“Emeğimize sahip çıkmak için alanlardayız”

Eğitim-İş Sendikası`ndan yapılan açıklamada, “Taksim’in emekçilere kapatılması, emek mücadelesinin kaybedilmesi, sermayenin güdümündeki hükümetlerin emek düşmanı uygulamalarını pervasızlaştırarak sürdürmeleri anlamına gelmektedir” dendi.

388
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Çanakkale Şubesi`nden yapılan 1 Mayıs açıklamasında; “İşçi sınıfının haftanın 6 günü 12 saat çalıştırılmasına karşı haftada 5 gün, günde 8 saat çalışma talebiyle ABD’de başlattığı grev ve eylemlerde yüzlerce işçinin işten atılma ve öldürülme pahasına ırk ve din ayrımı gözetmeksizin burjuvaziye karşı gösterdikleri sınıf dayanışması İI.Enternasyonal’ın kararıyla 1890 yılından bu yana 1 Mayıs “Uluslararası İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de 1 Mayıs 1977’de 500.000 emekçinin katılımıyla Taksim’de yapılan miting kana bulanmış, işçilerin üzerine ateş açılarak 34 emekçi katledilmiştir. 1977’deki 1 Mayıs mitinginde, Türkiye emekçilerinin insanca bir çalışma koşulları için özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamak için yükselttiği mücadeleyi, geriye götürmek için saldırılmıştır. Bu anlamda, ülkemizde sömürünün ortadan kaldırılması, emeğin en yüce değer olması, emekçilerin yaşam koşullarının en temel insani seviyeye çıkartılması için verilen kavganın simgelerinden birisi de 1 Mayıs mitinginin İstanbul Taksim Meydanı’nda yapılmasıdır. Taksim’in emekçilere kapatılması, emek mücadelesinin kaybedilmesi, sermayenin güdümündeki hükümetlerin emek düşmanı uygulamalarını pervasızlaştırarak sürdürmeleri anlamına gelmektedir. Kıdem tazminatının kaldırılması çalışmaları, taşeronluğun, güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, grevlerin yasaklanması, Soma’da, Ermenek’te somutlaşan iş cinayetleri ülkenin ucuz işgücü pazarına dönüştürülmesi, emekçilerin bugün en can yakıcı sorunları olarak görünüyor. Bizler kamu emekçileri olarak işçi sınıfının bir parçası olduğumuzun, geleceğimizin tüm emekçilerle birlikte şekilleneceğinin farkındayız. AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanının `İşçi ve memur ayrımını ortadan kaldıracağız` söyleminin, iş güvencemizin ortadan kaldırılmasına yönelik bir girişim olduğu açıktır. Eğitim-İş, kamu emekçilerinin ekonomik, özlük ve sınıfsal haklar mücadelesinde topyekun bir hezimet sayılacak olan iş güvencesinin ortadan kaldırılması girişimine her yerde olduğu gibi 1 Mayıs alanlarında da karşı çıkacaktır. Eğitim-İş sadece devlet memurlarının iş güvencesini değil, ülkedeki bütün çalışanların güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını savunmaktadır. Ülkede bugün her türlü hak arama çabası, iktidarın baskı ve şiddet uygulamalarıyla durdurulmak istenmekte, iç güvenlik paketi ile iktidara karşı darbe dönemlerini dahi aşan baskının önü açılmakta, ülke bütün halinde bir cezaevine dönüştürülmektedir. İktidarın tüm emek düşmanı ve baskıcı uygulamalarının emekçilerin birlikte mücadelesi sayesinde durdurulacağının bilincindeyiz” dendi.
Paylaş