“Öğretmenler hedef tahtasında..”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı yönetmelik taslağına göre, ‘aynı eğitim kurumunda 8 yılını dolduran’ öğretmenlerin rotasyona tabi tutulması sendikaların tepkisine neden olurken, yaklaşık 400 bin öğretmenin hayatını altüst edeceği ileri sürülen rotasyonu, sendika temsilcileri ‘En büyük sürgün’ şeklinde nitelendiriyor.

630
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmelik taslağını yayınladı. Buna göre aynı kurumda 8 yılını dolduran tüm öğretmenler rotasyona tabii tutulacak. Yayımlanan taslakta rotasyon, ‘Öğretmenlerin aynı eğitim kurumunda azami çalışma süresi’ başlıklı 35’inci maddede “Öğretmenler, aynı eğitim kurumunda en fazla toplam 8 yıl görev yapabilir” şeklinde yer aldı. Öğretmenlerin isteği dışında rotasyona tabi tutulmasına ise sendikalardan tepki yağıyor. Söz konusu rotasyona tepki gösteren Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi Eğitim Sekreteri İsmail Baytaş, MEB`in eğitime yönelik politika ve uygulamalardaki başarısızlığını sorgulamak yerine, öğretmene rotasyon girişimleri ile bir kez daha öğretmenleri hedef aldığını belirterek; "Öğretmenlerin isteği dışında rotasyona tabi tutulması kabul edilemez!" dedi.
 
"MEB bir kez daha öğretmenleri hedef almıştır"
"Eğitim sisteminde bugüne kadar sorunları çözmek iddiası ile çok sayıda düzenleme yapılmış, ancak yaşanan sorunlar çözülmek bir yana, mevcut sorunlara yenileri eklenmiştir" diyen Baytaş; "Milli Eğitim Bakanlığı, bugüne kadar hayata geçirdiği eğitim politikalarındaki başarısızlığını sorgulamak yerine ülkenin dört bir yanında fedakârca çalışan öğretmenleri hedef alan adımlar atmayı sürdürmekte, sadece öğretmenlerin değil, bütün eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını zorlaştıran adımlar atmaktadır. MEB, eğitime yönelik politika ve uygulamalardaki başarısızlığını sorgulamak yerine, öğretmene rotasyon girişimleri ile bir kez daha öğretmenleri hedef almıştır. MEB’de şube müdürlüklerinden başlayarak okul müdürler ve müdür yardımcılarına kadar bütün eğitim yöneticilerine performansa dayalı çalışmaya bağlı olarak rotasyona uygulaması başlamıştır. Eğitim yöneticilerinin ardından rotasyon sırasının öğretmenlere geldiği yönündeki tartışmalar birkaç yıldır sürmektedir. Öğretmenler açısından tarihin en büyük sürgünü anlamına gelen ve on binlerce öğretmeni yakından ilgilendiren, “öğretmenlere rotasyon” uygulaması için ilk adım atılmış, okullarda yeni ve kitlesel bir tasfiye için düğmeye basılmıştır. Torba yasada yapılan değişikliğin ardından yayınlanan Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağında öğretmene rotasyonun nasıl hayata geçirilmek istendiğinin ilk işaretleri verilmiştir. Taslağın 35. Maddesine göre, aynı işyerinde 8 yıl görev yapan öğretmenlerin isteğe bağlı ya da istekleri dışında il içinde başka okullarda görevlendirilmesi planlanmaktadır. Taslağın 42. Maddesinde ise “İl içinde alanlarında ihtiyaç bulunmayanların atamaları, bulundukları ilde çalışılması gereken süre şartı aranmaksızın tercihleri doğrultusunda yer değiştirme döneminde il dışına yapılabilir” denilmekte, böylece il dışı zorunlu rotasyonun da önü açılmaktadır. Yönetmelik taslağı rotasyon dışında başka sorunlar da getirmiştir. Eşleri farklı işkollarında ya da özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin eş durumu atamaları zorlaştırılmış, eş durumu atamalarında “eşlerin ihtiyaç olan yerde birleştirilmesi” kurala bağlanmıştır. Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerine öğretmen atamalarında sınav şartının kaldırılması, öğrenim özrü özür grubundan çıkarılırken, lisansüstü eğitim yapanlara ek puan verilmesi gibi çelişkili adımlar, MEB’in öğretmenleri hedef tahtasına koyduğunun kanıtıdır" şeklinde konuştu.
 
"Sürgün anlamına geleceği açıktır"
Yönetmelik taslağında belirtilen diğer sorunlarla birlikte öğretmenlerin tercihlerine göre atama yapılmaması durumunda isteği dışında rotasyona zorlanmasının açıkça sürgün anlamına geleceğine dikkat çeken Baytaş; "Milli Eğitim Bakanlığı öğretmene rotasyon uygulamasını hayata geçirmeden önce şu sorulara yanıt vermelidir; rotasyon uygulaması kapsamında kaç eğitim emekçisi yer değiştirecektir? Yer değiştirmelerde öğretmenlerin aile ve yerleşim koşulları dikkate alınacak mıdır?MEB rotasyon uygulamasının ekonomik, sosyal, psikolojik, insani boyutlarını hesap etmiş midir?Rotasyon uygulamasının benzeri gelişmiş ya da gelişmekte olan herhangi bir ülkede uygulanmakta mıdır? Uygulanıyorsa nasıl uygulanmaktadır? Bakanlık bu konuda nasıl bir hazırlık yaptığını açıklamalıdır. Rotasyon uygulamasının öğretmenlere ve ülke ekonomisine ne kadar yük getireceği MEB tarafından hesap edilmiş midir? Ailelerin eğitim gören çocuklarının ve başka alanlarda, özel sektörde çalışan eşlerinin durumu ve yaşayacakları mağduriyet hesaba katılmış mıdır? Eşlerden biri öğretmen diğeri hemşire, öğretmen, doktor, hakim, asker olanların tamamının tayinleri adil bir şekilde eşlerinin yanına yapabilecek midir? Uygulama gerçekleştikten sonra yer değiştiren öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanı değiştiğinde yeni bakanın farklı bir uygulaması sonucunda tekrar mağdur edilmeyeceğinin garantisi var mıdır?" ifadelerini kullandı.
 
"Bu işin peşini bırakmayacağız"
Böylesi bir uygulamanın, özellikle büyükşehirlerin sınırlarının son derece genişlediği bir dönemde açıkça `il içi sürgün` anlamına geleceğini kaydeden Baytaş, öğretmenlerin il dışına zorla gönderilmesi durumunda ise daha büyük mağduriyetler yaşanacağını dile getirdi. "Böylesi bir dayatmanın adı dünyanın her yerinde sürgündür ve kabul edilmesi mümkün değildir" diyen Baytaş, Eğitim-Sen olarak bu işin peşini bırakmayacaklarının altını çizerek şu şekilde konuştu: "Eğitim Sen, öğretmenlerin istekleri dışında rotasyona tabi tutulmasına ilişkin görüşlerini daha önce kamuoyu ile paylaşmıştır. MEB, Bugüne kadar her konuda olduğu gibi, bu konuda da üzerinde yeterince çalışmadan, yandaş sendika dışındaki sendikalara görüşlerini sorma zahmetine bile girmeden hareket edilmiştir. MEB’in zorlamasıyla on binlerce eğitim emekçisinin rotasyona tabi tutulmak istenmesi, her konuda olduğu gibi bu konuda da siyasal referansların, yandaş sendikanın isteklerinin belirleyici olmasını gündeme getirecektir. Bugüne kadar şube müdürleri ve okul müdürlerinin belirlenmesi sürecinde yaşananlar bu görüşümüzü doğrulamaktadır. Eğitimde, hiçbir gerekçe eğitim emekçilerini okuttuğu öğrencisinden, oturduğu mahallesinden kopararak, zorla başka bir işyerine göndermesini haklı çıkaramaz. Böylesi bir uygulama, özellikle büyükşehirlerin sınırlarının son derece genişlediği bir dönemde açıkça “il içi sürgün” anlamına gelecek, öğretmenlerin il dışına zorla gönderilmesi durumunda ise daha büyük mağduriyetler yaşanacaktır. Böylesi bir dayatmanın adı dünyanın her yerinde sürgündür ve kabul edilmesi mümkün değildir. Eğitim Sen olarak, eğitimin bütün sorunlarında olduğu gibi, eğitim emekçilerine yönelik rotasyon dayatması konusunda da eğitim emekçilerin hak ve çıkarları doğrultusunda taraf olduğumuzun ve bu işin peşini bırakmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Bakanlığa önerimiz, öğretmenleri istekleri dışında il içi ya da il dışı rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve teşvik esasına dayalı çözümler geliştirmesidir."
Paylaş