“Gençler için ne yapıyorsunuz?”

CHP Çanakkale Milletvekili, Çevre Komisyonu Üyesi M. Serdar Soydan, üniversite öğrencilerinin siyasal yaşamda etkinliklerinin ve katılımının artırılması ile ilgili TBMM`ye soru önergesi verdi.

465
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı`na sunduğu önergede yer alan soruların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep eden CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan; “30 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul Taksim Gezi Parkında, doğasına ve kentine sahip çıkmak isteyen gençlerin demokratik hak arama mücadelesi 79 ilimizde milyonlarca vatandaşımızın katılımıyla devam etmiştir. Gençlerimiz; özgür, yaratıcı, özgürlük, hoşgörü ve barışın taşıyıcısı olduklarını gösterdiler. Tek tipçi ve dışlayıcı bakış açısına, iktidarın uysal yandaşları olmaları beklentisine tepki gösterdiler. Gençler arasında farklı renklerin, taleplerin, görüşlerin olabileceği fikrinin esas alınmamasına ve İktidarın dediğine uymayanların kınamalar, uzaklaştırmalar, tutuklamalar, gözaltılar, cop ve biber gazına maruz bırakılmasını kabul edemeyeceklerini ifade ettiler. Hükümetin on yıldır oluşturmaya çalıştığı özgürlükçü ve demokratik iktidar algısı bir günde yerle bir olduğunu ve bugüne kadar ifade ettiklerinin özgürlük ve demokrasi olmadığına tüm dünya şahit olmuştur. Yaşanan tüm bu olaylar bir kez daha göstermiştir ki, demokratik ve katılımcı demokrasinin yaşama geçirilmesi ve gençlerimizin siyasal yaşamda etkinliklerinin ve katılımlarının artırılmasının sağlanması kaçınılmaz bir gerçektir. Bu doğrultuda üniversite öğrencilerinin üniversite yönetimlerine katılımının sağlanması, bilimsel ve yönetsel etkinliklerde, karar alma mekanizmalarında yer almalarını ve karar süreçlerinde söz sahibi olabilmelerini sağlayıcı çalışmalarınız bulunuyor mu? Üniversite öğrencilerinin yaşadıkları şehirlerde yerel yönetim ve merkezi yönetim birimlerinde etkin bir şekilde katılımlarının sağlanması, görüş ve önerilerini ifade edebilmelerini, söz sahibi olabilmelerini sağlayıcı düzenlemeler yapmayı düşünüyor musunuz?Üniversite öğrencilerinin yaşadığı şehir ve ülkesinin sorunları ve çözüm yolları konusunda görüş, öneri ve bilgilerinden nasıl yararlanmayı düşünüyorsunuz, gençlerimizin siyasal yaşamda etkinlik ve katılımlarını artırmak için neler yapmayı düşünüyorsunuz?” dedi.
 
Soydan Madımak`ı unutmadı
TBMM Çevre Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan, 2 Temmuz Sivas Katliamı`nın yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada; “Geçmişi kapatmaya ve unutturmaya çalışmakla değil, onunla yüzleşerek toplumsal barışı sağlayabileceğimiz asla unutulmamalıdır” dedi. Sivas katliamının bugün hala toplumun vicdanında kanayan bir yara olarak durduğunu ifade eden Soydan; “2 Temmuz 1993`de gerici, faşist güçlerin planlı bir organizasyonuyla Sivas`ta "Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri" ne katılan 35 aydın, sanatçı, yazar, kadın, genç, demokrat insanımız Madımak Oteli`nde yakılarak katledilmiştir. Üzerinden yıllar geçmesine karşın, diğer politik katliamlarda olduğu gibi Sivas`ta da bütün deliller yok edilmiş, olayın gerçek yönlendiricileri yargı karşısına çıkarılmamış, bir şekilde tutulup yargılananlar kollanmış, hafif cezalarla göstermelik kararlar verilmiş ve en önemlisi de bazı davalar zaman aşımına uğratılmıştır. Sivas Katliamı bugün hâlâ toplumun vicdanında kanayan bir yara olarak durmaktadır. Gerçek faillerin cezalandırılmamış olması, olayların sorumlularının kamuoyunun vicdanlarını rahatlatacak bir şekilde 20 yıl sonra bugün dahi ortaya çıkarılmamış olması vicdanları yaralamaya devam etmektedir” diye konuştu.
 
“Irkçılığa meydan veren siyasal anlayışa artık dur demeliyiz”
“10 yıllık AKP hükümetleri döneminde devam eden davaların sonuçlanmaması, zaman aşıma uğratılması için her şey yapılmış, hatta katliamın sorumlularının avukatlığını yapanlar AKP milletvekili yapılarak adeta ödüllendirilmiştir” diyen Soydan; “Bununla da yetinilmeyip, katliamın sorumlularının avukatlığını yapan ödüllendirilmiş milletvekilleri 2 Temmuz anma gününde Meclis kürsüsünden konuşturulmuştur. Yine aynı zihniyet, Reyhanlı’da yaşanan terör eylemleri sonucunda “Sünni vatandaşlarımız yaşamını yitirmiştir” diye beyanda bulunmuş ve İstanbul’a yapılacak olan 3. Boğaz köprüsüne 50 bin Alevi’yi katleden Yavuz Sultan Selim’in adının verilmesinde hiçbir sakınca görmemiştir. Zihniyet ve bakış açısı ne yazık ki 20 yıl öncesinden farklı değildir. Köhnemiş, gerici ve ırkçılığa meydan veren siyasal anlayışa artık dur demeliyiz” şeklinde konuştu.
 
“Bir kez daha kınıyoruz”
Madımak katliamına yol açan siyasal eğilimleri bir kez daha kınadığını kaydeden Soydan; “Geçmişi kapatmaya ve unutturmaya çalışmakla değil, onunla yüzleşerek toplumsal barışı sağlayabileceğimiz asla unutulmamalıdır. Yitirdiklerimiz, bize demokrasi mücadelesinin ertelenemez bir görev olduğunu hatırlatmaktadır. Onları, uğrunda yaşamlarını verdikleri insanlığı, demokrasiyi ve özgürlükleri toplumda egemen kılarak yaşatmalıyız. İnsanlık düşmanı gericiliği ve ırkçılığı, Madımak katliamına yol açan siyasal eğilimleri bir kez daha kınıyor, yitirdiğimiz canları 20 yıl sonra aynı duygularla anıyorum” dedi.
Paylaş