsayan orman kayıpları kaydedilmiştir. Asit yağmurları ayrıca, insanlarda astım ve akciğer kanseri başta olmak üzere sayısız hatalığa sebep olur. Kömür, tatlı su kaynaklarını azaltır. Kömürün yanması sonucu ortaya çıkan atık zehirlidir. Kısırlık, kanser, prostat, kardiyovasküler ve nörolojik hasarlar, hipertansiyon, işitme bozukluğu ve en önemlisi solunum bozuklukları bu maddelerin sebep olduğu hastalıklardan sadece bir kaçıdır” diye belirtildi.
“Esas olan yaşamdır, yaşamak için direniyoruz”
Termik santrallerin, elektrik üretiminin en kirli yolu olduğu belirtilerek; “Avrupa ülkeleri bu teknolojiyi ülkelerinden çıkartmakta, 3`üncü dünya ülkelerine ihraç etmektedir. Anayasanın 56`ıncı maddesinde açıklanan çevre ve sağlık hakkı, yurttaşların talep edebileceği ve hatta yurttaşların ödevli olarak sorumlu tutulduğu bir haktır. Hakkın korunması, teminat altına alınması devletin görevidir. Tarım yaptığımız topraklar asit yağmurları ile yıkanacak, ağır metal kirliliğine uğrayacak, besin zinciri yolu hayvansal gıdalardan, sebzelerden, meyvelerden doğrudan bizlere geçecektir. Esas olan yaşamdır. Yaşamı yok ederek, zarar vererek bir kalkınmayı reddediyoruz. Termik santral istemiyoruz. Yaşamak için direniyoruz” denildi.