“Kooperatifçiliği bilmiyoruz!”

CHP`li Tuygan Çalıkoğlu, kooperatifçiliğin karşılaştığı sorunları çözecek mekanizmaların eğitim ve yargı olduğuna dikkat çekti.

691
Kooperatifçilik Günü nedeniyle açıklama yapan CHP`li Tuygan Çalıkoğlu; “21 Aralık Kooperatifçilik Günü. Kooperatifler gönüllülük temelinde çalışan organizasyonlar. Verimliliği, ortakların ihtiyaçlarını karşılamayı, böylelikle ürün ve emeği değerlendirmeyi hedefliyor. Temel amaç kar değil, işbirliği ve dayanışmayı sağlamak, ancak ortaklara katkı yaratmak gibi bir hedefi de var. İnsanların bir araya gelmeleri, ürünlerini değerinde satabilmeleri ve emeklerinin gerçek karşılığını alabilmeleri kooperatifleşmeyle mümkün. Bu süreçte insanların, bireysel olarak başaracaklarından çok daha fazlasını yapabilmeleri söz konusu. Günümüzde "Rekabet gücü" ekonomik faaliyetlerde en önemli unsur. Rekabet özellikle ürün maliyetinde, verimlilikte, fiyat- kalite gibi alanlarda yaşanıyor ve bunu yapamayanların faaliyet dışında kalmaları kaçınılmaz. Çünkü karlılık kavramı artık ekonomi biliminin temel belirleyicisi. Geleneksel kalkınma modelleri sorumsuzca bir üretim- tüketim ilişkisi üzerine oturuyor, bunun sonucu olarak da ekolojik denge bozulmuş durumda. Bu yapı sürdürülebilir değil, yeni bir kalkınma modeline ihtiyaç var. Yatırımlar hem doğaya zarar vermeden yapılmalı hem de yeni istihdam ve katma değer yaratmalı. Kooperatifler dünyada, 150 yıldır çok yaygın olarak uygulanan bir işletmecilik modeli. Bu modelde sağlanan kar, sermayeye göre değil, insanların kooperatif olarak gerçekleştirdikleri işlem oranında dağıtılıyor. Özel ve kamu işletmelerinin dışında olan bu modelin ekonomik ve sosyal boyutu var. Kardan ziyade üyelerine ve topluma hizmet amacı taşıyan kooperatiflerde yönetimler özerk, karar süreçleri demokratik ve gelirler sermayeden çok emeğin üstünlüğüne göre paylaşılıyor. Eşitlik, dürüstlük, saydamlık, dayanışma ve sosyal sorumluluk kooperatifçiliğin temel değerleri. Tek başına yerine getirilemeyen üretim faaliyetlerini sürdürebilmek ve büyük ticari güçlere karşı kendini savunabilmek ihtiyacı kooperatifçiliğin var olma nedeni. Ülkemizde üreticilerin kooperatifçiliğe ilgisinin azalmakta olduğuna dair yaygın bir inanç var. Ancak üreticilerimiz piyasa koşullarında kendi konumlarını sorguladıklarında, emekleri başta olmak üzere ellerindeki kaynaklara en yüksek gelirin kooperatifleşmede olduğunu görecekler. Ürününe adil bir fiyatı elde etmesi, etkili çiftçilik yapabilmesi, işletmesini geliştirmesi, sosyalleşebilmesi ancak bu süreçte mümkün. Kooperatifleşmenin bunların dışında de faydaları var; ortağına aidiyet sağlar, sinerji yaratır, tarımsal çevreyi geliştirir” dedi.
 
“Sorunlar aşılmalı”
Türkiye`de kooperatiflerin yaşadığı sorunların aşılması gerektiğini ifade eden Çalıkoğlu; “Ne yazık ki, ülkemizde tarım piyasalarının kooperatiflerin eline geçtiğini söyleyemeyiz. Üreticinin kooperatifleşme konusunda yeterli bilinci yok. Siyaset, ekonomi politikalarına yön verirken bu konuya gereken önemi vermemekte. Halbuki ekonomide çoğulculuk ve demokratikleşmenin yolu kooperatifleşmekten geçmekte. Değişen dünya koşullarında, sürdürülebilir kalkınmanın simge işletmecilik modeli kooperatifçilik. Birleşmiş Milletler (UN) ve Dünya Çalışma Teşkilatı (ILO)toplumsal kalkınmada ve gelir adaletinin sağlanmasında en önemli araç olarak kooperatifleri kabul etti. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler 2012 yılının Dünyada Kooperatifçilik Yılı olarak kutlanmasına karar verdi. Ancak, Türkiye`de kooperatiflerin yaşadığı sorunların aşılması gerekmekte; bu bağlamda AB mevzuatı ve uluslararası kooperatifçilik ilkelerine uygun yapılandırılması zorunlu. İdari ve hukuki düzenlemelerin yapılması ve kooperatiflerde yaşanan yolsuzlukların kamuoyunda yarattığı olumsuz imajın yok edilmesi şart. Bu ise, etkili bir denetim mekanizması oluşturmakla mümkün. Özetle, kooperatifçiliğin karşılaştığı sorunları çözecek mekanizmalar eğitim ve yargı. Ayrıca, koopera-tifleşmenin uluslararası standartlara yükseltilmesinin getireceği faydalar salt ekonomik ve sosyal alanla sınırlı olmayacak, siyaset de büyük ölçüde etkilenecek, dolayısıyla mevcut söylem ve politikaların radikal değişime uğraması kaçınılmaz gözüküyor” diye konuştu.
Paylaş