“Ölü çocuklar ülkesinde Çocuk Bayramı……”
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar; “Çocuklara yönelen devlet terörüne seyirci kalmayın. Yalnız devletin değil, toplumun da öncelikli görevi çocukların haklarını korumaktır. Her çocuk için daha iyi bir dünya, eşitlik ve adalet talebini yüksek sesle dillendirin. Gözaltında kaybedilen çocukları unutmayın” dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yazılı açıklama yapan İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar; “23 Nisan’da devleti yönetenler, yayımladıkları kutlama mesajlarında yine “çocuklar geleceğimizdir” diyecekler. Yine dünyada ilk ve tek çocuk bayramına sahip olmanın önemine vurgu yapacaklar. Kimse devlet eliyle kaybedilen/katledilen çocuklardan söz etmeyecek. Onları toplumsal hafızanın unutuşuna havale edecekler. Yönetenlerin unutmayı esas alan siyasetine, biz de hatırlamayı esas alan yüzleşme talebiyle itiraz edeceğiz. 90’lı yıllarda devlet, toplumsal sorunları zorla, kanla bastırmayı esas aldı. Kentler, sokaklar, köyler, hatta evler savaş alanına döndü. Yaşlılar, kadınlar, çocuklar devlet şiddetinin dolaylı hedefi olmaktan çıkıp, kasıtlı hedef haline geldi. İlköğretim çağındaki onlarca çocuk, güvenlik güçlerince gözaltına alındı. Devlet binalarında, devlet görevlilerince işkenceli sorgulardan geçirilerek kaybedildi. Onlar da sizin 3 yaşındaki, 12 yaşındaki, 13 yaşındaki çocuklarınız gibi yalnızca çocuktular... 12 yaşındaki Davut Altunkaynak’ın, 13 yaşındaki Seyhan Doğan’ın, 14 yaşındaki Nedim Akyön’ün Dargeçit Jandarma Taburunda işkenceyle öldürülüp kuyulara atıldığı savcılık fezlekesinde yazıldı. 12 yaşındaki İlyas ve 16 yaşındaki kuzeni Zeki Diril’in, 15 yaşındaki Deham Güney’in, 13 yaşındaki Münir Sarıtaş’ın, 17 yaşındaki Servet İpek’in ve kardeşi 14 yaşındaki ikram’ın, 15 yaşındaki Orhan Yakar’ın, 17 yaşındaki Cezair Örhan’ın, 14 yaşındaki Metin Budak’ın gözaltında devlet tarafından kaybedildikleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla tescillendi. 13 yaşındaki Seyhan Doğan’ın kemiklerine gözaltına alındıktan 18 yıl sonra ölüm kuyularında, 14 yaşındaki Metin Budak’ın kemiklerine gözaltına alındıktan 12 yıl sonra ölüm tarlalarında ulaşıldı. Ama devleti yönetenler hep sustu. Onların akıbetini gizledi, faillerini cezasız kıldı. 90’lı yıllarda çocuklara yönelen vahşetin hesabı sorulmadığı için, Türkiye bugün de ölü çocuklar ülkesi olmayı sürdürüyor. Gündem Çocuk Derneği’nin 2013 raporuna göre 633 çocuk önlenebilir nedenlerle yaşamını yitirdi, Yalnızca AK PARTİ iktidarında henüz oyun çağındaki 197 çocuk devlet terörünün kurbanı oldu. Güvenlik güçlerinin silahlarından çıkan kurşunlarla, Berkin Elvan’a yapılan saldırı gibi atılan gaz bombalarıyla, döşedikleri mayınlarla öldürülen çocuklar bu toprakların utancı oldu. Ayrıca Pozantı ve Şakran cezaevlerinde çocuklara idarenin inisiyatifi içersinde yapılanlar toplum olarak yüzümüzü kızartmaya devam ediyor. Çocuk cezaevlerinin bir an önce kapanmasını ve bu utançtan kurtulmayı istiyoruz. 23 Nisan’ın 94.yılı vesilesiyle devleti yönetenlere sesleniyoruz: Yönetimde demokrasinin ve hukukun araçlarını kullanmayarak, siyasal süreçleri keyfi ve şeffaflıktan uzak işleterek, kolluk güçlerini hesap vermez kılarak tesis ettiğiniz suç rejimine son verin! Biz hesap vermez, sorgulanmaz, yargılanmaz kurumların nasıl cinayet şebekelerine dönüştüğünün tanıklarıyız. MİT yasasıyla JİTEM’i güncellemekten vazgeçin! Çocukları kaybeden/ öldüren değil, onların haklarını güvence altına alan politikaları hayata geçirin! Kayıp çocuklarımızın akıbetlerini açıklayın, çocuk katillerini yargılayın!" Topluma, sesleniyoruz; Çocuklara yönelen devlet terörüne seyirci kalmayın. Yalnız devletin değil, toplumun da öncelikli görevi çocukların haklarını korumaktır. Her çocuk için daha iyi bir dünya, eşitlik ve adalet talebini yüksek sesle dillendirin. Gözaltında kaybedilen çocukları unutmayın” dedi.