“Mega projeler üretilmeli...”

 

Konut sektöründeki daralmayı değerlendiren Çetinkaya İnşaat Sahibi Hayrettin Çetinkaya, sıkıntıyı sadece birkaç nedene bağlamanın doğru olmadığını söyledi. “Konut sektöründeki daralmanın tek nedeni 17 Aralık veya uluslararası dengeler değil tabi. Seçim süreci de çok önemli bir nedendi” diyen Çetinkaya, siyasi nedenlerin de çok önemli olduğunu söyledi. Çetinkaya, “Seçimlerdeki belirsizlik, bir tarafa göre var, diğer tarafa göre yoktu. Ama sonuç itibariyle seçim herkesi etkileyen bir olgu. İnsanlar 30 Mart seçimlerini baz alarak önünü görmek istiyordu. Siyasal ortamın doğru olmasını bekliyorlardı. En azından mevcutta 12 yıllık bir hükümet var, bu siyasi ortamın aynı şekilde devam edip etmeyeceğini görmek istiyorlardı. En azından siyasetin daha da gerginleşebileceği ya da yeni bir seçim sürecine girileceği yönündeki belirsizlik de sektörü önemli ölçüde etkiledi. Siyasal olarak 30 Mart`ta bir şeyin değişmediğini gördük, en azından halk iktidara olumlu bir not verdi. Şimdi eğer siyasal olarak duruma bakarsak ortam olumlu, yani seçim sonuçlarına göre aynı düzenin devam edeceği yönünde bir atmosfer söz konusu. Ancak ekonomik olarak bakarsak; eğer seçim süreci nedeni ile belli ekonomik parametrelerin üzeri örtüldü ise onlar ortaya çıkması sıkıntı yaratır. Nedir? Enflasyonun tekrar yükselme ihtimali, ekonomik girdilerde farklılık olursa, temel ihtiyaç malzemelerine zam olursa, üretim maliyetleri artarsa bunun de büyük bir ölçüde etkisi olur. Konut sektörü, tüm bu belirsizlikler nedeni ile önemli bir daralma yaşadı. Konut alanların yüzde 90`ı banka kredisi kullanıyor. Kimse elindeki parasıyla konut almıyor. Buna bağlı olarak faiz oranlarındaki dalgalanma, yükselme de insanları önemli ölçüde etkiliyor” şeklinde konuştu.

 

 

“Konut üretimi her yerde çok. Konut üretenler hep çıtayı artırarak gidiyor” diyen Çetinkaya, “Konut üretimi arttıkça arsa daralması yaşanıyor. Arsa daralması ise konut fiyatlarının artmasına neden oluyor. Bunun yanında çimento ve demir gibi konut üretimindeki ana kalem girdilerindeki yaşanan artış da konut fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Fiyatların artışına bağlı olarak, alım gücünün düşmesi, kredi faizlerinin yükselmesi sektörde ciddi bir daralmaya neden oluyor. Önümüzdeki süreçte insanların gelir düzeyini arttıracağı bir ortam gözükmüyor. Bunun için de hızlı bir zenginleşmenin yaşanmadığı bizim gibi ülkelerde de insanların alım gücü belli. Konut sektöründe ürettiğin konutu satamadığın sürece hep bir sıkıntı var demektir. Mevcut ekonomik ve siyasi koşullar itibariyle, önümüzdeki süreçte de sıkıntılı bir dönem gözüküyor” ifadelerini kullandı.

 

Konut sektöründeki en önemli sıkıntılardan biri olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Burada aslında yerel yönetimlerin de önemi çok büyük. Arsa üretiminin kaçınılmaz olduğu bir dönemdeyiz. Konutların ucuzlayabilmesi için arsa üretimi şart. Arzı artırabilirsek, talebi de artırabiliriz. Bu her yer için böyle. Arsanın az olması, ona daha çok talep olmasına neden oluyor ve alıcısı fazla olan her ürün de pahalı olur. Arsa fiyatlarının pahalı olması, konut fiyatlarındaki artışın en önemli nedenlerinden biri. Sadece arsa üretimi de değil, daha çağdaş projelerin üretilmesi gerekiyor. Daha büyük caddelerin, sosyal yaşam alanlarının olduğu projeler gerekiyor. Otoparkın, sosyal yaşamın, yeşilin yeni yeni farkına varıyoruz. Kentler büyüdükçe duyulan bir takım ihtiyaç ve gerekliliklerin de insanların yaşam alanlarında, sitelerinde giderilmesi gerekiyor” dedi.

 

“Her ne yapılırsa yapılsın, artık her konut satılmayacak” diyen Çetinkaya, hedef kitlenin artırılması gerektiğini söyledi. Çetinkaya, bunun için ise “Hedef kitlesini bulamayan konutlar satılamayacak. Geleceğin Çanakkale`si için mega projeler üretmek gerekiyor. Yani üretimi fazla ve hızlı olan, daha çok kitleye hitap eden, sosyal yaşam alanlarına kadar her şeyi içinde barındıran, insanların zaman geçirebileceği yaşam merkezlerinin olduğu büyük ölçekli projelere gerek var. Böyle olunca hem kaliteli hem de herkesin konut sahibi olabilme şansı artıyor. Yeni konut alanlarının buna göre açılması gerekiyor. Yani artık, müteahhidinden yerel ve genel yönetimine, konut satın alacak vatandaşa kadar herkesin bu şekilde bakması, ileriye dönük bir perspektifte bakması gerekiyor. Önüne gelen herkesin, her istediği yere ev yapmaması gerekiyor. Yani ben örneğin, parsel bazında imar yapılmasına karşıyım. Ama ada bazında yapılırsa hem görsellik açısından hem de kalite açısından büyük katkısı olur” öneri ve değerlendirmesini yaptı.

 

“Müteahhitlerin de bir arada olmasını önemsiyorum” diyen Çetinkaya, “Sorunların çözümü noktasında önemli olduğu kadar, yeniliklerin konuşulduğu, planlamaların yapıldığı bir konuşma ortamını yaratan Müteahhitler Birliği`nin bu noktada desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Hem mesleki anlamda katkı sağlayacaktır, hem sorunların çözümü noktasında bir arada olunarak sonuca daha çabuk ulaşılacaktır hem de kentlerin geleceği açısından, kalite ve güven ortamı sağlanacaktır. Her yerel hem de genel yönetimde sektör birliklerine önem verilmeli. Hem `lokomotif` diyoruz hem de tanımıyoruz. Lokomotif ise ona göre davranmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

“Önümüzdeki dönem, yeni yılın ilk yarısı bana göre ciddi bir sıkıntı içinde geçecek” diyen Çetinkaya, “İkinci yarısı için ise belirsizliklerin olduğu bir süreçte öngörüde bulunmak sağlıklı sonuçlar vermez. Faizlerin özellikle Haziran ayında daha da yükseleceğini düşünüyorum. Şuanda sektör olarak durağan bir devir başladı. Faizlerde düşüş yaşanırsa sektör eski canlılığını tekrar kazanır. Ancak ne olursa olsun, kentin mega projelerde güçlendirilmesi, sıkıntının bu tür müdahalelerle aşılması gerekiyor. Önümüzdeki dönem için herkes dikkatli olmalı, ayağını yorganına göre uzatmalı” ifadelerini kullandı.