“Sabrın sonu felaket!”
G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, tüm yöneticileri dillerini gözden geçirmeye ve sorumluluğa çağırdı.
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD), Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Ankara Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği`nin (TURÇEV) ortaklaşa yaptığı açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a tepki gösterildi. G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu`nun açıklamaısnda şu ifadelere ye rverildi: “Türkiye son derece tehlikeli ve artık çoktan ölümcül olmuş gerilim günleri yaşarken, iktidar ve Başbakan adeta yangına körükle giden bir dil kullanıyor. Toplumsal belleğinde Maraşların, Çorumların, Sivasların derin izleri olan ülkemizde sorumluluk makamlarındakilerin “nefret söylemi” kullanarak bu tehlikeli ve ölümcül gerilimi daha fazla tırmandırmaların sonucu topyekun bir felaket olacaktır. Başbakan Erdoğan, ne yazık ki, polis şiddeti sonucu ölümlerin her yıl biraz daha arttığı neredeyse düşük yoğunluklu bir savaş bilançosuna dönüştüğü ülkede, Gezi’de “kahraman” ilan ettiği polisleri “Eli kolu bağlı mı duracak? Bir şey yapmayacak mı? Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum” diyerek toplumsal olaylarda daha sert tutum almaya yöneltiyor. Alanda görev yapan gazeteciler bu şiddetin hedefi olurken, iktidarı kızdıran ve patronlara işten atılmaları için çağrı yapılan köşe yazarları da Başbakan’ın “insanlıktan nasibini almamış”, “ne insanlık ne vicdan var”, “güya kadın”, “akılsız, densiz”, “Allah’ın iradesini kendinde görecek kadar aşağılık biri”, "Neden ayağa kalkıp bunların yüzüne tükürmüyorsunuz?" gibi ifadeleriyle olası bir linçin hedefi yapılmaktalar. Başbakan’ın böyle konuştuğu bir ülkede, Kızılay gibi bir kuruluşta yöneticilik yapan bir bakan kardeşinin, “Ya bu Ülke de Eşşek gibi sessizce yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz! Sizlere her kim destek oluyor, yüz veriyorsa o da şerefsizdir! Eğer arpanız fazla geldiyse o arpayı önünüzden almayı da biliriz! Arpa taşıyanları da biliriz.” şeklinde cümleler kurması şaşırtıcı olmuyor. Biz, aşağıda imzası bulunan meslek örgütleri olarak, Türkiye’nin artık ölümcül olmuş bir gerilim yaşadığını bir kez daha hatırlatırken, böyle zamanlarda gerilimi daha da derinleştiren, muhaliflerini düşmanlaştıran bir dilin yalnızca topyekun bir felakete yol açacağının görülmesini istiyor ve başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, tüm yöneticileri dillerini gözden geçirmeye, sorumluluğa çağırıyoruz. Ülkenin mevcut tehlikeli kutuplaşması içinde, “Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum” denilebilecek geniş toplumsal kesimler var ve bizler bu sabrın sona ermesinin nelere yol açabileceğinin bir an önce anlaşılması çağrısı yapmayı görev sayıyoruz. Sabrın sona ermesi ve toplumsal öfke patlamaları felaket olacaktır.”