“Toprağını hor gören, yarınını zor görür”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına TBMM’inde bir konuşma yapan CHP Çanakkale Milletvekili ve CHP Çevre Komisyonu Sözcüsü M.Serdar Soydan adeta çevre dersi verdi.

516
Başbakanın bütçe hakkındaki konuşmasına vurgu yapan CHP Çanakkale Milletvekili ve CHP Çevre Komisyonu Sözcüsü M. Serdar Soydan;”Başbakan bir saat 10 dakikalık bütçe konuşmasında çevre ve çevre bilinci hakkında hiç bir şey söylemediği gibi,6658 sözcükten oluşan konuşmasında bir kez bile çevre sözcüğünü kullanmamıştır” dedi. Soydan konuşmasının devamında;”Başbakan çevreyi ya unutmuş ya da, soluduğu havayı, içtiği suyu, karnını doyurduğu toprağı yok sayıyor. Veya çevre deyince kendi yakın çevresi ve yandaşları aklına geliyor. Sayın Başbakana önerimiz yakın çevresi ile birlikte dünyanın eşsiz coğrafyası oksijen deposu Kazdağları’nı, Kazdağları’nda yaşayan vatandaşlarımızı bir kez olsun ziyaret etmesidir. Sayın Başbakan’ın hiç şüphesi olmasın Kazdağları’nda yaşayanların misafirperverliği dünyanın öteki ucundaki sultanlardan daha sıcak ve candan olacaktır. Ama dikkat etsin ekonomi bakanı gibi Kazdağları’nda maden arayan firmaların tahsis ettiği uçakla gelmesin” dedi.
 
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak”
Yaşamı yok eden, doğal varlıkların önemini ve değerini görmezden gelen, insanlığın devamı için zorunlu olan toprağı ve suyu kaybeden toplumların yok olmaya mahkûm olduğunu belirten Soydan; “Doğal kaynaklarını yok eden bir toplum, gıdasını üretemez ve kendi yaşamını kendisi sonlandırır” dedi. Soydan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hem doğamızı korumanın, hem açlıkla mücadele etmenin, hem de kaliteli ve güvenli gıdaya ulaşmanın yolu, doğayla bütünleşik ve sürdürülebilir bir yaşam kurmaktır. Bugün, hiçbirimizin yüzleşmek istemediği bir çalışmanın sonuçlarını paylaşmak istiyorum. BM Gıda ve Tarım Örgütünün verilerine göre dünya genelinde, 1 milyar insan kronik açlık çekiyor. Her gün on binden fazla insan açlıktan ölmektedir. Hükümetin uygulamaları ve AKP’ nin çevre ve doğa anlayışı sonucu ülkemizin dört bir yanında yaşanan çevre felaketleri geleceğimizi tehdit etmekte, çevreyi yok sayan acımasız ve vahşi sermayenin öncülüğünde topraklarımız, suyumuz ve havamız yani geleceğimiz yok edilmektedir. HES’ler karadeniz bölgemizin kanayan yarası olmuştur. Plansız ve yanlış yerlerde kurulan HES’ ler endemik bitkilerin yaşamını sonlandırıyor, dereleri kurutuyor, dereler akmaz hale geliyor. Trakya’da Ergene nehrinden zehir akıyor, sanayi atıkları bölgede ciddi tehdit oluşturuyor. Turgutlu Çaldağ da maden şirketleri dünyanın en verimli topraklarını barındıran Gediz Ovasını ve ormanlarını yok ediyor. Balıkesir Balya’ da 80 yıl önce yapılan maden arama faaliyetleri 80 yıl sonra bugün hala Balyalıların yaşamını olumsuz etkilemektedir.”
 
Kazdağları istila altında
“Dünyanın eşsiz doğa cenneti kaz dağları uluslararası maden şirketlerinin istilasına uğramıştır. Bölgede 2,5 milyon kişinin suyunun temin edildiği, milyonlarca üreticinin tarım yaptığı, tarih ve turizm cenneti Kazdağları’ndaki tahribat, her geçen gün, her geçen dakika daha da artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin kendi ülkesinde kurulmasına izin vermediği, eski teknolojiye sahip çimento fabrikaları, demir çelik fabrikaları, termik santraller çevreyi acımasızca tahrip etmektedir. Dünyanın ve ülkemizin kötü günler yaşamaması ve doğal varlıklarımızı, bir daha geri dönmeyecek şekilde kaybetmemek için mücadele etmeliyiz. Yediden yetmişe tüm toplumda ve tüm kurum ve kuruluşlarda yeni bir anlayış yeni bakış açısı, çevre bilinci yaratmak zorundayız. Ama bu anlayış kesinlikle 10 yıldır AKP’ nin sahip olduğu anlayış olmamalıdır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ‘su hayattır’ diye kampanyalar yapıyor ama unutmayalım ki, bu kampanyayı yapanların izniyle, bir gram altın çıkarmak için 3 ton su harcanıyor ve siyanürlü su doğaya bırakılıyor. Yani AKP hükümeti bir yandan su hayattır diyor, öte yandan sadece bir gr altın için 3 ton suyun zehirlenerek doğaya bırakılmasına müsaade ediyor.”
 
Bu bütçe AKP’nin kendi çevresinin bütçesidir
“AKP hükümetlerinin 10 yıldır uyguladığı çevre politikaları çevre anlayışı doğrultusunda hazırlanan 2013 yılı bütçesine hayır oyu veriyoruz ve bütçenin sadece AKP’ nin kendi çevresine fayda getireceğine inanıyoruz. Hükümetin ve Bakanlığın; ekonomik rantı, çevreden daha önemli gören anlayışına rağmen bizler, sizinde soluduğunuz havayı, içtiğiniz suyu, beslendiğiniz toprağı korumaya kollamaya devam edeceğiz. Sayın Başbakan dâhil hiç kimse, yaşamın kendisi olan doğal kaynaklarımızı yok sayamaz, toprağı, havayı, suyu yok saymak, çevreyi yok saymak, yaşamı, geleceği yok saymaktır. Uçmuyorsa kuşlar, ölüyorsa balıklar, nasıl yaşar insanlar…”
Paylaş