“Geleceğimizle oynamaya kimsenin hakkı yok”

Altın arama tekellerinin ve termik santralcilerin göz diktiği Çanakkale`de halk çevre konusunda oynanan uyunlara tepki göstererek: “Sağlığımızla ve geleceğimizle kimsenin oynamaya hakkı yok” dedi.

908
Her geçen gün bir yenisi düzenlenen ÇED toplantıları, içme suyu kaynağı olan ve 150 bin kişinin yararlandığı Atikhisar Barajı`nı olumsuz etkileyecek olan altın madeni çalışmaları, sondaj çalışmaları nedeniyle kirlenen sular, termik santralcilerin markajına alınan Karabiga Bölgesi ve tehdit edilen gelecek adına çevre duyarlılığı her geçen gün artıyor. Çanakkale`de simitçisinden, esnafına, balıkçısından, ev hanımına ve emeklisine kadar yaşanan çevre katliamı mercek alan vatandaşlar da sonunda isyan etti.
 
Cemil Avcı: “Tepkiliyiz. Sadece Serçiler Köyü`ne değil ki, Çanakkale`de yapılan termik santral ve altın arama çalışmaları Çanakkale merkezi, Dardanos`u, Güzelyalı`yı ve çevre bölgeyi de etkileyecek. Altın aramaya gerek yok, bizim Çanakkalemiz altından değerli. Ormanları keserseniz, ağaçları keserseniz nasıl hava alacağız? Çanakkale`nin üstü altından değerli diyorlar, bunu artık herkes anlamalı. Toplum da her türlü tepkiyi göstermeli. Biz tepki göstersek ne olur demek yerine, tepki göstermeye devam etmeliyiz. Biz tepkiyi koyalım da, bakalım onlar dikkate alıyor mu, almıyor mu, sıra ona da gelecek. O günleri de göreceğiz.”
 
Kudret İmrek: “Biz yöremizde insanların kendi çıkarları ve menfaatleri için altın aramalarını, termik santral kurmalarını, çevreyi katletmelerini kesinlikle istemiyoruz. Suyun kirlenmesi, sağlığın bitmesi demektir. Bizim sağlığımızla oynamaya ne hakları var? Bütün çalışmalar durdurulsun, izin verilmesin. Birileri faydalanacak diye, vatan, millet zarar görmesin.”
 
 
İncigül Bayhan: “Su yaşam kaynağı, suyumuzun kirlenecek olması düşüncesi ve ihtimali bile sakıncalı. Geleceğimizle ilgili çok büyük bir oyun oynuyorlar. Onlar kazançları ile bugünü kurtarabilirler belki, ama çocuklarımızı düşünen yok. Altın arama çalışmalarını ve termik santrallerin yapılmasını onaylamıyorum. Halkın daha etkili ve yüksek sesli tepki göstermesi gerek. Daha fazla toplantı yapılmalı, yürüyüş olmalı, basında, televizyonda daha çok yer almalı. Toprağını seven, çevresine sahip çıkan her meslekten ve her kesimden insan ses çıkarmalı. Zararları anlamayanlara anlatılmalı.”
 
Orhan Şen: “Kim ister ki kirli su içmek, kirli bir çevrede yaşamak, fabrika bacası, kirli hava solumak? Mis gibi yerde yaşamak varken. Yapılanları takip ediyoruz, duyuyoruz. Karşıyız. Ne yaparsak yapalım, onlar bildiğini okuyor. Biz zaten onları Allah`a havale ettik. Suyumuza, havamıza, besinimize göz dikmişler. İnsan olan bunu yapmaz.”
 
Sefer Tümer: “Ağaçlar kesiliyor, çevre kirleniyor, Herşey biryere kadar da suya bir şey karışması iyi değil. Karşı koymak lazım, onlar çok güçlü. Tek yapılacak şey tepki göstermek, çoluğunun, çocuğunun hakkını korumak.”
Paylaş