“Mart ayı katliamlarını unutmuyoruz”
Eğitim-Sen`den yapılan açıklamada “İnsanlığın hedef alındığı katliamları ve ardındaki kirli ilişkileri unutmak değil hatırlamak, hafızalarımızdan sildirmek isteyenlere karşı inatla unutturmamak esastır” denildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası`ndan (Eğitim-Sen) yapılan açıklamada Mart ayı katliamlarına dikkat çekilerek “unutmuyorz” denildi. Yapılan açıklamada “Baharın gelişini müjdeleyen Mart ayı yakın tarihimizde yaşanan insanlık dışı saldırı ve katliamlar nedeniyle toplumsal hafızamızda her dönem "acılar ve katliamlar ayı" olarak belirgin bir yer etmiştir. Beyazıt, Halepçe, Gazi katliamları üzerlerinden on yıllar geçmiş olsa bile hâlâ yüreklerimizdeki acısı, hafızalarımızdaki yeri tazeliğini korumaktadır. 37 yıl önce 16 Mart 1978`de İstanbul Üniversitesi öğrencisi yedi genç güvenlik güçlerinin gözleri önünde kontra güçler tarafından katledilmiştir. Günler öncesinde katliam hazırlığı yapıldığı yönündeki istihbarata rağmen hiçbir önlem alınmamış, katliama açıkça göz yumulmuştur. Beyazıt katliamı faillerini yakalamak için peşlerinden giden polislere "dur" emri verenler ile 12 Mart 1995`te sonra İstanbul Gazi Mahallesi`nde halkın üzerine ateş açılması emri verenler aynı zihniyetin temsilcileridir. 12 Mart 1995 tarihinde Alevilerin gittikleri kahvehanelerinin ve cemevinin hedef alındığı silahlı saldırılarda bir Alevi vatandaş hayatını kaybetmiştir. Saldırıları protesto etmek için toplanan halkın üzerine ateş açılması sonucunda yaşanan olaylarda 22 kişi katledilmiştir. Katliamın gerçek faillerinin, arkasında yer alan güçlerin değil, birkaç tetikçinin yargılandığı davada hukuk, devlet kurşunu karşısında bir kez daha suskunluğa gömülmüş, daha önceki katliamlarda olduğu gibi, bütün katiller ve onların siyasi uzantıları suçları sabit olduğu halde birer birer aklanmıştır. 16 Mart 1988 tarihinde gerçekleşen Halepçe katliamı ise başlı başına bir insanlık dramıdır. Kürtleri, Asurîleri ve Halepçe`de yaşayan diğer milletlerden halkları hedef alan katliamda, dönemin Saddam Hüseyin rejimi tüm dünyanın gözleri önünde, 5 binden fazla çocuk, kadın ve erkeği kimyasal silahlarla acımasızca katletmiştir. Dün Halepçe`de kadın çoluk, çocuk demeden katliam yapanlara gerekli tepkiyi göstermeyenler, aylardır IŞİD çeteleri tarafından gerçekleştirilen katliamlara zemin hazırlamıştır. IŞİD barbarlığının katliamlarını arttırdığı, insanlığın en temel değerlerine saldırdığı günümüzde Halepçe gibi büyük insanlık dramını anmanın özel bir anlamı vardır. Katliamlara güç dengeleri, karşılıklı çıkarlar vb. gibi nedenlerle sessiz kalındığı sürece, katliam gerçekleştirecek diktatörlerin sadece isimlerinin değiştiği unutulmamalı, insanlık kimliğine, mezhebine ve inancına bakılmaksızın bütün katliamların karşısında ortak tepkiler göstermelidir. İnsanlık tarihinin karanlık sayfalarında yer bulan benzer katliamlarda sadece katliam kararı verenlerin değil, katliama sessiz kalanların da sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır. Beyazıt, Gazi ve Halepçe gibi katliamlar karşısında kör, sağır, dilsiz kalanlar tarihin karanlık sayfalarına yenilerini eklenmesine davetiye çıkarmaktadır. İnsanlığın hedef alındığı katliamları ve ardındaki kirli ilişkileri unutmak değil hatırlamak, hafızalarımızdan sildirmek isteyenlere karşı inatla unutturmamak esastır” denildi.