Maraş katliamının yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Basın ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Kafa, Maraş katliamını insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak nitelendirdi. Kafa; “Maraş katliamının üstünden 35 yıl geçti, 335 yılda geçse unutmayacağız, unutturmayacağız. Maraş katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Türkiye’de çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi için adalet, eşitlik, özgürlük gibi yaşamın temelini oluşturan demokratik değerlere gereksinim var. Türkiye’nin toplumsal gerçekliği çok dilli, çok kültürlü, çok inançlıdır. Ancak Alevi inancı ve devletin belirlediği “Tek kimlik” dışında kalan inançsal ve etnik kimlikler devlet tarafından inkar edilmiştir. Maraş katliamı ve tüm diğer katliamlar bu inkarın bir sonucudur. Alevilik inancı Türkiye’nin kadim zamanlardan gelen toplumsal değerlerindendir. Biz demokrasi mücadelesi yürüten kurumlar olarak, siyasal değerlerimiz gereği dili, kültürü, inancı, cinsiyeti ve milliyeti ne olursa olsun, insanlar arasında ayrım yapılmasına, bir kimliğin tüm toplumsal kesimlere egemen kılınmasına karşıyız. Eşit yurttaşlı, temel özgürlükler ve adalet, bir inancı, bir etnik kimliği diğerine üstün görmekle olmaz! “Yetmiş iki millete bir nazarda bakmak.” Yolumuzun ve siyasetimizin temel erdemlerindendir. Ancak egemen tekçi anlayış Alevi Toplumuna bu şekilde bakmamış, Alevi inancını inkar etmiş veya kendi tekçi bakış açısıyla tanımlamaya çalışmıştır. Aleviliğin birileri tarafından tanımlanmaya ihtiyacı yoktur. Aleviliğin ne olduğunu, erenler, Yol Uluları Hallacı Mansur, Nesimi, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal yaşamları ile tanımlamışlardır. Evrensel, demokratik değerler ışığında Laik, Demokratik Türkiye için mücadele eden bizlerin görevi bu tanıma sahip çıkmak ve Türkiye’nin değerlerini yaşatmaktır” dedi.
“Dosyalar açılsın, sorumlular yeniden yargılansın”
“Uğur Mumcu, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi aydın, yazar ve gazetecilerin katilleri nerede? Bu katliamları yapanlar ile Maraş katliamını yapan zihniyet aynıdır. AKP Hükümeti bu zihniyetle anlaşmış ve bunları korumaya almıştır” diyen Kafa; “Maraş’ta 35 yıl önce yaşanan katliam sadece Alevilere karşı değil tüm Türkiye’ye ve insalığa karşı yapılmış vahşet ötesi bir katliamdır! Bu vahşet planlayanlar açık bir şekilde Alevileri, demokrat ve devrimcileri hedef almış ve insan duygu ve düşünceleri ile açıklanamayacak bir katliam yapmışlardır. Devletin yetkili kurumları katliama seyirci kalmış, katliamdan sonra hukuksal süreç olması gerektiği gibi işlememiştir. Katliam sanıkları sözde yargılamalarla beraat ettirilmiştir. Maraş katliamını kimin yaptığı sorusu yürürlükte bulunan yasalarda yanıtsız kalmıştır. Maraş Türkiye’nin küçük bir izdüşümüdür. Bu kentte Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Ermeni, Çerkez bir arada yaşamaktadır. Bizim amacımız bu çoklu yaşamı toplumsal bir barışa dönüştürmek her kimlik ve inancın saygın ve gerekli olduğunu ifade etmektir. Biz bir yarayı “kaşımak veya kanatmak” için değil, hiç kapanmamış, kanayan bir yarayı sağaltmak için devleti ve hukuk kurumunu tarihi bir yüzleşmeye çağırıyoruz. Maraş katliamından 35 yıl sonra “Katliam dosyaları açılsın, sorumlular yeniden yargılansın!” diyoruz. Bilinmelidir ki, amacımız birilerinin iddia ettiği gibi Sünnileri veya Maraş Halkını suçlamak asla değildir. Maraş katliamını Sünniler veya Maraş halkı yapmamıştır. Maraş katliamı bir “Alevi, Sünni çatışması” değildir. Bizler, katliamı kim yaptı? Devletin buradaki sorumluluğu neydi? Katliam davası neden üstün körü yöntemlerle yapıldı? Katliama tabi tutulan Alevi Toplumuna neden sahip çıkılmadı? Neden, katliamın yarattığı acı ve toplumsal travmanın üzeri örtülmeye çalışıldı? Sorularına yanıt verilmesini bekliyoruz. Türkiye’de toplumsal barış demokrasi ve eşit yurttaşlık istiyoruz. Maraş Katliamının 35. yılında yaşamını yitiren canlarımızı saygıyla anıyor, katilleri, koruyucularını ve onları yönlendiren insanlık dışı gerici faşist ideolojilerini nefretle kınıyoruz” şeklinde konuştu.