“İstediğimiz onurlu bir yaşam”
Gezi eylemleri sırasında biber gazı nedeni ile dil kanserine yakalandığı ileri sürülen ve hayatını kaybeden Mehmet İstif Çanakkale`de de unutulmadı.
Gezi eylemleri sırasında polisin tarafından ağzına biber gazı sıkıldığı ve sonucunda dil kanserine yakalandığı ileri sürülen Mehmet İstif Çanakkale`de unutulmadı. Önceki akşam İskele Meydanı`nda toplanan Halkevleri, ÖDP, SGDF, Öğrenci Kolektifleri ve Gençlik Muhalefeti`nin çağrılarıyla gelen kitle basın açıklaması yaparak sloganlarla protesto etti. Kitle adına açıklamada bulunan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç; “Bugün bir fidanımızı daha kaybettik. Bugün AKP`nin polisinin kullandığı biber gazı bir arkadaşımızı daha aldı ellerimizden. Mehmet İstif, 17’nci Mersin Akdeniz Oyunları’nın açılış töreni öncesinde Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nda gerçekleşen eyleme katılmış, polisin biber gazlı saldırısından da etkilenmişti. Yakın mesafeden yüzüne biber gazı sıkılan İstif, ertesi gün yüzünde ve ağzında oluşan kızarıklık, şişme şikayetiyle Toros Devlet Hastanesi’ne gitti. Muayenenin ardından İstif’e enfeksiyon tanısı konulup, tedavi için sprey türü ilaçlar verildi. Ancak ilaçlar etki etmedi, İstif’in yaraları daha da kötüleşti. Bunun ardından Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne giren İstif’e alerjik reaksiyon tanısı konuldu. 24 Temmuz’da ameliyat olan İstif, konuşma ve beslenme güçlüğü çekmeye başladı. Ardından Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne giden İstif’e biyopsi yapıldı. Dilindeki yaranın dil kökü kanserine dönüştüğü saptandı.Teşhisin ardından tedavisi devam eden İstif’in dilinin bir kısmı alındı. İstif yaşam mücadelesini sürdüremedi ve hayatını kaybetti. İstif, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirmişti: `Müdahale başlamadan önce her hareketimi takip eden sırtında gaz tüpü olan bir çevik kuvvet polisini fark ettim. Saldırı başladığında tazyikli su ve gazın etkisiyle insanlar polis barikatı arasında kaldı ve yerlere düştü. Gazdan etkilendiği için kalkamayan bir arkadaşı, koşan polislerin altında ezilmesin diye üstüne kapanarak korudum. Bu sırada kaç cop yediğimi hatırlamıyorum. O anda beni takip eden, sırtında gaz tüpü taşıyan polisle karşı karşıya geldik. 40 santimetre gibi bir mesafeden yüksek tazyikli bir şekilde tetiğe bastı, ağzımı kapamaya zamanım olmadı. Ağzım ve boğazıma dolan gazın acısı ile çığlık atmaya başladım. Boğazımın yanmasını ve çektiğim acıyı diğer insanların da aynı derecede yaşadığını düşündüm ve gözaltına alınma korkusuyla o anda hastaneye gitmedim.` Yaklaşık bir yıldır adalet ve özgürlük talebiyle sokağa çıkan halka saldıran AKP’nin polisi daha önce Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Hasan Ferit Gedik, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’i katletmişti. Bugün Haziran şehitlerinin yanına, sonsuzluğa Mehmet İstif’i de uğurluyoruz. Artık yeter! Tayyip’in diktatörlüğüne, polisin vahşi saldırılarına gençlerimizin katledilmesine artık yeter! Bizim isteğimiz adalet ve özgürlük, bizim isteğimiz insanca bir yaşam, bizim isteğimiz yaşam alanlarımıza saygı duyulması, bizim isteğimiz barış, bizim isteğimiz gençlerimizin katledilmediği bir ülke, bir dünya, bizim isteğimiz onurlu bir yaşam. Halkın bu istekleri için mücadele eden ve bunu canlarıyla ödeyen tüm arkadaşlarımıza da sözümüz, uğrunda canlarını verdikleri ülkeyi yaratmak için sonuna kadar mücadele edeceğimiz. Ve onları mücadelemizde yaşatacağımız” dedi.