“Yargıtay’ın neticesini beklememiz gerekiyor”

Çanakkale Baro Başkanı Avukat Tülay Ömercioğlu, Balyoz davasıyla ilgili açıklama yaptı.

441
Balyoz davasında açıklanan kararların ardından kamuoyunda bilgi kirliliğinin yer aldığını ifade eden Baro Başkanı Tülay Ömercioğlu, toplumda bilgi kirliliği yaratmadan, Yargıtay`ın neticesinin beklenmesi gerektiğini belirterek; “Balyoz Davasının Yerel Mahkeme aşaması sonuçlandı. Bu davada Türkiye iki kutba ayrıldı. Bir taraf kesinlikle suçsuzlar diyor, diğer taraf hepsi suçlu diyor. Bir de Medyada ateşli tartışmalar yapılıyor ki, Hukukçu olarak, bazı değerlendirmeleri traji komik olarak izliyoruz.
 
Barolar kutuplar arasında yer alamaz, ancak değerlendirmeyi hukuki yönde inceleyebilir. Türk Hukuku, AİHM`le sözleşme imzalamış kurallar çerçevesindedir. Kararı bu hususta değerlendirdiğimizde; davanın içeririnden bazı örnekler alarak açıklama yapmak istiyorum ki; birçoğu Çetin Doğan tarafından imzalanmış 2.229 sayfa belge, 19 adet CD, 10 adet teyp kaseti, ses kayıtları... Ayrıca bir casusluk soruşturmasıyla ilgili arama sırasında Gölcük Donanma Komutanlığı`nda ele geçen “çok sayıda ek belge".
 
AİHM`ye göre bu deliller, sanıklar hakkında sorutturma açmak ve tutuklamak için "ciddi neden ve emare"lerdir. Soruşturma, yakalama ve tutuklama kararı "ciddi neden ve emarelerin varlığını da dikkate alarak ve somut delil unsurlarına dayanarak" verilmiştir... AİHM sonuçta Çetin Doğan`ın itiraz başvurusu hakkında şu kararı veriyor: "Başvurunun bu kısmı açıkça dayanaktan yoksundur." Evrensel hukuk açısından da bu davaya uydurma denilemez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin 6. maddesi adil yargılanma hakkını düzenliyor. AİHM, Çetin Doğan`ın bu konudaki itirazlarını "Dayanaktan yoksun" saymamış, fakat yargılama sürdüğü için "olası ihlalleri" şimdiden görmenin mümkün olmadığına karar vermiştir.
 
Sanıkların istediği bazı şahitleri, mesela Hilmi Ozkök ve Aytaç Yalman`ı dinlemeyi mahkemenin reddetmesi, önemli bazı CD`lerin sahih mi, sahte mi olduğuna dair çelişkili bilirkişi raporlarının bulunması ve mahkemenin `sahih` diyen bilirkişi raporlarını tercih etmesi... Avukatların "Delillerin tartışılması yapılmadı" şeklindeki eleştirileri... Bunlar hukuken çok önemlidir. Zira CMK`nın 217. maddesine göre "Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir". Gerçekten, mahkeme tartışılmamış delillere dayanarak mahkûmiyet vermişse ki tartışılmamış deliller mevcuttur, bu konular Yargıtay`dan dönecektir. Böyle ince ayrıntılı bir dosyada Yargıtay en ince noktaları ile incelemeyi gerçekleştireceği inancı ile toplumda bilgi kirliliği yaratmadan, Yargıtay`ın neticesini beklememiz gereği ile bu açıklamada bulunma gereğimiz doğmuştur” dedi.
Paylaş