“Sizin ÇED’inizi tanımıyoruz”

Çanakkale’de merkeze bağlı Serçiler Köyü’nde, Serçiler ve Terziler arasında başlayacak altın madeni için ÇED toplantısı düzenlendi. Çanakkale’nin ilk kez tanık olduğu uygulamalara tepki gösteren halk, “Namık Güven istifa” diye seslendi.

1279
 
Çanakkale Merkeze bağlı Serçiler Köyü’nde düzenlenen ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme)-Halkı Bilgilendirme Toplantısı dün gerçekleştirildi. Çanakkale Çevre Platformu, İzmir plakalı otobüslerle getirilmiş korumaların gözetiminde ve kent dışından getirilen vatandaşların katılımı ile gerçekleşen, ÇED toplantısını tanımadığını, bu ÇED toplantısının herhangi bir geçerliliğinin olmadığını belirterek, toplantıya katılmama kararı aldı. Toplantının başlamasıyla birlikte dışarıdan sloganlarla ve düdüklerle içeriye seslerini duyurmaya çalışan Çevre Platformu üyeleri, Çevre ve Şehircilik Müdürü Namık Güver’i de istifaya davet etti.
 
 
 
 
“Namık pabucu yarım…”
Dışarıda ÇED toplantısının “Yok hükmünde” olduğunu ifade eden Çevre Platformu üyeleri, “Namık Güver istifa”, “Namık Pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım” ve “Jandarma işgalcileri tutukla” gibi sloganlar atarak toplantıyı protesto etti. Çevre Platformu üyeleri, Karabiga’da yaşanan olayların sorumlusu olarak gösterdiği Çevre ve Şehircilik Müdürü Namık Güver’in, kontrolünde olan ÇED toplantılarının tarafsızlığını yitirdiğini dile getirdiler. Güver’in “Adaletli devlet” anlayışından uzaklaştığını ifade eden Çevre Platformu üyeleri, Güver’in istifasını istediler.
 
 
Köylü kadınlar da destek verdi
Protestolar sırasında Çanakkale’den giden vatandaşların yanına gelen köylüler, içerideki toplantıyı protesto ettiler. “Köylü dışarıda Koza içeride” sloganı atarak toplantıyı protesto eden Serçiler Köyü kadınları, alkışları ve sloganları Çanakkale’den gelen vatandaşlara destek verdiler.
 
 
 
 
İzmir’den korumalar ve lokma!
Maden şirketinin, İzmir/Bergama’dan 35 plakalı araçlarla getirdiği ileri sürülen korumaları, vatandaşlardan yoğun tepki aldı. Yine 35plakalı Lokma Teknesi isimli araç ile köylülere lokma dağıtıldı. Köyde bu tür organizasyonlar yapan altın şirketinin korumaları ise zaman zaman gerginliği artırdı.
 
Bir kişiye saldırdılar
Protestolar sırasında toplantının yapıldığı kahvehaneden çıkan bir kişi, protesto eden bir kişiye fiziki saldırıda bulundu. Bir anda gerilen Serçiler Köyü’nde jandarmanın araya girmesi ile ortalık yatıştı. Bir benzeri kargaşa da toplantı bitiminin ardından köyü terk eden İzmirli korumaların, protesto eden halka yönelik el işaretleri ile küfür etmesi ile oluştu. Arabanın içinden, vatandaşlara doğru hareket eden bir kişi yüzünden gerilen ortamda yine araya jandarmalar girdi.
 
 
Başkan Gökhan da geldi
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da kentin içme suyu havzası üzerinde kurulması planlanan altın madenine karşı olduğunu ifade ederek toplantıya geldi. İçeriye girmeyerek toplantıyı tanımama eylemine destek veren Başkan Gökhan, Serçiler köyü muhtarına haritayı açarak çalışmaların ne kadar tehlikeli bir noktada olduğunu gösterdi. Başkan Gökhan, “Ben bu halkın içme ve kullanmayı suyundan sorumluyum. Kentin içme suyu havzası üzerinde yapılacak maden aramasına karşıyım. Bu mücadeleyi da sonuna kadar destekleyeceğim” dedi.
 
 
 
“Rahatsız ettirmeyeceğiz, yaramazlık hakkımızı kullanacağız”
Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, ise burada yaptığı konuşmasında “Burada bugün altın tekellerinin yaptığı 10’uncu ÇED’i seyrettik. Bunun adı ÇED-Halkı Bilgilendirme toplantısı değil, bunun adı Halkı Kandırma Toplantısı’dır. Çünkü bugüne kadar bu toplantılarda söylediklerinin hiçbirisini yerine getirmediler. Hep yalan söylediler, bugün de yalan söylediler. Bizim suyumuzu alıp başka bir köye su vermeye kalkışıyorlar. Siz kimin suyunu kime veriyorsunuz, siz kimsiniz. Bu köylülere, ücret diye verdiğiniz paraların çoğu devletten geliyor. Devletin parasıyla burada ahkam kesiyorsunuz, kesemeyeceksiniz. Biz bu yalanların söylendiği toplantıyı ciddiye almadık. Sadece tarihe not düşmek üzere buraya geldik, görevimizi de yaptık. Şunu iyi bilsinler; Hiç rahat ettirmeyeceğiz. Yargıdan döndüreceğiz, yargıdan dönmediği zaman da Anayasa bize (Çevreyi korumak her vatandaşın görevidir) diyor. Biz o görevimizi yapıyoruz. Yaramazlık yapma hakkımız da var. Ama bütün hukuk yolları bitecek, sonunda onu da yapacağız” dedi.
Paylaş