Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice öldürülen Özgecan Aslan’ın acısı ülkeyi yasa boğarken, Çanakkale Belediyesi çalışanları da bu vahşete sessiz kalmadı; siyahlara bürünerek, seslerini duyurmaya çalıştı. Kadına yönelik şiddetin arttığı ülkemizde geçtiğimiz günlerde vahşet haberlerine bir yenisi daha eklendi. Özgecan’ın yaşadıkları hepimizin içini acıttı… Çanakkale Belediyesi çalışanları, siyah giyinerek şiddeti kınarken, Belediye binası önünde düzenlenen törenle hem Özgecan’ı andı hem de kadına karşı şiddete ‘dur’ demek için sesini yükseltti. Belediye binası önündeki açıklamaya, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve eşi Hale Gökhan, Belediye Başkan Yardımcıları Rebiye Ünüvar, Handan Özyayla, Özleyiş Çetin ve Ali Sürücü, Belediye Meclis Üyeleri, Belediye Birim Müdürleri ve Belediye çalışanları katıldı. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından Çanakkale Belediyesi çalışanları adına bir konuşma yapan Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, “Bugün Çanakkale Belediyesi çalışanları olarak siyahlara büründük, bu insanlık suçuna artık hiç kimse göz yummasın diye… Bugün sadece bir kadın müsteşarı olan, 81 ilin sadece bir kadın valisinin bulunduğu, 81 ilin sadece 2 Milli Eğitim Müdürünün kadın olduğu bir ülkede; kadına, insana saygılı Çanakkale Belediyesinde çalışmanın buruk gururuyla çığlığımızın duyulmasını istiyoruz” dedi.
İdam ve hadım değil, adalet!
“Özgecan kardeşimize kelimelere sığmayan vahşetin hepimizde yarattığı travma yetmiyormuş gibi kamuoyunda yapılan çağdışı tartışmalar bizleri derinden üzmeye devam ediyor” diyen Ünüvar, “İdam, hadım gibi ilkel, çağdışı hamaset söylemleri değil, adalet istiyoruz. Bilinmelidir ki, hiçbir ceza öfke ve acımızı dindiremez. Biz, ancak bir daha Özgecanların olmayacağını garanti altına aldığımızda rahat nefes alacağız. Bununla beraber, elbette gideni geri getirmese de, geri kalanların bir nebze rahatlaması için, annelerin çocuklarını korkusuzca okula gönderebilmesi için adaleti, evrensel adaleti istiyoruz. Kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin çözümü var. Israrla haykırıyoruz ki, adalet, olan olduktan sonra değil, olmadan önce sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
Herkes sorumlu davranmalı...
Herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğine işaret eden Ünüvar, “Toplumun her kademesindeki liderlerin, kadın cinayetlerini kınayacak açıklamalarda bulunması ve din, dil, mezhep, kılık-kıyafet, cinsiyeti çağrıştırıcı hiçbir söylemde bulunmaması, İvedilikle şiddet ve yaşam hakkının ihlal edilmesine yönelik hukuksal düzenlemelerin yapılması, İnsanlık suçu sayılan hiçbir suç yada eylemin devlet tarafından affedilmemesi, Görsel ve yazılı basında toplumsal yara açan hiçbir olayın meşru hale getirilmemesi, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldıracak eğitim anlayışının temel eğitim sistemine entegre edilmesi, Yaşanan bu son vahşetin tüm sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin, odaların, siyasi partilerin çözüm bulununcaya kadar gündeminden düşürülmemesi, 6284 sayılı koruma kanununun etkin olarak uygulanması, korunma tesisi sırasındaki tüm bürokratik engellerin ortadan kaldırılması, Kadına karşı cinayet eylemlerinde yasal indirimlerin uygulanmaması, hiçbir sebep ve gerekçenin böylesi vahşi bir eylemde hafifletici sebep olarak öngörülmemesi, bu tür suçların ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılması, Kadına karşı şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesine yönelik hazırlanan uluslararası sözleşmeler ile Ülkemizde ve 11 Avrupa ülkesinde yürürlüğe giren İstanbul sözleşmesinin uygulanabilirliğinin sonuna kadar takipçisi olunması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
O sözleri söylemeyin!
Başkan Yardımcısı Ünüvar sözlerini, “Bir annenin çığlığı, insanın içini daha ne kadar yakabilir ki… ‘Kızım çok acı çekmiştir, keşke kurşunlanarak öldürülseydi’ sözün bittiği yer… Şuan kadın-erkek ayırt etmeksizin toplumsal bir travma yaşıyoruz. ‘Her kürtaj bir Uluderedir’, ‘Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar’, ‘Mini eteği giyersen…’ gibi söylemler her kimden ve nereden gelirse gelsin şiddetle kınıyor, Özgecan’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine başsağlığı diliyoruz” ifadeleri ile tamamladı.