“Gezi`den korkuyorlar”

Çanakkale Belediye Meclisi mayıs ayı ilk toplantısı gerçekleştirildi. Belediye meclis salonunda gerçekleştirilen toplantıya Başkan Gökhan ile AKP`li meclis üyesi Tülay Ömercioğlu`nun 1 Mayıs tartışması damga vurdu. Başkan Gökhan, 1 Mayıs`ta Taksim`in kutlamalara kapatılma nedenin Gezi olaylarından korkulması olduğunu belirtirken, AKP`li Tülay Ömercioğlu ise Taksim`deki esnafın göstericilerden şikayetçi olduğu için kapatıldığını ifade etti.

504
 
 
Çanakkale Belediye Meclisi mayıs ayı birinci toplantısına Başkan Gökhan ile Belediye Meclis AKP`li Üyesi Tülay Ömercioğlu arasında geçen tartışma damga vurdu. Başkan Gökhan açılış konuşmasına Çanakkale`deki 1 Mayıs kutlamalarına değinerek başlarken; “Geçenlerde 1 Mayıs`ı kutladık. Çanakkale`de de her zaman olduğu gibi gayet güzel etkinlikler, yürüyüşler yapıldı. Ben burada olmadığım için katılamadım. Tabi her zaman olduğu gibi İstanbul`da, Taksim`de de kutlanmaya çalışıldı. Bunu bir polemik konusu yapmak istemiyorum. Ama insanımıza güvenilmesi konusunda, her zaman söylediğim bir şey vardır. Çanakkale`de de böyle davranıyoruz. Biz insanımıza güvenmek zorundayız. Herkesi çapulcu, anarşist diye niteleyemeyiz. Halkımızdan korkmamalıyız. Halktan korkan yönetici olamaz. Dolayısıyla 1 Mayıs`ta işçisinden emekçisinden korkan bir idareyi de kabul etmemiz söz konusu değil. Onlar bizim insanımız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Tedbirler alınır ve insanların özgürce iradelerini ortaya koymaları ve eylemlerini yapmaları sağlanır. Temennim budur” dedi. Başkan Gökhan`ın açıklaması üzerine söz alan Belediye Meclis Üyesi AKP`li Tülay Ömercioğlu, bir özgürlüğün başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı bir ortamda yürüyüşlerin yapıldığı bir Türkiye`nin herkesin özlemi olduğunu belirterek; “Bununla ilgili Çanakkale örnek bir tablo gösteriyor. Fakat bir Taksim dediğimizde, siz başkanım bizden daha iyi bilirsiniz ki, esnafların Taksim`de hiçbir şekilde eylem yapılmaması yönünde imza kampanyası yaptığı ve bununla ilgili her yere başvurduklarını sizin daha bilmeniz gerekir. En son yasaklanana kadar, Taksim`deki bankaların ATM`lerinden tutun, tüm esnafın camlarının indirildiğini hepimiz biliyoruz. Bir eylem Çanakkale`de olduğu gibi değil, bir eylem Berkin Elvan`ı bahane edip Çağlayan Adliyesi`ni basıp bir savcıyı öldürmekte, yoksa bir eylem bir yerleri sopalamak, polisi taşlamak, bu gibi olayları yaratmak üzerine ortaya çıkmak mı? Bu nedenle bazı durumlarda hakların özgürlüklerin düzenlenmesi için bazı özgürlüklerin kısıtlanması gerektiği zaten demokrasinin kuralları içerisindedir” ifadelerini kullandı.
 
“AKP `3 Y`yi kaldıracağız` diye geldi, en çok yasak şimdi geldi”
AKP`li Tülay Ömercioğlu`nun, 1 Mayıs Taksim`le ilgili düşüncelerine asla katılmadığını belirten Başkan Gökhan; “Çünkü bundan iki sene önce oralarda bunlar yapıldı. 1 Mayıs törenleri yapıldı. Asla ve asla hiçbir şey olmadı. Toplumun, insanların bir araya gelip toplanmasından bu iktidar korkuyor. Ve buna İstanbul`da ki yöneticiler geçmişten bu yana hep sıkıntı yarattılar. Sonuç ne oluyor? Yaralanan insanlar, dövülen gençler, kırılan camlar ve bütün bunun faturasını toplum ödüyor. Bugüne kadar AKP `bu ülkede 3 Y`yi kaldıracağız` diye geldi. Bunun bir tanesi yasakların kaldırılmasıydı. En çok yasak şimdi geldi. Bundan daha ötesi yok. Yasağı en çok yaşadığımız dönem bu dönem. Çanakkale`yi görüyorsunuz arkadaşlar. Her taraf kapatılıyor. Her taraf yasak. Oraya girilmez, buraya çıkılmaz. Millet evine-işine gidemiyor. Böyle birşey yok. Böyle bir algı yok. Böyle bir anlayış yok. Türk toplumu çağdaş bir toplumdur. Türk insanı aklı başında bir toplumdur. Bunu kabul etmek lazım. Siyasi görüşünüz farklı olabilir. Ama biz doğru düzgün insanlarız. Provakatörler var mıdır? Vardır. Ama onu da engellemek emniyetin görevi. Kendi görevim değil. Dolayısıyla ben, `bu yasaklar artık kalkmalıdır` diyorum. Tabi savcının öldürülmesine elbette ki son derece üzgünüm. Yani çoluğu çocuğu olan bir insanın odasına girip öldürülmesi son derece insanlık dışı bir olaydır. Ancak eğer bir adliye girişi kontrol altına alınamıyorsa, o kabahat, o adliye sarayını korumakla mükellef olanların sorunudur. Burada o kadar tedbir alıyorsun, ortalığı kasıp kavuruyorsun, adliye girişinde o zaman doğru düzgün zamanında kart mıdır, göz müdür, parmak mıdır ne yapılacaksa onu yapacaksın. İş işten geçti. Avukatların üstünü aramaya kalktılar. Buna baro da tepki gösterdi, avukatlar da tepki gösterdi. Niye? Oraya adam nasıl girdi bu iki tane adam silahla beraber. Nasıl girebildi arkadaşım Adliye Sarayı`na. Sen tedbirini alma, sonra adamı katlettir. Sonra da dön masum insanlara yasakla. Böyle bir şeyin olmasını ben kabul etmiyorum. Bu ülkede biz insanlarımıza güvenmek zorundayız” dedi. Bunun üzerine Ömercioğlu, esnafın şikayetleri doğrultusunda Taksim`in kapatıldığını hatırlatması üzerine Başkan Gökhan; “Esnafın demesiyle yasakçılık yapılamaz. O zaman bizim esnaf da toplandığında 1 Mayıs`ı kutlamayacak mıyız? Bizim esnaf burada dilekçe yazsa, İnönü caddesinde yürürken, ya da kordondaki esnaf, `Buradan 1 Mayıs yürüyüşü geçmesin` dese, geçirtmeyecek miyiz? Esnafın bu 1 Mayıs`a katılanları tekme tokat dövdüğünü de gördüm. Esnaf tekme tokat göstericiyi dövdü. Böyle bir hakkınız var mı?” diye belirtti. Ömercioğlu`nun, esnafın kendini korudu iddiası üzerine ise Başkan Gökhan, esnafın kendini korumadığını, böyle bir durumda polise ihbar etmesi gerekirken, göstericiyi dövdüğünü belirtti.
 
“Taksim 77 yılında faşistlerin işçileri katlettiği alandır”
Ömercioğlu`nun 1 Mayıs`ta belirli kutlama alanlarının olmasına rağmen neden Taksim`de ısrar edildiğini sorması üzerine, Başkan Gökhan; “Taksim`de yapılmak istenmesinin amacını, siz bir hukukçu olarak algılayamadıysanız yapacak bir şey yok. Burası sembolik bir alandır. Niye? 77 yılında faşistlerin işçileri katlettiği alandır orası. Orada bu iktidar zamanında iki sene 1 Mayıs kutlandı. Hiçbir hadise olmadı. Ne oldu sonra? Tedbiri göstericiye karşı değil, o eylemi yapanların lehine tedbir alacaksın. İnsanların başına bir şey gelmesin diye. Demokrasiler böyle bir şey. Şundan dolayı olduğunu anlarım. Gezi olaylarından korktuğunuz için buna engel oluyorsunuz. O kadar ileri gittiniz ki, Kabataş ayıbını bir türlü temizleyemiyorsunuz. Cami ayıbını bir türlü temizleyemiyorsunuz. Niye? İftira attınız. İnsanlara iftira atamazsınız. Hele kadın üzerinden bunu yapıyorsanız çok daha ayıp” dedi.
 
“İdam etmek marifet değildir”
6 Mayıs` ta idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan`ın idam ediliş yıldönümlerine değinen Başkan Gökhan; “Yarın (dün) 6 Mayıs. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan`ın öldürülme yıldönümleri. Bugüne kadar gelmiş geçmiş ne kadar idam edilmiş, hangi gerekçeyle olursa olsun, bu vesileyle hepsini rahmetle yad ediyorum. Bunu neresinden tutarsanız tutun, idam bir insan için son derece yanlış bir ceza uygulamasıdır. Neyse bu beladan kurtulduk sonunda. Ama maalesef işte neler neler oldu bu ülkede. Yaşlar büyültülüp insanlar idam edildi. Sağcısı da böyle oldu, solcusu da böyle oldu, dincisi de böyle oldu. İnşallah bundan sonra böyle anlamsız işler yapmayız toplum olarak. Yazıktır günahtır. Bu insanlar sonuç itibariyle kimseyi öldürmemiştir. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan kimseyi öldürmemiştir. Sadece ideolojik mücadele yapmıştır. Bunun yöntemi idam değildir. Ya da bir iktidarı devirip başbakanını idam etmek marifet değildir. Yaşını büyültüp insanları idam etmek marifet değildir. Bu vesileyle bunları hatırlamalıyız ki bundan böyle ülkemizde böyle acılar yaşanmasın” diye belirtti.
 
“Hangi insan işçisinin başına bir şey gelmesini ister”
Geçtiğimiz günlerde Biga Belediyesi`nde çalışan bir işçinin, elektrik çarpması sonucu ağır yaralanmasına değinen Başkan Gökhan; “Biga`da bir emekçimiz talihsiz bir iş kazası geçirdi. Şuanda yoğun bakımda takip ediyoruz. Geçmiş olsun diliyorum. Bu arada hemen dedikodular, hemen karalamalar, hemen kötülemeler başladı. `Biga Belediye Başkanı bunu sebep oldu. O görevlendirdi` gibi yalan yanlış bilgiler. Bununla hiç alakası yok. Hatta tam tersine elektrik olmaması gereken bir yerde, trafonun o alanında, maalesef kablolar kesilmiş ama kablo uçlarındaki elektrik kesilmediği için bu kaza meydana gelmiş. Tamamen orda boyama yapmak isteyen, süsleme yapmak isteyen insanların, oraya boyaması gereken arkadaşa, ricasıyla öğleden sonra şunu yapıver noktasında, o kardeşimiz de maalesef almış eline fırçayı. Demir saplı bir fırça. Orada yüksek gerilimde çarpılmış. Burada hemen siyaset yapılıyor. Hangi belediye, hangi insan işçisinin başına böyle bir şey gelmesini ister. Sonuç itibariyle sorumlular kimse, neyse gereği olacaktır. Ama hemen bir belediye başkanını, önemli birini hemen nitelemek pek uygun değil diye düşünüyorum” dedi.
Paylaş