“Sağlık emekçilerinin grevini destekliyoruz”
HDK`den yapılan açıklamada, “Sağlığın paralı hale getirilmesini, sağlık emekçilerinin güvencesizleştirilmesini, sömürülmesini, toplumun sağlıksızlaştırılmasını dile getiren sağlık emekçilerinin grevini destekliyoruz. Sağlık alanında yaşananlar sağlık emekçileri ve emekçiler için katlanılmaz hale gelmiştir. Hastaneler şirketleştirilmiş, biz emekçilerden despotça alınan vergilerle inşa edilen toplumsal kurumlar sermayeye peşkeş çekilmiştir” dendi.
Halkların Demokratik Kongresi`nden yapılan açıklamada sağlık emekçilerinin iş bırakmasını desteklediklerini ifade ederek, “Sağlık paralı hale getirilmiştir. Verdiğimiz vergiler yetmezmiş gibi Genel Sağlık Sigortası ile sağlık vergisine mahkum edildiğimizi biliyoruz. Dahası sağlık hizmetinin her aşamasında cebimize göz dikildiğini, özel sağlık sigortası yaptırmaya zorlandığımızı biliyoruz. Özel sağlık sektörünün sağlıkta soygun yapan işletmeler haline geldiğini de biliyoruz. Sağlık için yaptığımız harcamalarla daha da yoksullaştığımızı da biliyoruz. Tüm emekçilerde olduğu gibi sağlık emekçileri için de çalışma yaşamı her geçen gün daha da kötüleşmeye devam etmektedir: Fabrikalarda başlayan taşeron çalışma sağlık alanında da ana istihdam yöntemi haline getirilmiştir. Emekçiler olarak parça başı iş olarak bildiğimiz performans uygulaması bir yandan sağlık emekçilerinde de sömürünün derinleştirilmesine aracılık ederken öte yandan emekçilerin, halkın sağlık kurumlarına olan güvenimizi sarsmıştır. Ücret güvencesizliği ile emekçiler 1000 TL`yi bile bulmayan asgari ücrete mahkum edilmektedir, sosyal ücret rafa kaldırılmıştır. Açlık sınırındaki asgari ücret sağlık alanında da taşeron ve özel sağlık sektöründe çalışan sağlık emekçileri için de kural haline getirilmek istenmektedir. HDK olarak; sağlık için sadece sağlık hizmeti yetmediğini biliyoruz. Sağlımızın nasıl bozulduğunu biliyoruz: düşük tutulan asgari ücret, barınacak mekanımızın olmaması, rutubetli olması, ısınmaması, mutfağımızın yoksulluğu, et girmeyen yemeklerimiz, sağlıksız olduğunu bile bile mahkum olduğumuz gıda maddeleri, yaşam ortamlarımızın kiri, pisi, sularımızın kirliliği, fabrikaların bacalarından çıkan atık gazlar, evlerimizin yanına kadar giren fabrikalar, sanayiler, baz istasyonları, içine sıkıştırıldığımız, televizyona mahkum edildiğimiz kentsel yaşam, yeşile hasret kalan kentlerimiz, dilimizin yasaklanması, lal edilmemiz, her gün acısını çektiğimiz savaş, kadınlar olarak bizi yok sayan erkek iktidarı, Roboski, Soma, HES`ler, Gezi, Kırklar Dağı ile yaşama geçen iktidarın sermayenin saldırganlığı, sağlığımızı tehdit eden toplumsal sorunlarımızdır. Tüm halklarımız ve hasta yurttaşlarımızdan da ricamız; acil ve yoğun bakıma gereksinimi olanların dışında 13 Mart’ta (bugün) hastanelere, sağlık kuruluşlarına gitmeyerek sağlık emekçilerinin grevine destek olmalarıdır. Sağlık emekçilerinin güvenceli koşullarda çalışma hakkı, toplumun sağlık hakkı ve parasız sağlık hizmeti için yaptıkları grevi destekliyor, halkları ve tüm emekçileri dayanışmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dendi.